7.Bölüm

3.1K 233 32
                                    

Meraba arkadaşlar ^.^Okunma sayısı 1000'i geçmiş beni çok mutlu ettiniz :)Şimdiye kadar okuyan,beğenen ve yorum yapan herkese çok teşekkür ederim . Bu bölümü Hunhan özel yaptım haberiniz olsun.Nasıl tanıştıklarına da değinmek istedim.

Ve son olarak yorumlarınız benim için çok önemli.Lütfen yorum yapın :) İyi okumalar

7.Bölüm

2 Yıl Önce

Gene bir sabah daha yalnızlığıma uyanmıştım.

Yalnızlık.

Sahi neydi yalnızlık?

Etrafınız kalabalıkken siz orda yokmuşsunuz gibi davranılması mıdır,yoksa etrafınızda bir kişinin bile olmaması mıdır?

Bence ikincisi.

10 yaşından beri yalnız bir çocuktum.Ailem trafik kazasında ölünce yetimhanelerde büyümeye başladım.18 yaşını geçtiğim zaman ise hayata atılmanın zamanı gelmişti.Yetimhane müdürü ile aramın iyi olması beni sevmesi benim için avantajdı.Oradan ayrılmadan önce bana bir miktar para vermişti ve o parayla da çok iyi olmasa da yaşayacak bir yer tutmuştum kendime.Daha sonra iş aramaya başladım.Şansım yaver gitti ve bir iş buldum kendime.Bir kafede garson olarak işe başladım.

Hayat benim için rutin bir hal almaya başlamıştı.Sabah kalkıp kahvaltı edip işe gidiyordum.Akşam ise işten geç çıkıp evime gelip uyuyordum.Ama mutluydum.Hiç bir sıkıntım yoktu.Kafede birkaç arkadaşta edinmiştim ama o kadar samimi değildim.Onları kendimden nedenini bilmediğim bir şekilde uzak tutuyordum.

Sonra birgün hayatımın tamamen değişmesine neden olacak varlıkla karşılaştım.Gene her zamanki gibi kafede müşterilerle ilgilenirken iki kişi içeri girdi.Biri uzun boylu zayıf diğeri ise ondan kısa bal köpüğü renginde saçlı melek gibi suratı olan biriydi.İçeri girdiklerinden oturacakları masayı seçene kadar gözümü ondan ayırmadım.Ta ki yanı başında durduğum masadaki müşteri beni uyarana kadar.

“Bakar mısın?Siparişimizi duydun mu?”

“Ne?..ehm… afedersiniz…şey tekrar söyleyebilir misiniz?”saçmalamaya başlamıştım.Dilim tutulmuş gibiydi resmen.Müşteriler siparişini verdikten sonra mutfak tarafına gidip siparişleri bildirdim.Sonra kasaya geçtiğim zaman az önce gözlerimi alamadığım çocuğun arkadaşı elini kaldırmış sipariş için beni çağırıyordu.Aman tanrım neden heyecanladım şimdi ben?Ellerim terlemeye başlamıştı.Ellerimi üstümdeki önlüğüme silip elime sipariş defterini alıp yanlarına doğru gittim.

Masanın yanına geldiğim zaman o kafasını menüye gömmüş ne seçeceğine karar vermeye çalışıyordu ben ise gözlerimi ondan ayıramıyordum.O kadar güzeldi ki.Hiç bir insan bu kadar güzel olamazdı bence.

“Beni duydun mu?”Bir el koluma dokununca daldığım düşüncelerden uyandım ve ona baktım.

“Şey efe-efendim.Ne demiştiniz?B-ben duyamadım.”kendime küfürler savurmaya başlamıştım.Kim bilir nasıl bir izlenim yarattım şimdi onun gözünde?Başını kaldırdığı an gözgöze geldik.Bana bakıp gülümsemeye başladı.Tanrım gülüşü o kadar saf ve güzeldi ki.Ben de kendime engel olamadan gülmeye başlamıştım.

“Ben bir cappuccino ve havuçlu kek istiyorum.Sen ne istiyorsun Luhan?”

Luhan!

Luhan!

Bu ismi hafızama kazımak istiyorum.Kendi gibi ismi de çok güzel.

“Ehm ben de bir dilim…hayır hayır büyük bir dilim çilekli pasta ve yanına white mocha istiyorum.”

WHİSPER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin