SELAMMMM :D GECİKME İÇİN ÜZGÜNÜM BEBEKLER. HİÇ YAZMAK GELMEDİ İÇİMDEN. LLAF'E LÜTFEN YORUM YAPIN.
5+2+1
-Bessy'nin Ağzından-
Konsere gitmek için deli gibi hazırlanıyoruz. Açık dalgalı bıraktığım saçlarım, mavi topuklularım ve mavi kot kombinimle iyi sayılırım (Medıa). Angela'yla sabahtan akşama kadar birşey seçmekle uğraştık. Aman ne güzel (!) Angelayla görüşmeyeli okuldan birini bulmuş. Sanırm çıkıcaklarmış. Lanet olsun sevgililere -_-
''Hadi Bes, geç kalacağız !''
''Poff. Geldim !''
-Austin'in Ağzından-
Tur bittiğine göre artık burda kalacağız. Bugün JB konseri var ve bizde gidiyoruz. Neden bilmiyorum ama içimdeki kelebekler uçmuyo resmen twerk yapıyorlar.
''Mor yada mavi?'' Alexin sorusuyla elindekilere döndüm.
''Mor'' devam ettim ;
''Siyahını da bana çıkartsana''
''OH, hayır! ne zamandan beri giymiyosun. Heralde o ayakkabıyı bulmaktanda yenisini alırım daha iyi.'' Zorda olsa o siyah supralaı bulup getirdi.
-JB Konseri-
''Justin, Justin Justin'' herkes bağırıyordu. bende dahil. Hayatımda ilk defa Justin'i canlı olarak görecektim. Bunun verdiği mutlulukla bağırışımı daha da hızlandırdım. Arkamda hissettiğim elle arkadı döndüm. Austin ? Buna alıştım.
''Selam Bess''
''Selam Austin. ''
''Belieber mısın?''
''Evet'' Tam ağzını açıcaktı ki Alex yakınmaya başladı
''Bende burdayım değil mi?'' Angela hala piste bakıyordu. Alex ve Austini göremişti. Ölmeden önce yapılacak listemde 1 tane daha tik olmuştu.
''Tamam '' Gözlerimi devirip sahneye baktım 10dan geriye sayılıyordu
10..9..8..7..6..5..4..3..2..1...!! Justiiiinnnn Adamın sesiyle herkesin çığlığı attı. Işıklar kapandı. One Time ilk açılışı yaptı. Tapılasıydı. Fazlasıyla. Arkamdaki nefesle irkildim. Boynumu çevirmeden gözlerimle baktım. Austin bana sarılmış ve çenesini omuzuma yaslamıştı. Justin fialn hikaye. Şu anki durumumuza göre. Donmuş şekilde Austin Justini ben Austini izliyordum.
******
One Less Lonely Gİrl, One Less Lonely Gİrl Justin OLLG seçicekti. Konser boyunca Austin boynumda öylece durmuştu. Onu seviyordum. Her ne olursa olsun sevecektim. çünkü ben bir fan değilim Mahomie'yim . Justin hertarafı gezmiş, sıra buraya gelmişti. Elini tutacağı kişi 'OLLG' olacaktı. Buraya geldi ve etrafı uzun uzun taradıntan sonra elini bana uzattı.
Elini bana uzattı.
Bana elini uzattı.
Uzattı elini bana.
"Hadi çıksana" Angelanın sözüyle kendime geldim. Ağlıyormuyum ?
"OLLG'm olmak ister misin prenses?" Oha :O elimi ona uzattım. Austin'e gelirsek; bana Jus, elini uzattığı anda elini omuzlarımdan çekti. Nedenki ? Bir anda yakınlaşıp bir anda uzaklaşıyor. Beni daha tanımıyoken. Tanısaydı bana 'Zach-Austin-Ben' kafe toplantısında söylerdi . Yani değil mi ? Yoksa söylemezmiydi ? En yakın zamanda bunu ona soracağım . Önümdeki taş varlığa baktım. Şarkıyı bitirip konuşma yapmak için dibimden ayrıldı. Yanımdayken ağlayıp, şarkıya eşlik ettim. Bedenim bunları yaparken kafam Austin'i düşündü. Sahneye nasıl çıkmıştım. Cidden beni hatırlamıyo muydu?
*****
"Kızlar kafeye gidelim mi?" Austin'in sözüyle ona baktım. Konaer bitmiş Justin teşekkür edip beni sahneden indirmişti. Şimdi de yolda Austin ben Alex ve Angela yürüyorduk. Nirmalde Austinler başka taraftaydı. Fakat gece geç olduğu için ikiside aynı anda 'Bu saattemi? Hayatta olmaz . Bizde geliyoruz.' dediler. Ang ve ben de göz devirdim. Austin'in az önceki sorduğu sorudan yanıt almak için Angela'ya baktım.
''Peki, tamam. Ama bizden olucak'' dedi kıkırdarken.
''Bakarız''
''Alex mızıkçılık yok'' dedim köpek bakışı atarken bu bakış sadece annemde işe yaramıyordu. Ona da öpücük veriyordum. Herneyse konumuz bu değil.
''Tamam Bessy, mızıkçılık yok.'' Zafer kazanmış gibi gülerken Alex'in söylediği şeyle yüzüm (-_-) ifadesini aldı.
''Mızıkçılık yok, paralar bizden.'' Tam konuşucaktım ki Angela lafımı böldü ;
''Uğraşma Bessy, pes edecekleri yok baksana'' Gözlerimi devirdim ve nefesimi verip yola devam ettim.
****
''Ne içersiniz kızlar?'' Austin'in sorusuyla ona baktık. Buraya en yakın olan Starbucks'a gittik.
''Kahve. Mümkünse çikolatalı.'' Hepsi benim dediğime başını sallarken Austin almaya gitti. Alex boru değil ya, Austin yokken de konuşabiliriz.
''Justin nasıldı sizce'' Justin demişken, ona bir tweet atmalıyım. Hatırlayın 'Ölmeden önce yapılacaklar listesi.'
''Süperdi, tabi Bessy daha çok eğlenmiştir'' dedi, şakayla karışık kıkırdarken.
''Eveeeettt'' dedim, küçük bir çocuğun bağırması ve el çırması taklidini yaparak.
''İşte kahveler de geldiii!!'' Austin'e dödüğümde tepside 4 adet kahve duruyordu. Sırasıyla Alexin, Angalanın, Austinin ve kendi önüme koydum.
''Eeee ne konuşuyodunuz bakalım'' dedi, taptığım sesi. Austin nasıl bu kadar kusursuzdu ? Nasıl her şeyi ben demeden alıyordu? Austin böyle pasta yapmayı nerden öğrendi ? İç sesimi daha fazla saçmalamaması için susturup sahbete katıldım.
''En son Alex Justin konseri nasıldı demişti. Bende Justin'e tweet atıyodum.'' diyip telefonumu çıkarttım. Sohbetle bağlantımı kesip, tweet atmaya uğraşıyordum. Lanet olsun! İnternet paketim bitti! Üzgünce telefonumu kapatıp, sohbete katıldım. Sadece ne dedikleini anlamaya çalıştım.
''Bir şey mi oldu?'' Austin'in sesiyle irkildim.
''Yok sadece internetim bitti.'' dedim. Demez olsaydım. Cebinden telefonu çıkartıp bana verdi.
''Twiteer'dan çıkış yapmayı unutma.'' diyip sohbete daldı. Benim aklım hiç kurnazlık yapmadan durur mu ? Durmaz. Arkama yaslanıp twitter'ımı buldum. Hala onun twitterındayım kendimi takip ettim, yanındaki yıldızlı yere (oraya basınca sana twettlerini ve RT yaptıklarını bildirim veriyo.) tıklayıp taklamamakta kararsız kalıp en sonunda tıkladımk sayfayı yenilediğimde takipçim 2 katına çıkmıştı!
YAŞASIN KÖTÜLÜK!
Kendi işlerimi de bitirip telefonu Austin'e verdim bilerek çıkış yapmadım. Austin'in verdiği konserdeyken çekili fotoğrafı yüklemiştim o gün. Onu görsün ve benmi hatırlasın diye twitter'ımı açık bıraktım.