《10》 Sezon Finali

37 2 1
                                    

"Yaşa, sakın bana üzülme."

Fırat...

Üzerimde sanki yılların ağırlığı varmış, sanki bu hayatta o kadar derde tasaya şahit olmuş bir yük vardı ki, kalkmama bile engel oluyordu. Burnuma gelen ve genzimi yakan küf kokusu midemi bulandırıyordu. Kafamı zemine o kadar sert çarpmıştım ki, sanki büyük bir balyoz darbesi almış kadar canımı yakıyordu. Bedenime hakim olamasam da ellerime kuvvet vermek için çabalıyordum. Ne yazık ki o da beni boş bir çabaya doğru itiyordu. Gözlerimi az da olsa büyük bir çabayla açmayı başardım. Burnuma dolan küf kokusunun sebebini de açıkça görebiliyordum. Duvarlar rutubetten pamuk tarlasına dönüşmüş, boyalar bundan dolayı gözükmüyor, hatta rengi yukarda az da olsa güneş giren odada belli bile olmuyordu. Kollarıma yeniden güç toplayarak kalkmaya çalıştığım da birine ait ayak sesleri duymaya başladım. Milim derecesine kalkmıştım ama bu bana bir fayda sağlamadı. Arkadan duyduğum ayak sesleri daha da yakından geliyordu. Sonunda saçıma uzanan ve bir anda çeken ayakkabının sahibiyle gözgöze geldim. Kafama elindeki sopayla vurmadan önce son hatırladıklarım ise beni birhayli korkuttu.

"Merhaba Fırat. Yeni yuvana hoşgeldin!"

****

Gözlerimi hızla araladım. Etrafta gezdirmeye başladım. Tavanı yüksek bir odadayımdır diye tahmin ettim. Elimi oynatmak istedim fakat olmuyordu. Kalın bir kemerle ellerimin ve ayaklarımın bağlandığını o an farkettim. Çekiştirmeye çalıştım ama olmuyordu. Açılmıyordu. Etrafıma bakmaya başladım. İki yanımda da kemerler yatağa bağlı boş duruyordu. Sanırım benim gibi bir kaç insan daha vardı burada. Dikkatimi dışarıdan gelen seslere verdim. İyice dinlemeye dikkat ediyordum. Motor sesine benzer bir ses geliyordu. Araba değil sanki elektirikli bir testerenin sesiydi bu. İçimi büyük bir endişe kapladı. Telaşa kapılmak istemiyordum ama olmuyordu. Ellerimi çekiştirmeye başladım.

"Açıl. N'olur açıl, yalvarıyorum!"

Sanki kemerlerle konuşunca beni sıkıca sardıkları ellerimi ve ayaklarımı rahatça serbest bırakacaklardı. Ama yanılmıştım. Olmuyordu, açılmıyordu. Dışarıdan motor sesi kesildi sandım ama onun yerine büyük bir çığlık sesi işittim. O kadar korkunç bir çığlıktı ki yattığım yerde titremeye başladım. Acı çekiyordu sesin sahibi, belki de az önce çalışan motorla ona zarar vermişlerdir diye düşündüm. Vücudumdaki titreme kesilmişti. Arkamdan açılan bir kapı sesi duydum. Büyük ihtimalle buranın kapısıydı. Kafamı çevirip arkama bakmaya çalıştım ama bir şey görünmüyordu. Zaten gerçekte kalmamıştı. Buraya düşmeme neden olan, beni kandıran hayin tam karşımdaydı.

"Günaydın," dedi soğuk bir sesle. Belindeki anahtarlar dikkatimi çekmişti, sayamayacak kadar çoktu. "Kafan filan ağrıyor mu?"

Hafif bir sızlama var, onun dışında iyiyim demedim tabii. "Ne istiyorsunuz benden?"

Sesimin titrek çıkması ben de bir kaygı oluşturmuştu. Karşımdaki herifin ondan korktuğumu sanmasını istemiyordum.

"Bunu dediğine göre iyisin," kaş göz işareti yaptı arkaya doğru. "Alabiliriz."

"Ne!"
Anlam veremdim, bir anda sağımda oluşan karanlığa baktım, kafama iki yumruk ve sonrası karanlıktı.

Başak...

Elinde kanlı bıçağı, şok içinde kalmıştı doktor. Ağırdan gelen inleme sesi susmuş, yerini korkunç bir sükut içinde bırakmıştı. Lale kafasında kanlarla yere yığılmıştı. İçimden derin bir oh çektim. Yanlışlıkla Ali'ye de saplayabilirdi. Onu da yaralaya bilirdi. Acı bir bakışla yerde kan akıtan Lale'den gözümü ayırıp Ali'ye baktım. Esmer teni o kadar beyazlamıştı ki korktuğu yüzünden apaçık belli oluyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 26, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GİZLİ ÖLÜLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin