1.Bölüm

326 16 3
                                    

-CEREN-
Yaz tatilinin bitmesine son bir hafta kaldı. Fakat ben tatilimi odamda geçirmiş ve hiç eğlenememiştim. Çünkü bütün yaz taşınmakla geçti. Ben lise sonda okul değiştirdiğim için sürekli küfür edip duruyorum. Okul değiştirmek hayatımdaki en kötü şey. Yatağımdan doğrulup siyah pantolonumu ve beyaz gömleğimi giydim. Son bir haftamı istediğim gibi geçirmek istiyordum. Tam annemlere seslenicekken annemlerin yurtdışında oldukları hatırlayıp kendimi yatağıma bıraktım. Ailem iş nedeniyle sürekli yurtdışına çıkarlar. Ve ben kapıdaki koruma hariç tek kalırdım. Bu duruma hala alışamıyordum. Birden dışarı çıkacağım aklıma geldi.
Yeni taşındığımız için henüz hiç arkadaşlarım da yoktu. Kısaca tek takılacaktım.   Korumadan beni  üç sokak sonraki kafede bırakmasını istedim. Baya trafik vardı. Her şey bana denk geliyor zaten. Arabadan inip kendim yürümeye başladım. İşte kafe tam karşıdaydı. Kırmızı ışığın yanmasını bekledim. Benim yaşlarıma benzer erkek umursamayarak karşıdan karşıya geçecekti fakat kamyon süratle geliyordu.  Etraftaki herkes çığlık çığlığayken saniyeler yavaşladı. Kamyonun çarpmasına son beş saniye. Tam gözlerimi kapayacakken ayaklarımın o tarafa gittiğini gördüm. Kontrol edemiyordum. Ellerimide aynı şekilde. Birden çocuğu kolundan çekip salisesine kurtardım. Çocuk birden üzerime düştü. İki saniye bakışıp hemen itikledim.
"İyi misin ?"
Çocuk koluma bakarak cevap verdi.
"Ben iyiyim de kolun kanıyor" deyince refleksle koluma baktım. Kan!  Fakat hızlı davranmam gerekiyordu. Bir çok acıya dayanmıştım. Sadece kandan biraz korkuyordum. Ne yapılacağını bilmesemde gömleğimin kol kısmını dişlerimle yırttım ve koluma sardım. Çocuk, "hastaneye gitmeliyiz" deyince kafa mı olumsuz anlamda salladım. Ve Salih amcanın yani korumamın beni bekleyeceği yere yöneldim. Çocuk arabaya binene kadar bana yardım etti." İstersen gelebilirim" dedi. "Yok hayır gerek yok" dedim. "He bu arada teşekkür ederim çilli "deyince sinirlendim benim bir adım vardı Ceren"Önemli değil" deyip kapımı kapattım. Salih amca sorular yağdırıyordu. Fakat ben hala olayların nasıl olduğunu sindirebilmiş değildim. Hastaneye gidip kolumu sardılar ve ilaçlar ahh ilaçlardan nefret ederim. Sonra eve gittim. Salih amcaya aileme söylememesi için yalvardım. O da dayanamayıp kabul etti. Evet son haftamın bir günü berbat geçmişti. Yatağıma uzanıp kolumun ağrısına aldanmayıp uykuma daldım.
- — -
Uyandığımda saat on ikiydi. Evet on iki. Haftamın ikinci gününün yarısını uyuyarak geçirmiştim. Banyoya gidip duş aldıktan sonra üstümü giyinip aynada ki halime baktım. Göz altım şişmiş, yanaklarım ise pembeleşmişti. Gözüm aynanın önünde ki makyaj çantasına takıldı. Hemen biraz makyaj yaptıktan sonra saçlarımı düzleştirip dışarı çıktım. Yeni taşındığımız yerde tur atmaya karar verdim. Çoğunlukla üç katlı evler olan güzel bir yerdeydik. Belki arkadaş edinirim umuduyla gezmeye başladım. Karşıda bir erkek grubu bana dik dik bakıyorlardı. Sanırım beni daha önce burda görmemişlerdi. Ama ortalarında o gün hayatını kurtardığım çocuk duruyordu. Ona hiç görünmek istemedim. Şapkamı kapatıp yere bakarak yürümeye başladım. Birden biri kolumu tutup çevirdi ve "Pşşt çilli senin ne işin var burda" deyince çilli demesiyle tekrar sinirlendim. " Benim bir adım var bana çilli deyip durma" dedim. Arkadaşları beni nerden tanıdığını sorar yüzle ona bakıyorlardı. "O zaman adını söyle bilelim" dedi. Ona adımı söylemeyecektim. "Hayır" dedim ve yoluma devam ettim. Tekrar bana koşarak gelip kolumu tuttu. Gözlerimle elini kolumdan çekmesi söyledim. Fakat dinlemedi."Adını söyle söz bırakıcam" deyince sinirlenip kolumu tutan elini çekip yoluma devam ettim. Arkamdan seslendi,"seni kızdırmak istememiştim özür dilerim" deyince sırıttım ve yoluma devam ettim. Sahile gitmeye karar verdim. Denizin kenarında düşünmeye başladım. Yanıma biri oturduğunu farketsemde bakmadım. Çünkü şu an düşüncelerimle sohbet halindeydim. Yanımdaki "Selam çilli" deyince içimden kendime küfrettim benim adımı öğrenmeden peşimi bırakmayacaktı.
"Yine mi sen ?"dedim.
"Sana da merhaba çilli"dedi.
"Benim adım çilli değil."
"O zaman adını söyle."
"Hayır"
"Peki sen bilirsin çilli adım Yiğit, Yiğit Arslan."
"Adını sorduğumu hatırlamıyorum" dedikten sonra kalktım. Ve yürümeye başladım. Aslında çocuğa fazla sert davranmıştım. Düşünüp "Adım Ceren" diye seslendim. Sırıttığını tahmin edebiliyordum. Bir an önce eve gitmek istedim. Çok uzak değildi yürüyebilirdim. Ve de öyle yaptım, eve gidip her zamanki gibi tavanım ile konuşacaktım. Artık gerçekten bir arkadaşa ihtiyacım vardı.
-YİĞİT-
Tekrar istediğimi elde ettiğim için kendimle gurur duyuyordum. Ama bu farklıydı. Gerçekten güzel biz kızdı. Sanırım yeni taşınmış onu daha önce hiç buralarda görmemiştim. Tekrar arkadaşlarımın yanına geri döndüm. En küçüğümüz olan Ahmet " Abi ama varya kız taş gibi" dediğinde sırıttım. Çınar, "Yiğit sen bu kızı nereden tanıyorsun?" değinde hayatımı kurtardı diyemezdim. Çünkü dikkatsizliğimle dalga geçeceklerinden emindim."Önemli bir şey değil boşver" diyip konuyu kapattım. Onlarda zorlamadı.

ÇilliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin