Final bölümü ile karşısınızdayım. İçim buruk ama bu hikayeyi de alnımın akı ile tamamladığım için gururluyum.
Sizi bölüm ile baş başa bırakıyorum. Keyifli okumalar dilerim....
BÖLÜM ŞARKISI:
Bilal SONSES: Gel Hayalim
~~~~~~~~~Soğuk hava insanın ciğerlerine işlerken, bu gece her hesap teker teker kapatılacaktı. Etraf ormanlık ve sık çalılıklardan oluşuyordu.
Hikmet, elindeki silahı önünde yavaşça yürüyen kızın başına dayamış onunla birlikte ıssız yolda yürüyordu. Birazdan kızın babası gelip kızını alacaktı.
Ece, korku dolu gözlerle etrafına bakarken kaçmanın bir çaresini aramaya başladı ama imkânsızdı.
" Hızlı yürü! " Diyerek resmen kükreyen Hikmet'in bağırışı, Ece'nin titremesini arttırmaktan başka bir işe yaramamıştı.
Arkalarında sayıları yirmiyi anca bulan adamlarla sessizce ilerlemeye devam ettiler. Tolga, Bulut ve yanlarına yardıma gelen arkadaşları ise çalıların ve ağaçların arkasına saklanmış saldırmak ve kızı almak için uygun zamanı kolluyorlardı.
" Şu dönemeçten dönüp bizden az uzağa gittikleri zaman arkadan saldıracağız. Birol, sen kızı alacaksın tamam mı aslanım. Hikmet şerefsizini de biz halledeceğiz. "
Herkes tamam anlamında kafasını salladıktan sonra herkes silahlarını hazır konuma getirdi. Tolga'nın işaretiyle hepsi yavaşça adamların yanına yaklaşıp arkadan saldırmaya başladılar.
Ne Hikmet ne de adamları böyle bir saldırı beklemedikleri için savunma konusunda geç kalmışlardı. Tolga ve Bulut, Ece'yi Hikmet'in elinden kurtarmışlardı. Birol, Ece'yi kucağına alarak iki arkadaşıyla birlikte güvenli bir bölgeye geçerken Doktor Nejat sürdüğü minibüsten inip gözleriyle kızını aramaya başladı.
Ece'yi bir adamın kucağında yarı baygın halde görünce korkarak kızına doğru koşmaya başladı. Yavrusunu kucağına alıp saçlarına gözyaşlarıyla ıslattığı birer öpücük kondurdu.
" Kızım ben geldim korkma artık herşey geçti. "
Hikmet ve adamları ekip minibüsüne alınırken Tolga ve Bulut tüm herkese yardımları için teşekkür ettikten sonra adamlar teker teker minibüse bindirilip depoya götürülmek üzere yola çıkıldı.
Doktor, kızı Ece, Bulut ve Tolga ile birlikte hastaneye doğru yol almaya başladılar. Tezer ayağa kalkar kalkmaz depoya gidip adamlara cezalarını kendisi vereceklerdi.
~~~
Tezer'in elini biran olsun bırakmamıştı Mavi. Gözlerinden yaş, yüreğinde ağıtlar eksik olmuyordu.
" Ne olur uyan Tezer. Artık dayanacak gücüm kalmadı ne olursun uyan. "
Ağlamaktan kısılan ve titreyen sesiyle zar zor konuşmuştu Mavi. Vücudunun her yeri ara ara uyuşuyordu. Tezer'in kendisini duyup duymadığından emin değildi. Sevdiği adamın elini bir kez daha öpüp kesik kesik şarkısını söylemeye başladı Mavi. Belki böyle duyardı sesini.
/ MULTİMEDİADA VAR /
" Sen bana demedin mi? Mavi gözlerin gibi gidelim denizlere.
Sen beni sevmedin mi? Aşkımızın külleri, yakamaz mı bizi yine?Sözler yalan oldu bak, geceler her gün kör bıçak.
Geçmez bu ömür böyle..Gel hayalim, anıları alalım kaçalım buralardan.
Gel yoruldum, yalanları yaşayan gururumdan.
Bir ömür var, birde aşkımız yeter bu zamana.
Gel baharım kaybolalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI GÖREMEZSİN ( TAMAMLANDI)
Ficción GeneralDünyası karanlık, ruhu rengârenk olan bir kızın öyküsü bu. Gözleri görmese de hayatı seviyordu. Önüne bir yığın engel çıksa da o sabırla tüm engelleri aşıyordu. Bir gün aşk uğradı yanına imkânsız dediği adam vardı karşısında. Yakışıklı...