☆4☆

117 11 4
                                    

O sokakta gördüğüm şeyle ya da işte karşı karşıya kaldığım görüntüyle şoka uğrayıp bayılmam pek de şaşırtıcı bir şey değildi. Özellikle benim gibi bir asosyal göz önüne alındığında.

Gözlerimi açmaya çalıştım ama beceremedim. Hayır deniyorum ama bir türlü açamıyordum. Sanki gözkapaklarım erimiş ve birbirine yapışmış gibilerdi.

Uzun bir süreden sonra gözlerimi açtığımda etrafımdaki insanları tanıyabilmek için kendime zaman tanıdım. Ama içlerinde tanıdığım kimse yoktu. Dikkatle baktığımda yavaş yavaş görüntüler aklıma geldi.

O köşeyi döndüğümde bir gurup insan kollarında iğneler mosmor olmuş bir şekilde yerlerde yatıyorlardı. Ölüler gibi görünüyordu. Yerlerde duvarlara yaslanmışlar gözlerinin altarı, kolları, yüzleri, boyunları, her yerleri mosmor gözüküyordu. Midemin ağzıma geldiğini hissetmiştim. Ama bunlar bazılarıydı. O kadar korkunç ve insanın tiksineceği bir yerdi ki burası. Bazıları ise birbirleriyle ya öpüşüyorlar ya da sevişiyorlardı. Benim başım dönüyordu. İlk günüm için bu kadarı artardı bana. Üstelik bu sevişme durumunda olanlar sanki yanlarındakiler ölmemiş ya da işte herneyse olmamış gibi davranıyorlardı. Bir sürü eşcinsel doluydu. Ben sadece isimlerini duymuştum bu kadar yakından görmeyi beklemiyordum. İlk girdiğimiz sokağa ürkütücü demiştim. Ama burası polislerin bile gelmek istemeyeceği bir yer gibi gözüküyordu. Belki de burayı polislerden saklanmak için bulmuşlardı. Hiçbir fikrim yoktu.

Ama benim asıl bayılma nedenim bu değildi sanırım. Tamam bayılma derecesine gelmiştim. Kalbim kulaklarımda zonkluyordu. Ama beni Tamamen şoka sokan olay bu değildi.

Ben olanları ve gördüklerimi şokla izlerken daha onlar beni fark edemeden birisi benim üzerime atladı ve o uzun geçide çekti. Ben hem o anın şokuyla hem de gördüklerimin şokuyla daha beni ordan çekenin kim olduğuna bakamadan bayıldım.

Şimdi ise daha önce hiç görmediğim bir yerdeydim. Yani o insanları olduğu yer değil Sevdagil'in olduğu yer değil ve burası tamamen farklıydı.

Hayır! Sevda demişken onları tamamen unuttum.

Bir anda ayağa fırladım. Etrafa çılgınca bakmaya başladım.

Yanımdaki çocuklar ilk şaşırsalar da beni tutup oturtmayı denediler.

"Hey sakin ol biraz. Ne oldu? Bak bizden zarar gelmez." Bunu diyen çocuğa baktığımda o sokaktaki çocuk olduğunu fark ettim. Ama bunu söylerken çok ilgisiz görünüyordu. Ben bir eskimiş koltukta yatıyordum ve o ise kapının kenarındaki duvara bir kolunu yaslamış bana bakıyordu.

"Neredeyim ben? Ayrıca siz kimsiniz? Beni buraya niye getirdiniz?"

"Tamam tamam. Bak sakin ol. Orası senin için fazla tehlikeli bir yerdi. Bu yüzden seni oradan alıp buraya yani oradan daha güvenli bir yere getirdik. Şimdi biraz sakin ol da anlat orayı nereden bulduğunu."

Bunu yanımda oturan bir oğlan söylemişti. Bizden zarar gelmez demişlerdi ama onlara güvenmiyordum. Çünkü buradakilerin de o gördüğüm insanlardan pek farkları yoktu. Hepsinin de gözlerinin altları kırmızılaşmış ve çökmüştü. Ayrıca bakışları da fazla baygındı hepsinin.

"Size niye güveneyim? Onlardan bir farkınız varmış gibi durmuyor."

Daha sonra benim daha önce fark etmediğim bir kız yanıma gelerek "Haklısın. Güvenmen için bir sebep yok. Ama şu an güvenmek zorundasın. Buraya gelerek aptallığı sen yaptın. Başka seçeneğin yokmuş gibi görünüyor. İstersen uzatma da anlatmaya başla."

Kızın sözleri ne kadar sert olsa da sesi yumuşaktı ve ben biraz da olsa rahatlamaya karar verdim. Belki gerçekten de bana yardım edebilirlerdi. Şuan nerede olduğumu bile bilmiyordum.

"Pekala." dedikten sonra arkama yaslandım ve çevremi incelemeye başladım.

Şimdi fark ediyordum. Burada en fazla beş kişi vardı. Dikkatlice baktım odaya ve iki kız üç tane erkek olduğuna emin oldum.

"Neyi anlatmamı istiyorsunuz? Ama bir saniye benim birini aramam gerekiyor" deyip hızla ayağa kalktım. Kapıya doğru yürürken duvara yaslanan çocuk doğruldu ." Hop hop. Nereye gideceksin? Ne konuşuyorsan burada konuş."

Çocuk fazla sert konuşmuştu. Ben de korktum ve telefonumu çıkardım. Sevda'dan beş cevapsız arama vardı. Onu tekrar aradığımda anında açıldı.

"Neredesin sen? İyisin değil mi? Derin nerede olduğunu söyle. Her yerde seni arıyoruz. Lütfen iyi olduğunu söyle."

İlk başta baya sinirliyken sonlara doğru sesindeki telaşı hissetmiştim.

"Ben iyiyim. Biraz sonra geleceğim. Şuan nerede olduğumu ben de bilmiyorum. Ama sanırım güvendeyim. Annemi aramadın değil mi?" hızlıca ona cevap verdiğimde rahatça nefes verdiğini duymuştum.

"Hayır aramadım. Ama tam da aramak üzereydim. Orkun ve Taha seni aramaya çıktılar. Neredesin sen?" Ona tam cevap verecekken karşımdaki çocuğun kaşlarını çattığını gördüm.

"Bak Sevda şuan ben de nerede olduğumu bilmiyorum. Ama güvendeyim gerçekten. Biraz sonra seni tekrardan ararım. Şuan konuşamam." deyip telefonu suratına kapattım.

Arkamı döndüğümde hepsi beni izliyordu. Elimi kafama götürüp şapkanın orada olup olmadığını kontrol ettim. Hala yerli yerindeydi.

"Arkadaşların ne kadar bağlıymış sana. Annenden de korkuyorsun herhalde?" bunu kızlardan biri hafif gülerek söylemişti. Ama kimse ona cevap vermedi ve kendinden başka gülen de olmadı. Sanırım pek sevilen birisi değildi.

"Size ne anlatmam gerekiyor?" dedim acelem olduğunu belli edercesine.

Sokaktaki çocuk konuştu.

"Burayı nereden bulduğunu veya burada ne işin olduğunu anlatarak başlayabilirsin."

"Arkadaşlarımla gezmeye çıkmıştık. Yanımızda gelen bir çocuk buranın gerisinde olan sokağı önerdi. Biz de farklı bir şeyler yapmak istemiştik. Sokağın sonunda otururken buraya çıkan dar geçit gibi olan yeri fark ettim. Merak ettim ve o yolu takip ettim. Sonra da o berbat yeri gördüm işte. Başka ne bilmek istiyorsunuz?"

" Tamam. Bu kadarı yeter. İyi ki biz varmışız. Yoksa kurtulamazdın oradan. Şimdi oranın ne halt olduğunu gördün bir daha da gelmezsin umarım."

"Sıra sizde. Burası neresi ve neler olduğunu bana anlatın lütfen. Beni niye buraya getirdiniz?

Takip ettiğim çocuk cevap verdi.

" Oralar senin takılacağın mekanlar değil. Ben oradan geçerken beni takip ettiğini gördüm. Pek de buradaki tipler gibi gözükmediğin için..."

Sözünün burasında durup gözleriyle vücudumu süzdü sonra sözlerine devam etti.

"Senin de o ispiyonculardan biri olduğunu sandım ilk önce. Ama daha sonra o mekana girdikten sonraki surat ifadeni gördüm. Baya korkmuş gözüküyordun. Burayı bilmeyen birisinin ihbar etme olasılığı da yoktur herhalde. Her neyse ben de seni hiç oralara bulaştırmamak nedeniyle oradan çıkardım. Pek de uyuşturucuya bağlanmak ister gibi halin de yok." sonra gülümsedi. Ama alay eder gibi bir ifadesi vardı.

Bir anda surat ifadesi sertleşti ve kaşlarını çatıp bana yaklaştı.

"Bak. Sen inan ki böyle yerlere bulaşmak istemezsin. Sakın bir daha gelme ve sakın polise ihbar edeyim deme. Yoksa işin biter. O gördüğün insanlar seni eninde sonunda bulacaklardır. Sonra da ilk sikerler sonra öldürürler ve bu sefer seni kurtaracak kimse de olmaz."

Fazla sert konuşmuştu ve ben gereğinden fazla korkmuştum. Ben herkes gibi olmak istiyorum derken bir belaya bulaşmak istiyorum dememiştim ve bir daha buraya geleceğimi de sanmıyordum.

☆ ☆ ☆ ☆ ☆

Merhaba arkadaşlar :D. Sonunda yeni bölüm geldi. Umarım beğenmişsinizdir. Eğer beğendiyseniz lütfen vote vermeyi unutmayın . Medyada sokaktaki çocuk :D.

YILDIZIM SENSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin