"Yeter artık! Söylesene ben kaç yaşındayım da böyle sorular soruyorsun?"
Sevdagilin yanına gittiğimde sanki yabancı birinden şeker almış çocuk gibi azar işitmiştim. Tamam önemsersiniz ama siz kimsiniz ki? Her an yanımda olamazlar. Her zaman koruyamazlar beni. Yanımda destekleyicim olabilir ama ben kendi başımın çaresine bakabilmeyi en azından öğrenebilmeyi istiyorum. Beni azarlayarak ya da yaptığım her şey için sorguya çekerek buna izin vermiyorlar dahası anlamak bile istemiyorlar.
Ani çıkışım yüzünden Sevda bir an duraksadı. Dediklerimi algılamada gecikti. Daha sonra gözlerini irileştirip bana bağırmaya başladı.
"Seni düşünüyorum anlıyor musun? Her şeyde çıkardığın huzursuzluklar gibi bunda da çıkar hadi! Sana bir şey oldu diye geberecektim. Ne kadar sorumsuz davrandığının farkında mısın? Annengili bile aramayı bırak polisi arayacaktım. Ama Derin Hanım'a bakın ki gelmiş onu merak ettiğim için bana sitem yapıyor! Hastasın sen tamam mı? Sürekli birinin yanında olması gerekiyor. Sen sahipsiz değilsin kızım.Senin ailen var ben varım. Ama sen sürekli tartışma çıkar. Her istediğim olsun iste.. Hem hastasın hem de....."
Cümlesine benim ağlamaya başladığımı görünce devam edemedi. Neden ağladığımı bilmiyordum. Bu bazı gerçeklerin yüzüme vurulmasıydı. Biliyordum zaten. Hatta daha acılarını biliyordum. Neden bazıları yüzüme vurulunca ağlıyordum ki? Asıl yüzüme vurulan gerçekler için teşekkür etmeliydim ama yakın bir arkadaşınız size bunları söyleyense kalbinize saplanıyordu bir darbe daha. Yine de kalbinizde bir yarık oluştu mu pansuman yapan dostunuz oluyordu.Kızamazdınız ki hiçbir zaman. O sizin dostunuzdu sonuçta.
Ama hayır. Şuan sessiz duramazdım. İçimi bir şekilde açmam gerekiyordu. Onu kırarak da olsa anlamalıydı beni. Anlayıp gelip teselli etmeliydi her zamanki gibi. Çünkü o benim dostumdu. Her şekilde anlamalıydı beni.
Gözlerimi kapattım ve elimin tersiyle sildim yüzümdeki yaşları.
"Devam etsene! Hem de neyim söylesene! Hastayım evet !Biliyorum. Sayenizde hiç unutmadım ki! Asıl sen anlamıyorsun. Ben de senin gibi olmak istiyorum! Kendine bir bak güzelsin.. Sağlıklısın... Üzerinde aile baskısı denen şey yok.. Geleceğin var senin. Geleceğini kurma şansın var. Ama hiç bu yönden bakmıyorsun. Sadece sen değil ,herkes! Bana hakaret et istediğin gibi durma! Yapmak istediklerimi, olmak istediğim kişiyi anlamayı siz reddediyorsunuz. Hasta olan sen değilsin Sevda! Beni anlayamazsın. O çaresizliği o umutsuzluğu bilemezsin. Anlıyormuş gibi davranma anlamıyorsun anlamak da istemiyorsun. Senin için bir tek erkekler var! Görünüşte iyi dost olmayı biliyorsun ama. Hadi git , kaçıncı olduğunu saymayı bıraktığın Taha'na git."
Bağırarak ona doğru konuşuyordum. Aslında onun için hiçbir zaman böyle düşünmemiştim. Öfkeliydim ve sanki ben kırıldığım için onu da kırmak istiyordum. Ama o da en az benim kadar öfkeli görünüyordu.
"Demek benim hakkımda böyle düşünüyorsun, öyle mi?"
"En az senin kadar"
"Yani bana kendini beğenmiş diyorsun?"
"Nasıl anlamak istiyorsan öyle"
"Bir aynaya bak istersen"
Ona şaşkınca baktım. Ben mi kendimi beğenmiştim? Asıl onu aynaya bakmaya ihtiyacı vardı. Hızla arkamı dönüp yürümeye başladım.
"Nereye?!"
"Kendime cehennemde bir ayna bulmaya."
"Yaa Der-.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZIM SENSİN
Teen FictionFarklıydım. Farklı olmak güzel hissettirmiyor ama. Onlar gibi olmak istiyordum. Herkes gibi olmak istiyordum. Ama hiç birine sahip değildim. Kaybolmuşluğun ortasında buldum ben yıldızımı. Gece en dikkat çekeni Aydır. Daha sonra Kutup Yıldızı. Onla...