Yine ağlama sesleri.
Yine yakınma sesleri.
Yine başladık.
Resmen her akşam annem benim duymadığımı sandığı halde duyduğum konuşmalarını yapıyor.Beni kaybetme düşüncesi onu yıkıyordu.
''Nazlı!...''
Babama da annemi teselli etmek düşüyordu.
''Niye bu kadar umutsuzluğa düşüyorsun Nazlı! Derin iyileşecek.''
Ne demezsin! Oysaki bunu kendi de biliyor.
''Tabi! İyileşecek! Peki ne zaman. Söylesene Hakan. Ne zaman? Artık kızımın acı çektiğini görmek istemiyorum. Benim kızım neyi haketmiyor?.''
Bu sefer babamın sesi duyulmadı. Her zaman böyle konuşurlardı. Babamın diyecek bir şeyi kalmadığında annem sessizce ağlamaya devam ederdi. Aslında evimiz büyük ve duvarlarımız kalın olsaydı, bu konuşmaları her gece duymazdım. 14 yaşında tam 8 ay kadar kemoterapi görmüştüm. Aslında ilaç tedavisi falan derken daha sonra hastaneye yatırılmam da derken zorlu bir savaş yaşamıştım kanserle bu da toplam1 buçuk yıl falan sürmüştür. Nihayet kanserin o ilerleme sürecini yendiğimden dolayı dışarı çıkabilmiştim. Aslında bana ilim nakli yapıldığımdan şüphelendim her zaman ama bana bu konu hakkında hiç bilgi verilmedi.
Maddi durumumuz pek iyi değildi. Her ailenin olduğu durumdaydık. Aslında babamın geliri iyi, fakat yarısından çoğu benim tedavilerime gittiği için, maddi durumumuz orta gelirden biraz daha az gelir oluyor. Evimiz bu yüzden tek bir daire. Yani apartman dairesi.
Ailem ben kendimi daha iyi hissedebileyim diye en geniş odayı bana verdi. Benim için sorun yok. Tek sorun yaşayamam. Evet yaşıyorum ama hissetmiyorum. Tuhaf bir duygu vücudunuzdaki kanseri hissetmek ama yaşadığınızı hissedememek. Tek yaptığım yatmak. Tam bir bitki gibi yaşıyorum.
Evet ilik kanseriyim ama durumum biraz daha iyi. Daha da kötüleşirsem ilik nakli yapılacak. Ben istemiyorum. Sadece daha iyi yaşayıp ölmek istiyorum.. Tamam, herkes ölecek eninde sonunda. Ama herkes lanet bir kanser yüzünden ölmüyor işte.
Aslında pek de inançsız biri değilim. Ailemin bazı ahlaki baskıları sonucu içimde biraz da olsa inançlı biri var. Ama çoğu isyankar. Bilmiyorum böyle bir durumda olmak beni isyankar yapıyor. Ama zamanla kabulleneceğimi de biliyorum.
Daha 17 yaşında olmama rağmen çok bunaltıcıyım. Bunak yaşlı köylü kadınlar gibi hareket ediyorum çoğu zaman. Bazen hastalığım yüzünden annem ve babamdan yararlanmıyor da değilim. Benim bir iniltime hemen yanıma koşuyorlar. Ben de bu durumdan faydalanıyorum.
Bu yaptığım pek hoş olmasa da benim hoşuma gidiyor. Bu aralar tek zevkim o.
''Sen hep iyi bir anne oldun, elinden geleni yapıyorsun. Yapıyoruz. Derin ne kadar kötü durumda olsa da onu iyi ahlaklı yetiştirmeye çalışıyoruz. Daha iyi olabilsin ya da daha da kötü olmasın diye sağlıklı olmasını çabalıyoruz. Biz sonsuza kadar onun anne ve babası olacağız. Ölse bile.''
İşte bu bir ilkti. Babam genelde burada susardı. Annem sabaha kadar ağlardı. Babamın bu konuşması beni de çok etkiledi. Ama sanki söz konusu kişi ben değilim gibi dinliyordum her şeyi genelde. Neden bu sefer babam benim hakkımda konuştuğunda heyecanlandım sebepsiz yere bilmiyorum.
Bu beni etkilediği kadar annemi de etkilemiş olmalı kı ağlamayı da zamanla kesti.
''Evet Hakan bir yönden haklı olabilirsin. Ama şu an kendimi Derin'in yerine koyuyorum. Ki Derin bize karşı çok sabırlı bir kız.''
Annem burada sustu. Bu sefer daha kararlı ve azimli çıkan sesiyle konuşmasına devam etti.
''Normalde kanser olmayan bir kızımız olsa anca bu kadar baskı yapardık. Ne yazık ki Derin'in güzel bir geleceği olmayabilir. Bu durumda o gençliğini yaşamak ister . Bunu herkes ister.Ama biz kızımıza olması gerkenden fazla baskı yapıyoruz. Tamam, anne ve baba olarak bazı kurallar ve baskılar olmalı ve uygulamalıyız ama biz kızımızı okula bile göndermek istemiyoruz. En yakın arkadaşıyla buluşmasına bile izin vermiyoruz. Bunu hiç bir anne ve baba çocuğuna yapmaz. Ki, biz bunu Derin'e kesinlikle yapmamalıyız. Sen bu sözleri söyleyince , ben de böyle olması gerektiğini düşündüm. Ona sürekli ahlak dersi verip ahlaktan bahsedemeyiz. Bu hayat onun hayatı ve hayatı çok kısa. Ben bu şekilde yaşamayı istemezdim ve kızımın da bu şekilde yaşamasına izin veremem.''
Sonlara doğru anmnemin sesi kısıldı. Annemin böyle bir konuşma yaptığına inanamıyorum. Genelde babamın baskıları daha fazladır. Ahlaka çok fazla önem verir. Annem de bu durumda babama uymaya çalışır. Aslında hiç anne-kız gibi olamadık. Ben hep bitki gibi yaşarım, onlar beni büyütür. Aramızdaki ilişki hep bu oldu. Benim hakkımda hiç duygularım olduğu yönünde düşündüklerini hiç sanmazdım.
Bu gece ilk defa böyle konuştular ve diğer gecelere göre daha erken uyudular. Ben kendime bir amaç edinmiştim ama cesaretli hareket edebileceğimi hiç sanmıyordum. Ama annemin bu konuşmasından sonra daha fazla cesaretlendim. Daha fazla istedim her genç gibi olabilmeyi. Ve annemle bu konuyu konuşmak istedim. Daha en yakın arkadaşıma anlatmamıştım. Hiçkimseyi katmak istemiyordum bu olaya. Ama sanırım bir destekçiye ihtiyacım var. Belki.. Dedim. Belki bir umut.. Annem yanımda olabilir..
☆★☆★☆★☆★☆ ☆★☆ ▶ CEYDADMIR
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZIM SENSİN
Teen FictionFarklıydım. Farklı olmak güzel hissettirmiyor ama. Onlar gibi olmak istiyordum. Herkes gibi olmak istiyordum. Ama hiç birine sahip değildim. Kaybolmuşluğun ortasında buldum ben yıldızımı. Gece en dikkat çekeni Aydır. Daha sonra Kutup Yıldızı. Onla...