16.Bölüm

4.1K 160 1
                                    

Bir büyülü anımız daha bozuldu Demir ile. Nasıl mı? Demir'in adamı Ahmet yüzünden. Of bizi bu hâlde görmüştü! Bir anda olsa utanmıştım. Demir bana baktı
-Gelicem bekle,dedi. Ben de başımı olumlu anlamda salladım. Ahmet ile Demir arabanın önüne doğru ilerlediler. On dakika konuştuktan sonra Demir tekrar arabaya döndü. Keyifli görünüyordu.
-Noldu Demir? diye sordum meraklıca. Bana baktı ve
-Berke beni istiyormuş konuşmak için aptal şey, dedi. Anlamamiştım.
-Peki sen neden bu kadar keyiflisin? dedim.
-Keyifli mi yoo! Sen nerden böyle bir şeye vardın? diye sordu.
-Keyifli görünüyorsun ağzın kulaklarin da Beyfendi, dedim. Tekrar sırıtarak
-Az önce biz ne yaşadık güzelim? dedi. Utanmıştım. Of Demir of!
-Şey yaşadık,dedim. Saçımı düzelterek. Gülerek
-Ney? dedi ve göz kırptı. Beni bu duruma getirmekten hoşlanıyordu. Hem de fazlasıyla.
-Gidelim mi? dedim. Tebessüm etti
-Gidelim bakalım ama bu burada kalmaz güzelim. Sence nerede kalır? dedi pişmiş kelle gibi sırıtarak.
-Ne diyorsun Demir ya? dedim. Cidden anlamamıştım. Bana bakış attı ve
-Yatakta güzelim,dedi. Oha Demir'den beklemezdim böyle bir şey. Yüzümün kızardığına emindim. Sert bir bakış attım ve
-Sen öyle zannet canım,dedim ve saçımı savurarak cama döndüm. Ukala!

♤♤♤

Sonunda eve (Demir'in evine)gelmiştik. Artık banyo yapmalıydım. Ama hiç bir kıyafetim yanımda yoktu. Okuldan zorla kaçırılırsanız eğer bir kıyafetiniz dahi olmaz. Her neyse...Peki ya ben Demir'e banyo yapmam gerektiğini nasıl söyleyecektim? Evet utanıyordum.
Yanına yaklaştım. Derin bir nefes alarak pat diye söyledim.
-Demir benim banyoya girmem lazım,dedim. Başını kaldırıp bana baktı. İlk önce anlamasa da bir anda yüzünün aldığı sırıtış ile bir şeyleri idrak ettim. Tek kaşını kaldırıp baktı.
-Eee yap güzelim,dedi. Kısa kesecektim
-Elbisem yok bi de şey,dedim. Yine sırıtıyordu.
-Bi de ney? dedi. Artık sıkmıştı.
-Demir cevabını bildiğin soruları sorma utanıyorum,dedim ve elimi boynuma götürdüm. Bir anda beni bileğimden tuttu ve kucağına aldı. Ah Demir'in kokusu. Başımı döndürüyordu. Kulağıma yaklaştı. Ve nefesini üfleyerek konuştu.
-Yakında utanmana gerek kalmayacak güzelim. En yakın zamanda Karım olucaksın,dedi ve ekledi.
-Peki dolabın içine baktın mı? Orda senin için bir şeyler hazırlatmıştım,dedi. Bu adam efsaneydi. Ne kadar da düşünceliydi böyle.
-Tamam o zaman,dedim. Ve kucağından kalkarak merdivenlere koştum.
-Dikkat et,diye bağırdı. Hay Allahim yaa!

Dolaba baktığımda içinde benim için gerekli her şey vardı. Hemen banyoya girdim. Sıcak su beni rahatlatmaya yetmişti bile. Duş jeli ile vücudumu temizlemeye başladım. Aşağıdan gürültüler geliyordu. Suyu kapattım ve aşağıyı dinlemeye başladım.
-Siktir git burdan Berke,diye bağırıyordu Demir.
Ne Berke mi gelmişti? Pislik herif. Hemen kabinden çıktım ve havluyu vücuduma sardım. Yavaşça banyonun kapısını açtım ama yine de gıcırdamıştı.
-Vay yukarıda kim var Demir? Dur ya da ben tahmin edeyim. Bence Merve var sence? dediğini duydum. Olamaz ya! Demir de
-Varsa varsa sanane piç! dedi. Berke'nin kahkasını duydum. Sonra da
-Bir görelim bakalım bu Merve'nin marifetlerini,dedi. Ve sonra da bir gürültü. Kavga ediyorlardı. Buna emindim. Berke
-Bugün işini bitiricem Demir Soydem! dedi. Bir camın kırılma sesini duydum. Hiç ses gelmiyordu aşağıdan. Demir diye seslensem bir şey olur muydu ki? Hemen kıyafetlerimin olduğu odaya kendimi attım. Arkamdan da kapımı yavaşça kilitledim. Üstümü hızlıca giymeye başladım. Sonra da saçımı rastgele bir at kuyruğu yaptım. 1 dakika sonra kapı tıklatıldı. Kapıya yaklaştım. Her kim ise hızlıca soluk alıp veriyordu. Kulağımı kapıya dayayıp dinlemeye başladım. Ses çıkmıyordu.
-Merve,dedi Demir. Sesini neredeyse hiç duymamıştım. Kapıyı yavaşça açtım.
-Demir! diye bağırdım. Çünkü bu kapıdaki Demir değil Berke idi. Hemen odaya girdim ve kapıyı kaptmaya çalıştım. Berke de bana ters kuvvet uygulayarak açmaya çalışıyordu.
-Git buradan pislik herif git! diye bağırdım. Hem kahkaha atıyordu hem de kapıyı açmaya çalışıyordu.
-Demir'e inat tadına bakıp gidicem. Sonra ne halizin varsa görün! dedi ve bir anda kapıya kuvvet uygulayaak açtı. O an kendimi yerde buldum. Berke üstüme doğru geliyordu. Hızlıca ayağa kalktım. Geriye doğru yürümeye başladım. Ve sonuna gelmiştim. Ayağım yatağın kenarına çarptı ve hâliyle yatağa düştüm. Berke tek kaşını kaldırarak
-Korkma sen alışmışsındır. Ne de olsa oruspusun,dedi. Ne diyirdu bu adam?
-Laflarına dikkat et,dedim. Güldü
-Bence beni 'laflarina dikkat et' diye degilde 'lütfen canımı acıtma' diye uyarmalısın,dedi. Korkuyordum. Bu adamdan,bu durumdan. Üstüme gelmeye devam ediyordu. Ben de korkudan yatağa sinmiştim. Üstüme çıkmıştı. Kollarımı geride birleştirdi. Tıpkı bar gecesinde de bana aynı şeyi yapan adam gibi. Ama artık kurtuluşum yoktu. Demir nerde?
-Demir n'olursun gel! diye bağırdım çaresizce. Sadece kibirli bir şekilde güldü Berke de. Ardından askılı üstümü omuzlarımdan düşürerek indirdi. Başını boynuma koydu ve emmeye başladı. Pislik!
-Bırak beni lütfen,lütfen yapma! diye bağırdım. Beni dinlemiyor,devam ediyordu.
Sonra da eli pantolunuma gitti. Hayır! Nerdesin Demir nerdesin?
-Bırak beni piç,dedim. Artık küfür ediyordum. Anlaşılan Berke sinirlenmişti. Aniden saçımı eline doladı ve çekti.
-Bundan sonra sen benim oruspum olucaksın. Demir'e de yabancı,dedi. Artık hıçkırıklar ile ağlıyordum. Gözyaşlarım acılarıma eşlik ediyordu. Pantlonumun bel kısmından tutup üstümden çıkardı. Ne kadar çırpınsam da boştu. Ne kaçacak bir yolum, ne de bir Demir'im vardı...

Ah be Merve neler çektin? Güzel olmanın zararları. 😍💜💙💚📚

DAHA KÜÇÜKTÜM   - Belki bir gün seversin...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin