Yıllar önce başıma gelen olaylardan sonra bir yenisini daha kaldıramazdı bu bedenim.Tekrar aynı olayları yaşamak,tuhaf bakışlara maruz kalmak,'herşey yoluna girecek Kyungsoo'gibi cümleler duymak istemiyordum.Uyandığımdan beri gözlerim açık bir şekilde yatakta uzanıyordum.Bakışlarım tavanı delecek şekildeydi.Bütün bu olan olayları düşünüyordum.Neden benim rüyalarıma giriyordu?O kişiyi tanımadığıma kesinlikle emindim.
Yataktan kalkıp yorgun ve bıkkın adımlarla banyoya yürüdüm.Musluğa uzanıp suyu açtım ve birsüre suyun akışını izledim.Ellerimi uzatıp avucuma suyu doldurup yüzüme çarptım.Tekrar ve tekrar.Olanları unutmak,aklımdan kazıyarak atmak istercesine hırsla çarpıyordum suyu yüzüme.
"Neden?Neden gene aynı şeyler oluyor?"dedim sinirli bir şekilde.Musluğu kapatıp ellerimi lavabonun kenarlarına koydum.Nefesimi sertçe vererek kafamı kaldırıp aynadaki yansımama baktım.O sırada aynanın sol tarafına baktığımda bana bakan bir çift gözle karşılaştım.Korkuyla arkamı döndüğümde elim lavabonun kenarındaki diş fırçalığına çarpıp yere düşmesine sebep oldum.Arkama baktığımda görmek istediğim manzarayla karşılaşmamıştım.Gördüğüm sadece bir boşluktu.Ancak yok olmadan önce söylediği şeyi net bir şekilde duymuştum.
'Oh Sehun'
Sehun
Gene onsuz bir güne açmıştım gözlerimi.Her gece sabah uyanmamayı dileyerek uyuyor,sabahları ise hala yaşadığım için lanet ediyordum.
Onun nerede olduğunu bilsem koşup yanına gideceğim.O yazdığı notu,beni bırakıp gidişini görmezden gelip koşup boynuna sarılacağım.Yaşama sebebime tekrar kavuşacağım.Yeniden nefes alacağım.
Yatakta doğrulup gözlerim yarı açık şekilde yerdeki terlikleri bulmaya çalıştım.Ayaklarımı sürüye sürüye banyoya doğru ulaşıp aynada kendi yansımama baktım.Ne kadar da çökmüştüm.Gözlerimin altı morarmış,suratım küçülmüştü sanki.Bu kadar kısa zamanda nasıl bu hale gelmiştim böyle?Yüzümü yıkayıp banyodan çıktım ve mutfağa doğru yürümeye başladım.Koridorda yürürken duvarda asılı olan fotoğraflarımıza takıldı gözlerim.Fotoğraflarda ne kadar mutlu görünüyorduk oysa.Hepsi yalan mıydı bunların?Gülüşlerin sahte miydi Luhan?'Seni hep seveceğim Sehun'derken beni mi kandırıyordun yoksa?Hayır Luhan yalan değildi bunlar.Sen gerçektin,ben gerçektim ve biz gerçektik.Biz vardık.Eminim ki hala da varız.Seni bulacağım Luhan.Gene kollarımın arasına alacağım seni.
Derin bir of çekerek mutfağa yürüdüm.Dolabı açıp kahvaltılıkları bulup masanın üzerine koydum.Canım birşey yemek istemiyordu ama güçlü olmalıydım.Sana kavuştuğum zaman beni gene eskisi gibi güçlü görmeliydin.Bunları düşünerek ağzıma birkaç lokma atıp karşımdaki sandalyeye baktım.Karşımda oturup ağzını şapırdatarak yemek yiyişini izlemeyi özledim.Yemeğini o kadar güzel yiyordun ki seni izlerken yemek yemeği unutuyordum.'Yemeğini ye Oh Sehun' diyerek uyarırdın beni her seferinde.Yanağımdan süzülen gözyaşımı farkettim.Hafifçe gülümseyerek elimin tersiyle sildim gözyaşımı.Sonra birden alnımda bir sıcaklık hissettiğime yemin edebilirdim.Bu sıcaklık çok tanıdıktı.
------------------------------------------
Duyduğum şeyi sindirmeye çalışıyordum."Oh Sehun"diye fısıldadım kendi kendime.Kimdi Oh Sehun?Onun adı mıydı yoksa?
Banyodaki gürültüyü duyan Jongin beni merak edip gelmişti.Kapıyı tıklatarak sordu.
"Soo bebeğim,iyi misin?Gelebilir miyim?"
"İ-iyiyim Jongin,merak etme.Sadece dikkatsiz davrandım."
"Pekala bebeğim ben mutfaktayım.Kahvaltı hazırlayacağım."
Jongin'in adımlarının uzaklaştığını duyunca derin bir nefes verdim.Bana acımasını istemiyordum.Gördüğüm,duyduğum herşey benim hayal ürünümdü.Tıpkı önceki sefer olduğu gibi.Tekrar aynı şeylerin olmasına izin vermeyecektim ve yerdekileri toparlayıp banyodan çıktım.Üzerime düzgün birşeyler giyip mutfağa indiğimde sevgilimin bize masayı hazırladığını gördüm.
"Jongin,ben hazırlardım.Zaten tek bir izin günün var.Onu da bunun için uğraşarak geçirmeseydin."dedim mahçup bir şekilde.
"Bebeği ben bunu yapmaktan gayet memnunum.Seni mutlu edecek şeyler yapmayı seviyorum."
İşte onu bu yüzden seviyordum.Hep karşı tarafa daha çok önem verirdi.Kendinden önce hep beni düşünürdü.
"Jongin"dedim bir anda.
"Efendim Soo"
"Seni çok seviyorum,biliyorsun değil mi?"
Dudakları yukarı kıvrılarak bana yaklaştı.Belimden tutarak beni kendisine çekti.Yüzümü boynuna gömüp kokusunu içime çektim.Saçlarımı koklayıp ufak öpücükler kondurdu.
"Ben de seni çok seviyorum sevgilim.Hepte seveceğim.Bunu asla unutma."diyerek dudaklarıma öpücükler kondurmaya başladı.Öpücük tutkudan uzak,masum ve aşk doluydu.Beni öptüğünde dünyadan uzaklaşıyor başka bir boyuta yerleşiyordum ve orada Jongin'le son nefesimi verene kadar kalabilirdim.Dudaklarımız ayrıldığında alnını alnıma dayayarak gözlerimin içine baktı.
"Ama şuanda çok açım ve seni yemeden kahvaltı masasına oturmak istiyorum Soo."dedi gülümseyerek.
------------------------------------
Seul Polis Merkezi
Saat 14:00
"Motelde bulunan kişinin ölüm nedeni belirlendi mi?"
"Belirlendi efendim.Otopsi sonucunda kanında yüksek oranda siyanüre rastladık.Zehir enjekte edildiğinden birkaç dakika içerisinde etkisini göstermiş ve kurbanın ölümüne neden olmuş Dedektif Park."
"Bir cinayetle karşı karşıyayız Baekhyun ve bunu kimin neden yaptığını mutlaka bulacağım."
Bölüm Sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WHİSPER
FanfictionSislerin içinde yüzünü göremediğim varlık hayatımı tamamıyla değiştirmek için beni ziyaret etmişti.Ona yardım etmezsem onun,edersem benim hayatım cehenneme dönecekti. Sonra karar verdim.Kendi hayatımı onu bulmak için hiçe sayacaktım. Çünkü o buna de...