두 ~ Rules

3.3K 253 355
                                    

YOONGI

Aptal çocuk... nereye gidiyorsun bu hızda da görmüyorsun oturan birini.

Gözlerimi devirip düştüğüm yerden kalktım. Kesin sırf benim diye görmemiştir... Min Yoongi'yim sonuçta. Ez geç değil mi?

İç çekip kalan içeceğimi çöp kutusuna fırlatıp ellerimi cebime tıktım.

"Bay Yoongi?"
Bayan Ji Su,yani müzik öğretmenimin sesini duyunca bakışlarımı yerden kaldırdım.

"Evet bayan Ji Su?" Yarı baştan savarcasına cevap verdim.

"Arkadaşın seni arıyordu..."

Sözlerinden sonra hocamın arkasından duyduğum sesle lanet okumadan da edemedim.

"YOONGI~!"
İnce bir ses bağırdı ve bayan Ji Su'nun arkasından koşarak geldi. Uzun boyuna rağmen sadece fit oluşu biraz gülünçtü.

"Ah. Jung Hoseok."
Kollarını etrafıma atıp beni sıkıca sarmalamasına karşın hareketsiz kaldım. Gerçekten onun bu saçma enerjisiyle uğraşmak istemiyordum. Ama ne yapacaksın ki? Karşıma çıkmadan edemiyor. Derin bir şekilde içimi çektim ve gözlerimi kapattım,geri adım atarak onun beni bırakmasını sağladım.

"Ne istiyorsun,Hoseok?"
Güçsüzce cevap verip gözlerimi açarak onunkilere diktim.

O ise sadece dudaklarını büzdü... tatlı.

"Güzel bir gün geçirmiyorsun gibi..."
Gözlerimi devirdim. Ne zaman güzeldi ki zaten? Size cevap vereyim,ama bir soruyla.

Etrafınızdakiler hiçbir şeye değmediğinizi düşünüyorsa,sizi desteklemek ile ilgili hiçbir istekleri yok ve sataşarak sadece bunu daha kötü bir hale sokuyorlar. Siz ise her gün bir kez daha yaşamaya çalışıyorsunuz.
Sizin gününüz nasıl olurdu?
Bana göre tatsız ve boş olurdu.

"Evet Hoseok. Çok iyi hissetmiyorum." Kabullenerek bakışlarımı ondan kaçırdım.
"Yalnız kalmaya ihtiyacım var sadece. İyi olacağım."
Ah,yalanlar. Min Yoongi'nin profesyonel alanlarından birisi. Ama yanımdaki bu güneş ışını gibi çocuğun anlamasını beklemiyordum zaten.

"Yoongi hyung,lütfen izin ver de seninle kalayım..." yalvarırcasına başını yana eğen Hoseok'a şaşırmış bakışlarımı atıyordum. Benimle zaman mı geçirmek istiyordu?

Başımı onaylarcasına sallayıp omuz silktim. Bir zararı olmazdı sonuçta.

"Pekala. Yarın burada olmayabilirim zaten..."

Acı acı gülümseyerek peşimde mutlulukla zıplayarak dolaşan bir Jung Hoseok ile okul binasından dışarı çıkmıştım.

--

JIN

"Pekala..."

Gelecekteki sememin iki dakikada karalayıp bana verdiği plan kağıdını cebime sıkıştırdım.

"Eve gidince orada yazdıklarımı okursun. Eğer bunlara uyarım diyorsan benimle çalışabilirsin."

Kitabını elimden kolayca aldıktan sonra göz kırpıp bulunduğum yerden uzaklaştı.

Kim Namjoon. Bana. Göz kırptı. Sakin miydim? Hayır. Siz olur muydunuz? HAYIR.

Study || NamJin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin