❝Soru yanlış,bana ne!❞
❝Seokjin. Şu anki durumumuzda öğretmen olan kim?!❞
~
❝Umudun olmama izin ver Min,lütfen.❞
~
Günahlarla kirlenmiş olan meleğim,ikinci kez kollarıma düşmüştü.
Gözlerimi yumuşacık yatakta yatarken araladım. Daha hava tamamen aydınlanmamamıştı ama bu okul olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
Uflaya puflaya doğrulduğumda iki yanımda yatan Jungkook ve Jimin dikkatimi çekmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir dakika,şuan hala Jimin'in evinde miydim? Etrafıma bakıp teorilerimi kendime kanıtladıktan sonra yavaşça yataktan indim.
Dün bana karşı ne kadar ilgili olduklarını hatırlayınca kendimi kötü hissetmeden edememiştim. Etrafa bakınız yere savrulmuş olan çantalara baktım ve kendi kendime sırıttım. Eğer erken kalktıysam bunu değerlendirmeliydim!
Önce Kookie'nin çantasını aldım ve içini kontrol ettim. Yeteri kadar hazır gibiydi ama aklımda onun çantasını biraz daha özel yapabileceğim bir fikir vardı. Doğrulup Jimin'in çalışma masasından bir kalem ve yapışkan not kağıtlarından birisine uzandım.
Küçük bir not bırakıp dudaklarımı yaladım ve alt köşesine bastırdım. Ortaya çıkan hafif dudak izinin etrafından kalemle geçip notu defterlerine birisinin üzerine yapıştırdım.
Jungkook'un çantası ile işim bitince Jimin'in çantasını hazırlamaya koyuldum. Aynı süreci farklı bir not ve yazı ile gerçekleştirdikten sonra notu kalem kutusunun içine sakladım.
Görünceki reaksiyonlarını çok merak ediyordum!
Ama şimdi en zor işlemi gerçekleştirmek üzereydim:
Onları uyandırmak.
Yavaşça Jiminnie'ye yaklaştım ve düşünmeye başladım. Ona Kesinlikle zarar verecek bir şey yapmak ya da aptal bir şaka yapmak istemiyordum.
Eh,ben de aklıma gelen ilk şeyi yaptım.
Sessizce yatağın üzerine tırmandım ve kendimi zarar vermeyecek bir şekilde Jimin'in üzerine yerleştirdim. Üzerine eğilip burnunun tam ortasına bir öpücük bırakıp geri çekildim. Uyanmasını beklerken aşağı inmek üzereydim ki,iki minik elin belime dolandığını hissettiğimde dondum.
"Taehyung?" Jimin derin ve sessiz bir sabah sesiyle bana fısıldayınca istemeden kızarmaya başlamıştım. (Sen kaşındın Tae'm.:') )
Başımı onaylarcasına sallayıp ona bakmaya devam ettim.
Elleri etrafımda yavaşça çözüldü,bende hızla aşağıya inmeyi becerdim ve yatağa oturdum. Kalbim hızlı bir tempoda atarken yutkunmakta başka birşey yapamamıştım. Biraz sakinleşmeyi bekledim ve derin bir nefes verdim.
