Beklenmedik bir mektup

56 11 1
                                    

Nico'yu odasına bıraktım ve tam ben odama gidecekken gözlerini araladı.
"Üzgünüm bunu yapmak istememiştim ama o da benim damarıma bastı." Dedi,"tamam hadi uyu sabah konuşuruz." Dedim ve odadan çıkıp odama ilerleyip kapıyı kapatınca yatağıma konulmuş olan şişeyi yavaşça elime aldım ve üzerindeki bilgilendirme yazısını ararken içindeki bir not görmemle şişeyi anında açmam bir oldu. Şişenin kapağını açtığımda bir mektup ile karşılaşınca kimden olduğunu buldum.
'Sarah Gravel' namıdiğer beni terk eden annem.
Banaydı bu mektup,yani sanırım. Yavaşça dürülmüş kağıdı açtım.

'KIZIM PARİS GRAVEL'e
Kızım bana çok kızgın olduğunu çok iyi biliyorum. Emin ol seni bırakmayı kendim istemedim fakat beni buna zorladılar. Şu an bu mektubu okuyorsan bilmelisin ki ben ölmek üzereyim belki sen bu mektubu eline aldığında bile ölmüş olabilirim. Tam olarak bilemiyorum ama bildiğim ve emin olduğum bir şey varsa o da seni hala çok sevdiğim ve seni bilgilendirmem gerektiğim.
Sana bu mektubu bu yüzden yazmak durumundayım,Umarım mutlusundur. Yakında bir adaya varacaksınız bu kalipso'nun adasıdır ve bu adayı sadece sen ve Leo görebilir. Biliyorsun ki kalipso Leo'nun sevgilisi ve onu adadan kurtarmıştı. Kalipso'yu oraya baban gönderdi. O bir rehber bunu şakın unutma sadece o gideceğiniz yani görevinizi yapacağınız derin mağaranın yerini biliyor. Bu mağara ise önceden labirentte kilitliydi ama şimdi ise Pan'ın ruhu ile korunuyor.
Hızlı olun ve görüşürüz Paris beni ne kadar sevmesen de ben seni çok seviyorum ve umarım o yanındaki-hoşlandığın çocuk-ile mutlu olursun.
İyi şanslar kızım...
Sevgilerle Annen Sarah.'
Mektubu aldığım gibi şişeye koyup kapağını kapattım,şaşkınlıkla ağzımı kapattım. Bu benim için biraz ağırdı. Bunca zaman sonra sadece mektup ile bana geri dönüş yapmaya çalışıyor ve bir de seni seviyorum diyor,Şu an çok sinirlendim. Odamda daha fazla duramadığım için aşağı güverteye indim. Gemiyi gece olduğu için demirlemişlerdi. Hemen üzerime mayomu giyip suya atladım. Beni en çok su sakinleştirebilirdi.
Hemen suya atladım ve derinlere inmeye başladım. Dibe oturup sakinleşmek için gözlerimi kapattım ve birden birkaç ses duyduğumda aniden açmamla önümdeki balık adam sürüsü korkarak geriye gittiler.
  Balık adam sürüsünün en başındaki ve muhtemelen en büyüğü olan kişi zarifçe bana selam verince diğerleri de onun yaptığı gibi selam verdiler. Ben de ayıp olmasın diye aynı şekilde eğildim be eğilmemle beni engellediler. Onlara ne oldu der gibi bakınca öndeki geç çocuk benim yüzüme baktı.
"Siz bir prensessiniz. Suların prensesi bu yüzden eğilmezsiniz yani diğer prensesler hep böyle yapar..." Dedi
"Merhaba ve ben  diğerlerine benzemem bu yüzden Yanımda rahat davranın lütfen yoksa kendimi kötü hissederim." Dedim ve onlara gülümsedim. Onlar da beni başlarıyla onayladılar ve beni kendi şehirlerine davet ettiler. Onların bu teklifini kabul edip onları takip ettim ve baya büyük bir yere geldik. Diğer halk bizi görünce hemen eğilip selam veriyorlardı. Ben de onlara selam verip büyük devlet binasına girdim. Burada onların başkanı ile tanışacağım. Bana görev ile ilgili bir şey vereceğini söylemiş galiba.
Kapıyı tıklatarak açtılar ve ben hemen içeriye girip onun selamına karşılık ben de ona selam verip bana gösterdiği masaya ilerledim.
"Merhaba Paris ben Mac ve bu şehiri Yöneticisiyim hemen konuya girecek olursam baban sana bir şey vermemi söyledi. Bir paket içinde geldi ve bunu hemen deneyip alışmanı istiyormuş ve aynı zamanda üç büyüklerin çocukları-kız olanlar-artık taç takacak. Yani bütün melezlere özel bir şeyler yapılmış ama özellikle sadece size mecbur kılındı.  Şimdi beni anlamamış olman normal birşey gel sana açıklayayım...
Zeus  taç
Poseidon taç
Hades taç
Afrodit kolye
İris saat
Ares kemer
Artemis avcıları  bilezik
Dionisos yüzük
Apollo yüzük
Persphone narlı bir küpe
Nike kolye
Demeter buğday şeklinde bir kemer
Athena bilezik
Hermes kolye
Anladın sanırım şimdi gel sana tacını vereyim. 

Dedi ve bana bunu gösterdi be önümde hafifçe eğildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dedi ve bana bunu gösterdi be önümde hafifçe eğildi. Ben de eğildim ve bana tacımı taktı.
Hafifçe başımı kaldırdığımda Mac ağlıyordu.
"Senin bu kadar büyümüş halini  ilk kez görüyorum ve anlatılanlar gibisin. Sana çok yakıştı inci tanem." Dedi.
"Seni neredeyse ben büyüttüm." Dedi.
"Nasıl? Ve yanılıyorsun beni annem Sarah büyüttü yani sanırım." Dedim. Bana şevkatle baktı.
"Kızım o senin yanında varmış gibi durdu ama asla yoktu. Kısacası o seni doğurdu ve baban gitmek zorunda kaldı,baban gidince senden nefret etmeye başladı. Seni suda boğmaya çalışırken yakaladığım gibi onu babana şikayet ettim. Daha sonra sen dört baş yaşlarındayken seni oyun oynamaya çıkarmıştım ki o deli kadın seni bulup kandırmış ve seni okyanusa sokmuş hani uyandığın batık gemiye yani. Şimdi anladın mı?" Dedi ve bana sanki verebileceğim tepkileri görmek istercesine baktı.
"Ama..ama o" Acaba bana gönderdiği mektubu ona anlatmalıyım?
"Sana neden inanayım. Neye dayanarak söyleyebilirim beni kandırmadığını acaba mac ?"
"Aferin zeki kızsın ve babana sorabilirsin." Dedi ve bana küçük bir tatlı su havuzunu gösterdi, elime bir para verdi ve bu paraya ben boş boş bakınca oflayıp parayı kendisi suya attı. Bu arada mac da bir insan gibiydi,yani kuyruğu yoktu.

 Bu arada mac da bir insan gibiydi,yani  kuyruğu yoktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Böyle biri ve gayet sağlıklı bir yapısı vardı.
"Sen nasıl suyun altında nefes alabiliyorsun?"
"Çünkü ben de bir melezim..." Dedi.
"Benimle gelmek ister misin?"
"Bir an hiç sormayacaksın sandım inci tanem." Dedi ve bavulunu çıkarttı,hazırlanıp bana kolunu uzattı. Bu koluma gir demekte sanırım. Ben de onun istediği gibi koluna girdim ve şehirden uzaklaştık.

OCEANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin