Karanfil (GxG Texting) (Tamamlandı)

-49- Karanfil Kokulu Not

Rose: Selam, kapını aç. (23:50)

Lily mesajı okuduğu an yerinden kalktı ve hızla kapısını açtı.

Kimse yoktu. Şaka mı bu?

Lily: Şaka falan yapıyorsan komik değil.

Rose: Kapını aç ve aşağı bak.

Lily az önce kapattığı kapıyı yeniden açtı ve bakışlarını aşağıya yönlendirdi.

Kağıt?

Kağıdı eline alıp inceledi. Turuncu renkte, kalp şeklindeydi ve bu koku... Karanfil mi kokuyordu?

Karanfil kokan sevgilim, seni seviyorum.

Apartmanın aşağıya inen merdivenlerinde bir kaç tane daha kağıt gördüğünde ayakkabılarını giydi ve yavaşça inmeye başladı.

Mutlu anlarımda, mutsuz anlarımda yanımda olan sen...

Birkaç basamak daha indi.

Bana tavsiyeler veren sen...

Birkaç basamak daha.

Beni kıskanan kişi sen...

Apartmandan çıktı ve sağa sola bakıp yavaşça kağıtları takip etti.

Seni herkesten, her şeyden çok seviyorum.

Sol caddeye doğru yürümeye başladı, sokak lambalarının ışıkları çok güzeldi.

Bu kutladığım ilk doğum günün. Aslında... Belki hatırlarsın.

Biraz daha ilerledi.

Sana her doğum gününde anonim olarak hediye ve mektuplar gönderen de bendim.

Dolan gözlerini silip biraz daha yürüdü.

Ve artık sana sarılabileceğim, ilk defa hediyeni kendi ellerimle verebileceğim.

Sayfadaki mürekkebin akmasından, Rose'un bunları yazarken ağladığını anlamıştı.

Rose'un evine doğru uzanan yolda, kağıtları takip etti.

Tanrım... Lily ben çok mutluyum.

Ufak bir yamaça döndü ve kağıtları takip etmeye devam etti.

İlk defa bir doğum gününü beraber kutlayacağız.

Rose'un evinin önüne geldiğinde durdu ve karanfil kokulu son kağıdı da aldı.

Kapıyı aç ve sımsıkı sarılalım.

Elindeki kağıtları hırkasının cebine koydu ve hızla kapıyı açtı. Kapıyı açmasıyla muhtemelen dakikalardır heykel gibi kollarını iki yana açmış ve otuz iki diş sırıtan bir Rose gördü. Rose'a sımsıkı sarıldı ve titreyen bir sesle konuştu.

"Rose..."

"Lily..."

İkisi de dolu gözlerle sarılmaya devam ettiler.

"Hey, duygusal sarılmanız bittiyse eğer, biz açız."

Rose gözyaşlarını sildi ve Lily'yi bırakıp kardeşine baktı. "İki dakika da içine sıçma be çocuk."

Sally ve Tom pastanın başından ayrılmayarak göz devirdiler ve yerlerine geçtiler.

Rose, Lily'nin elini tuttu ve onu masaya doğru götürdü.

" İyiki doğdun abla!"

Sally koşup Lily'ye sarıldığında Rose ve Tom omuzlarına destek verirmişçesine vurdular.

"İyiki doğdun ablamınki, anan iyiki fırlatıvermiş seni."

Lily Tom'a dolu gözlerle gülümsedi ve Sally ile onu kollarının arasına alıp sımsıkı sarıldı.