Fall / jb texting

f o u r

Multimedia: Justin Bieber

Yaklaşık bir kaç gündür bilinmeyenden mesaj almadığıma sevinsem bile istemsizce onun yokluğunu hissediyordum. Bir şeylere çok çabuk alışan bir kız olmaktan oldum olası nefret ederdim. Çoraplarımı çekiştirerek düzelttikten sonra koridorda topuklu seslerimin yankılanmasına izin vererek ilerlemeye başladım. Çoğu göz bana dönerken gözlerimi devirip kantinde oturan kız grubumun yanına attım kendimi.

"Merhaba hanımlar." Konuştukları hararetli moda konusundan koparak bana döndüklerinde gülümsedim.

"Nerelerdesin sen kaçak?" İlk soru Daisy'nin dudaklarından döküldüğünde bakışlarımı ona çevirdim.

"Justin'le miydin yoksa?" Kızlar henüz cevap vermeme izin vermeden sorularını arkası arkasına sıralarken gözlerimi sıkıca kapattım.

"Kızlar, teker teker gelin. Justin ne alaka?" Kaşlarımı çatarak onlara baktım. 

"Bir kaç gündür okula gelmiyor ve ne tesadüf sende yoksun." Britney gözlüklerini düzeltip konuşmasını bitirdiğinde kaşlarım biraz daha çatıldı ama hemen kendimi toparladım.

"O zengin züppesiyle ne işim olur? Kendinize gelin." 

"Biri benden bahsediyor sanırım." Tanıdık ses tonu kulaklarıma ulaştığında sesin ne kadar yakında olduğunu düşünmek yerine yanlış duyduğumu varsaymak istiyordum. Başımı yavaşça arkamda dikilen Justin'e çevirdim. Tanrım, o kusursuzdu. Üzerine siyah bol bir atlet, altına düşük bel siyah bir kot pantolon ve asla vazgeçmediği siyah caplerinden biri. Başımı iki yana sallayarak onu incelemeyi kesip ayağa kalktım ve tam karşısında dikildim.

"İnsanın kendini bilmesi güzel tabi." Dudağının sol kısmı hafifçe aralanırken alaycı bakışları benim üzerimde geziyordu. 

"Maisie, lise sondasın sence de artık lise bir espirilerini bırakma vaktin gelmedi mi?" Gözlerimi kısarak ona baktım, böyle korkutucu olmadığımı biliyordum ama biri beni gıcık ettiğinde istemsizce bu bakışımı takınırdım.

"Senin zeka seviyene uygun olanları yapıyorum minik Jussy." Onun suratındaki gülümseme silinirken ben sırıtmaya başlamıştım. Ve Maisie Brown 1, Justin Bieber 0.