Dediğine itaat etmeyip sarılmadım. Bu kadar kabalıktan sonra sarılabileceğimi nasıl düşünebilir ki?! Herkes kendi hayatını iyi ya da kötü şekilde yaşar. Fakat benim bir haytım bile olmadığı için yaşayamıyorum bile. Bundan 1-2 sene önce Austin'i isteyen bir kız şimdi ondan kurtulmak istiyor. Hayat bazen beklemediğiniz anda tersine döner ve yerle bir eder. Austin'i ittirip yukarı çıktım. En son çıkarken baktığımda gözlerinden nefret geçiyordu. Yukarı çıkıp yatağın üstüne dolaptan yeni çıkarttığım pijamaları koydum. Bu kadar olay üzerine sıcak bir duş iyi gelecekti sanırım.
Sıcak suyun vücuduma değmesiyle irkildim. Yavaş yavaş alışmaya başlıyordum. Alıştıkça da rahatlamaya. Aşağıdan çıkma sesi duyduğumda Austin'in yukarı geldiğini anladım. Vücudumu da yıkadıktan sonra havluyla vücudumu kurulayıp Austin'in biraz daha yumuşamış olması umuduyla üzerimi banyoda giyip çıktım.
-Austin'den
Lanet olsun! Böyle bir şeye nasıl cürret edebilirdi ki? Dolaba gidip viski ve bardak alıp salona tekrar girdim. Viskimi bitirip, yukarı çıkmak için ayağa kalktım. Su sesleri geliyordu. Umurumda bile değildi. Bana karşı gelmek demek, ölüm planını kendinin yapmak demekti. Su sesleri kesilince beklemeye başladım. Yapacağım şeyler, ona bir daha bu kadar ileri gitmesini sağlayamayacaktı. Umarım.
Dışarı çıktığında üzerinde şort ve askılı yeşil bir bluz vardı. Dışarı çıkmasıyla ona doğru yürümeye başladım. Tek istediğim geberene kadar acı ç.ekmesiydi. Öyle de olacaktı zaten. GEBERENE KADAR ACI ÇEKECEKTİ !
Ona yaklaşmaya başladıkça gözsüne korku geliyor, fakat bunu belli etmemeye çalışıyordu.
-Ne o bebeğim? Bu kadar şey yaptıktan sonra yanına kar mı kalacaktı? Dememle saçından tutup aynanın önüne kadar sürükledim. Acı çekmesi umurumda bile değildi. Böyle bir şeye cürret etmesi bile saçmalık. Bağırırken vücudunu tutuyordum. Aynanın önüne geldiğimizde arka cebimden bıçağı çıkardım. Yavaş yavaş derisinin üzerinden geçerken ardından gelen kan hoşuma gidiyordu. Yaklaşık 10 cm kestikten sonra kapalı olan kızarmış gözlerini açtı. Ağlaması umurumda bile değildi. Hissisleşmiştim. Belki de sadece o günlerin intikamını alıyordum. Ama her ne yapıyorsam şu an hiç bir şey hissetmediğim. Ne üzüntü, ne acı ne de nefret. Ama bunun yanında hissetmediğim sevinç, mutluluk duyguları da vardı. Bessy'e baktığımda sadece karnına gözlerini dikmişti. Yapacağım hamleyi düşünüyordu. Tekrar saçından çekip yatağa yatırdım. Karnın üzerinde kanayan yere hafifçe dilimi sürtüyordum. Kan tadı. Dilimi daha hızlı ve daha sert bastırdığımda acıyla inledi. Her geçen gün acı çekiyordu ve bu da benim hoşuma gidiyordu. Ya da hoşuma gideceğime kendimi inandırmıştım. Bıçağı tekrardan alıp yüzüne, en alıcı bölgesine götürmeye başladım. İntikam !! Üzerinde metalini hissedecek fakat kesmeyecek şekilde gezdirirken bana gözlerini kapatıp tısladı;
-Yapma.. Nolursun.. Onu dinlemiş numarası yapıp diğer yanağından yavaşca öptüm. .Çekildiğimde beklemediği bir aqnda derin bir iz bırakacak şekilde kestim. Acıyla çığlık attı.
-Bugünlük yeter bu kadar, adamlar seni toplarlar. Derken üzerinden kalktım ve kapıyı çarpıp çıktım. Şimdiki durağım belliydi. Quilty Bar. Arabayı hızla oraya sürüp kenara çektim. Güvenliklerinm beni tanıyıp selam vermesini umursamadan içerideki barmene doğru yürüdüm.
-Viski. Cebimdeki Parlement kutusunu çıkartıp bir sigara aldım. Yaktıktan sonra o müthiş dumanın kanıma geçmesine izin verdim. Yavaşca gri dumanı üflerken sadece ağzımdan gitmeyen kanı düşünüyordum. Çok iyi yapmamıştım. Hatta pislik pislik biriydim ama beni böyle yapan ta kendisiydi. Elimdeki viskinin bitmesiyle bir bardak viski daha aldım.
Bessyden
Kan olan yerleri temizlerken gözümden akan yaşlar artık canımı yakmaya başlamıştı. Yarım saat olmuştu fakat adamlarından ne bir ses ne de bir soluk vardı. Ecza dolabından batikon ve gazlı bez aldıktan sonra yarayı temizlemeye başladım. Tabi ilk başlarda bu kadar sakin değildim ve cidden bileklerimi kesmeyi bile göze almıştım. Hiç bir acı; kalp acısından beter değildi. Temizleme işini bitirdiğimde geri eski yerlerine malzemeleri koydum. Beyaz duvara boş boş bakarken kapı açıldı. Gereksiz ve son anda gelen işe yaramayan adamlarıydı.
-Bessy sen misin? Adam yüzüme ardından vücuduma bakınca sadece şort olduğuna lanet ettim. Adam yavaşca yürümeye başlayınca korkmaya başlamıştım. Yatağa oturunca yüzüme baktı. Ellerini yüzüme getirirken yüzümü geri çekmiştim. Oh, tanrım. Ne günah işledim ben!
-Hadi bebeğim. Seninde istediğini biliyorum. Bana biraz daha yaklaştığında sırtım başlığa değmişti. Artık kaçacak yerim olmadığını anlamıştım. İyice bana yaklaştığında ona sadece korkuyla bakıyordum. Nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde beni aşağı çekip tamamen yatmamı sağladı. Avazım çıktığı kadar bağırıyordum fakat kimse duymuyordu bile.
-Boşuna uğraşma güzelim. Korumalara 'Krem bşraz ağır, çığlık atabilir. Gelmenize gerek yok.' yalanını çok güzel yedirdim. Şortum ve ardından gelen iç çamaşırım çıkartılırken avazım çıktığı kadar bağırdım.
-Austin! Yalvarırım yardım et.. Çığlıklarım devam ederken içimde hissettiğim acı, artık çok geç olduğunun kanıtıydı.