Kıyı kenarına çıktık ve percy kılıcımı bir kolyeye dönüştürdü. Bu ucunda inci olan bir kolyeydi. Çok beğendim be percy e baktım" çok yakıştı" dedi ve yanımıza siyahlar içinde bir çocuk geldi. Teni çok beyazdı resmen ölü gibiydi. Percyle konuşmayı bitirdiklerinde bana baktı. Çok şaşırmış gibiydi. Ona gülümsedim ama o bana hem şaşırmış hem de büyülenmiş gibi bakıyordu. Percy bunu görmüş olmalıydı ki boğazını temizledi. Shawn a baktım bana sarıldı ve elimi tutup -unutmayın o benim kardeşim ama o çocuk bunu bilmiyor ama tabi bu aramızda- ileriye götürdü, bana baktı"istemiyorsan yanında gelmeyebilirim" dedi. Şaşırmıştım. "Sen ciddi misin acaba ? Ben hep abim olmasını istemiştim be şimdi iki tane var. Sence gelmeni istiyor muyum?" Dedim. Bana bakıp kahkaha attı. Çok güzel gülüyordu. E tabi kimin abisi değil mi? Neyse yanıma gelen o gizemli çocuğu fark etmemiştim. Onu gark edince yerimden sıçradım. Evet cidden yerimden sıçradım. "Afrodit kızı olmadığına emin misin?" Diye sordu. "Neden ki?" Diye sordum. Bana bakıp gülümsedi. Cidden çok şaşırdım çünkü çok gizemli, soğuk ve ürkütücü görünmesine rağmen gülüşü insanın içini ısıtıyordu. Ben de ona gülümsedim. "Çünkü çok güzelsin" dedi. Şaşırmıştım ve kesinlikle kırmızının ellinci tonuna bürünmüştüm. "Tamam sustum yoksa morarıcaksın" " of tamam be! Bir insanın utanmasına da izin verilmiyor ki. Nerede adalet!" Dedim ve o kahkaha atmıştı. Daha sonra percy yanımıza geldi ve yanımdaki çocuğa döndü. "Gitmeliyiz. Hem de hemen! yerimizi buldular." Dedi. "Bu arada ben Nico, sen?" "Ben de Paris. Tanıştığıma memnun oldum" dedim. Percy, Shawn, ben Nico num elini tuttuk. "Ne olursa olsun elimi bırakmayın ve gözlerinizi açmayın" Dedi. Onu onayladık ve gözlerimizi kapattık. Birden çığlık sesleri duymaya başladık. Ne kadar merak etsem de gözlerimi açmadım. Sonra Nico nun sesini duymamızla gözlerimizi açtık. Sanırım burası kamptı. Yanımıza yarı at ve yarı insan olan bir adam geldi. " şaşkınlıkla ona bakıyordum. O da anlamış gibi "adım kheiron ve ben bir sentor um" Dedi ve yanıma geldi. "Merhaba Paris. Kampa hoşgeldin. Duyduğum kadarıyla Poseidon un kızıymışsın." Gülümsedim "evet" dedim ve kampta ileriye doğru ilerlemeye başladık.