"Beni mutlu etmekten kastın ne?"
"Safı oynama Gece! Neyden bahsettiğimi gayet iyi biliyorsun." Dedi itinayla yaklaşıp.
"Asla bunun olmayacağını biliyorsun değil mi?" Dediğimde omuz silkti. Benden biraz daha uzaklaşıp kapıya yöneldi.
"Ne yapıyorsun beni burada mı bırakacaksın?"
"Teklifimi kabul etmeden seni bu odadan çıkarmayacağım."
"İzin ver bende geleyim açım hem lavaboya gitmem gerekiyor. " Dedim ilk fırsatta kaçacaktım elbet.
"İstediğimi elde etmeden bu odadan çıkman yasak.!"
"O zaman ölürüm bu odada yinede beni rüyanda görürsün. Adı şerefsiz!" Dediğimde öfkeyle geri dönüp çenemi sıkarak beni yatağa sırt üstü düşürdü.
"O laflarına dikkat et !"
"Etmeyeceğim! Giray gelip kurtaracak beni!"
"Giray iyi hatırlattın. Ona snein telefonundan yaptığımız montaj resimlerini gönderdim. Seni aldattığına dair mesajlar gönderdim. Saatlerdir seni arıyor açıklama yapmak için. " Dediğinde bile gösterdiği ekranda Giray'ın ismi gözüktü. ," şimdi açacaksın ve ona seninle bir daha konuşmak istemiyorum arama beni diyeceksin. "
"Demem! ona senin beni zorla tuttuğunu söyleyeceğim..." Dediğimde güldüğünü gördüm. Kaşlarımı daha bir çattım alaycı tavrına.
"Küçük bir kız çocuğusun Gece. Ben o telefonu eline verirsem önlemi mi almadan mı vereceğim. Londra'da karşı şirketin binasına keskin nişancı yerleştirdim. Giray'a tek bir şeyi çaktırdığın an onu vurup öldürecek. "
"Yalan söylüyorsun!" Diye bağırdım yüzüne. Telefonundan bir numarayı tuşlayıp aradı. O konuşmadan karşıdaki adam
"Abi yerleştik komutunu bekliyoruz. "
"Henüz değil Bülent bekleyeceksiniz." Dediğinde hayretle ona baktım.
"Yalan söylüyorsun! Bu kadar kötü olamazsın. " Dediğimde adamı görüntülü aradı.
"Tahmin bile edemezsiniz ne kadar kötü olabileceğimi. Bülent menzili göster. " Dediğinde kameradan atış menzilini gösterdi. Silahın namlusu Giray'a dönüktü ve tahmin ettiğimden daha yakın mesafede .
"Tamam tamam yapmasınlar herşey istediğin gibi olacak. " Dedim nasılsa dönünce tatlıya bağlardım.
Ateş telefonu cebinden çıkarıp Giray'ın aramasını cevapladı. Telefonu almak istediğimde elini çekti ve kaşlarını çatarak bana baktı. Aramayı hoparlöre alıp konuşmam için elini uzattı.
"Hayal bu bunları nasıl nerden buldun bilmiyorum ama yalan güzelim ben seni aldatmam. " Diye endişeli ve öfkeli sesi içimi acıttı beni kaybetmekten korkuyor muydu.
"Giray senin bir daha sesini duymak istemiyorum..." Sesine ölürüm...
"Asla! Asla yargısız infazını kabul etmem Hayal ölsem bile seni bırakmam.!" Bırakma...
"Giray neyi zorluyorsun. "
"Döndüğümde konuşacağız ayrılmayı unut.!" Diye bağırdı diğer uçtan. Heyecanıma hâkim olamadan
"Ne zaman döneceksin?" Diye sormam Ateş'in öfkelenmesine sebep olmuştu. Elini kaldırıp işaret parmağıni tehditvari salladı. Olduğum yere sinip Giray'ı dinledim.
"Henüz işleri halledemedim. Her konuda yanımda ol Hayal. 3 haftaya döneceğim güzelim. Geldiğimde sana bunların yalan olduğunu kanıtlayacağım. Ankara'da mısın ?" Dedi sesindeki yumuşama Ateş'i kızdırmıştı. Eline telefonunu aldığında, tutup müsade etmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIYAH KELEBEK ♧İKİ AŞK♧
Teen Fiction"Ve bunu asla unutma güzelim! Karanlıktaysan gölgen bile seni yalnız bırakır!" Diye son defa fısıldadı kulağına. O gece gökyüzü ağladı kızın cığlıklarına. Koca sema diz çöktü boyun eğdi genç kızın çektiği acıya. Denizler çekildi balıklar göz yaşla...
