Hazır olduğumdan emin olup üzerime ceketimi giydim. Duvardaki saate bakıp zamanımın ne kadar az kaldığına dair kendi kendime söylenirken dış kapıya varmıştım.
"Anne çıkıyorum ben görüşürüz." Dedim cevabı beklemeden çıktım.
Apartman merdivenlerinde hapsolmuş serin hava yüzüme vurunca ürpermişti. Burnum yanmaya başlamıştı ilk dakikadan.
Topuklu ayakkabılarımi ayağıma giyip hızlıca aşağı inen merdivenlere yöneldim.
Duyduğum kapı sesi daha hızlı olmama sebep olmuştu. Komşulardan birini görsem artı 15 dakika gecikme olurdu.
Dışarı adımımı atar atmaz tabiri caizse koşarak köşedeki durağa en hızlı şekilde ulaşmak istiyordum.
Yönetim kurulu toplantısı vardı ve ben şimdiden geç kalmıştım. Taksiye binip fazla uzak olmayan şirkete sürmesini bekledim.
Her gelişimde gözlerim kocaman Meraz Lojistik yazan tabelya çarpıyordu. 6 ay sonra Meraz'lara gelin olacaktım. Ardımdan kurulan her kötü kelimeyi yıkacaktım.
Kibirli biri hiç olmamıştım ama haddini bilmeyene had bildirmek sünnettir.
Koşar adım asansöre binip 44. Kata bastım. Yönetici katına indiğimde odama girip çantamı gelişi güzel fırlattım. Dünden hazırlayıp masaya bıraktığım dosyayı aldım.
Üzerimdeki elbise koşmamdan ötürü ultra kısalmıştı.
Toplantı odasının kapısına geldiğimde üzerimi düzelttim.
Kapıyı çalıp içeri girdiğimde zaten tanıdığım bütün yöneticiler oradaydı."Merhaba çok özür dilerim İstanbul trafiği bilirsiniz. " Dedim Giray uykuda kaldığımı biliyordu göz kırpmasına tebessüm ederek karşılık verdim.
Gecenin 02.30a kadar beni dışarıda tutan kendisiydi beyefendi.
"Sorun değil Hayal hanım. Nasılsınız?" Dedi içtenlikle Tuana hanım. Diğer yöneticiler de aynı içtenlikle karşılık vermişti. Tamam canım Giray'ın nişanlısı olduğum içindi bu torpil.
Giray'ın yanında yeni fark ettiğim adam bana sinirle bakıyordu. Kaşlarımı çattım ona bakarken. Yanından geçip Giray'ın yanına gitmek istedim ama bileğini tutup beni durdurmuştu.
"Hep aynı yalanlar.!
"Anlamadım?"
"Ateş!" Dedi sessizce uyararak Giray ama Ateş bey dönüp bakmamıştı.
"Çık dışarı toplantıya giremezsin. !" Dedi ilk okul çocuğunu azarlar bir nidada.
Bileğimi hapsettiği elinden kabaca çekip dosyayı masaya bırakıp toplantı odasını terkettim.
Saatler sonra toplantı bittiğinde kapıdan içeri Giray girmişti.
"Güzelim..." Dedi kolları arasına sardı bedenimi
"Sana söyledim uykuda kalacağım diye beni dinlemedin Giray. Bak çok önemli bir toplantıya katılamadım." Dedim üzülerek. Yakında Ankara'da iş görüşmem vardı ve bu yeni araba modeli tanıtım toplantısıydı.
Elindeki kayıt cihazını gösterip
"Merak etme hepsini kaydettim çalışırsın. Proje görüntülerini e-mail olarak gönderdim. "
"Sevgilim... İyi ki varsın. "
"Sen de güzelim. Ateş içinde kusura bakma. Murat amcamın oğlu."
"Görmedim onu daha önce."
"Yurt dışı lojistiklere o bakiyordu yeni döndü. "
"Umarım niyeti seni yurtdışına yollamak değildir. " Dedim göz devirip. Yer değişimi falan olur düğüne kadar göremezdim nişanlımı.
"Hayır kendi isteğiyle gitmişti. Biraz takıntılı olduğu için sana bu tavrı gösterdi. Onun adına özür dilerim. " Dedi karşımda mahçup oluşu beni duygusal yönde etkilemişti.
"Kontrol hastası olan birini umursayacak değilim hayatım. Özür dileme lütfen bu onun kabalığı. " Dedim biraz daha yaklaşıp dudaklarına dudaklarımı örttüm.
"Düğünün hemen olup bitmesini istiyorum. Uzatmayalım bu kadar yıldırım nikahı kıyalım gitsin. " Dedi belime ellerini dolayıp
"Olmaz Giray acelen ne, evliliğe psikolojik olarak hemen hazır hissetmiyorum. "
"Nasıl hasretinle yanıp tutuştuğumu görmüyor musun güzelim." Dediğinde kızarıp başımı eğdim. Kanın yanaklarıma toplandığını hissediyordum.
"Ben de bir an önce kavuşmak istiyorum ama babam da düğün için acele etmemi istemiyor. " Dedim dudak büzüp.
"Yine de düşünmeni istiyorum. Arjantin'de yaptığımiz lojistik başvurusu kabul edilirse 1 ay gibi bir süre orada kalacağım. Döndüğümde hemen nikahı kıyalım beklemek istemiyorum. "
"Evimiz bitmedi henüz. "
"Sevebileceğin başka ev var bu süre zarfında oraya geçeriz inşaat bitince evimizi dizayn eder yerlesiriz." Dedi. Düşünecektim elbet eğer bu fikre alıştırabilirsem kendimi düğünü döner dönmez yapardık. Ha 5 ay sonra ha 2 ay sonra her türlü sonucu aynıydı. Şu an tek isteğim Ankara'daki firmayı bağlamaktı.
Bütün öğleden sonra sakin geçerken şirket telefonunun sesi odamda yankılandı.
"Efendim?"
"Hayal hanım, Ateş bey sizi odasına çağırıyor."
"Neden?"
"Nedenini bilmiyorum. Kendisi patron olduğu için sorgulayamazdım. Siz gidince öğrenirsiniz."
"Peki Zeynep. " Dedim ve telefonu kapattım. Yanıma sadece telefonumu aldım. Koridora çıktığımda tek boş olan odanın ona verildiğini tahmin etmem zor olmamıştı. En kuytu da olan odanin önüne gelip kapısını çaldım.
"Gir!" Komutu üzerine kapıyı açıp içeri geçtim. Ateş bey önündeki dosyayla ilgilenirken odanın büyüklüğü beni şaşırtmıştı. Vay be dedim içimden. Toplantı odasının neredeyse 3 katıydı. Odanın kendine ait toplantı masası bile vardı. Sağ taraftaki devasa camlar , sol tarafta görünen cam duvarda asistan odası vardı. Asistan odasının kapısı neden dışarıdan değilde odanın içerisindeydi.
"Ateş bey beni çağırmışsınız. "
"Kahve getir bana!" Dediğinde güldüm. Beni buraya kahve istemek için çağırması aşağlamak içindi.
"Ben çaycı değilim asistanım. Giray'ın asistanı. "
"Asistandan ziyade daha fazlasısın şirketin iş anlaşmalarına tek başına yolladığına göre. "
"Ben Giray'ı temsilen gidiyorum. İşimde iyim ve yükselmeye devam edeceğim. "
"Yükselirsin sende bu azim bu fedakarlık olduğu müddetçe bizim koltuğa bile oturursun." Dedi kalemi dosyanin üzerine bırakıp ayaklandı. Adım adım yanıma yaklaştı elleri cebinde ukala bir tavır vardı yüzünde.
"Merakımı mazur gör patronları baştan çıkarıp yükselmenin birde yere çakılması durumu var biliyorsun değil mi?" Dedi alayla sırıtarak.
"Ben patronumu baştan çıkarmadım. Şirkette işe başlamadan çok daha önce bizim ilişkimiz vardı. " Dedim kendimi açıklama gereği hissetmiştim.
"Bunu söyleyen sensin. Kimse senin gibi düşünmüyor. Ben dahil herkes patronunu ayartan ucuz bir kadın olarak düşünüyoruz seni. . dediğinde tokadı yüzüne yapıştırmak için kaldırdığım da elini tutup beni kendine çekti.
Çırpınıyordum ondan uzaklaşmak istiyordum. Nefesi yüzüme dedikçe kanın yanaklarıma dolduğunu hissettim. Belime sardığı elinin altından tek elimle açmaya çalıştım.
"Ateş bey bırakın beni lütfen. "
"Giray'dan fazlasını veririm. " Dediğinde ağzım açık kalmıştı. Dudaklarını, dudaklarımda hissettiğimde midem bulandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIYAH KELEBEK ♧İKİ AŞK♧
Novela Juvenil"Ve bunu asla unutma güzelim! Karanlıktaysan gölgen bile seni yalnız bırakır!" Diye son defa fısıldadı kulağına. O gece gökyüzü ağladı kızın cığlıklarına. Koca sema diz çöktü boyun eğdi genç kızın çektiği acıya. Denizler çekildi balıklar göz yaşla...