Bu teklif benim yeniden canlanmama sebep olacaktı.Düşündükçe içimdeki kıvılcımlar beni çok daha büyük bir heyecana sürüklüyordu "Aşk"'a .Şu kongreyi de aradan çıkartırsak içimiz daha rahat olabilir di tatilde.Baş başa mükemmel bir ön balayı...
Bugün Haftanın son iş günüydü.Bugün akşam bavulumu topluyacaktım.Ve gece 3 sularında havaalanında Efemle buluşacaktık.Hastahanede işim bittiğinde alışveriş için zamanın olup olmadığını düşündüm saat 16.00'dı,daha çok vakitim vardı doyasıya alışveriş yapabilirdim.
Alışveriş için tam istediğim gibi olan bir AVM'ye girdim.İlk önce gecelik alacaktım hemen bir iç mağazaya girdim.
"Buyrun,Nasıl birşeyler arıyorsunuz?"dedi mağaza görevlisi.
Içimden inanın bende bilmiyorum demek geldi ama bunu söylemem gerektiğinden emin değildim.
Hızlıca Kırmızı saten bir gecelik takımı alıp çıktım mağazadan; görevlinin bana 30 yaşına gelmiş yeni mi evleniyor demesi kulağımda canlanıverdi .Gerçek miydi yoksa kendi kendime yaptığım kuruntular mı bilemiyorum.
Hemen önümde bulunan yürüyen merdivenlere biniverdim.Bir kaç mağazaya bakmasam olmayacaktı."Alışveriş vazgeçilmezimdir."
Üzerime birkaç parça kıyafet aldıktan sonra otoparka doğru alışveriş merkezinden dışarı çıktım.
Otoparka indiğimde ilginç tıkırtılar duymaya başladım -nereden geldiği belli olmayan- .Arabama her biraz daha yaklaştığımda tıkırtıları daha net duyuyordum.Sanki bir fare sesiydi arabayı tırtıklıyordu.Kumandayla arabamı açtım,ışıkları yanıp söndü.Fare veya herneyse korkup kaçmıştır zaten ses de kesildi diye arabama hızlıca ilerlerken arkadan gelen "Doğaaa!" diyen haykırışlar benim bir anda durmama sebep oldu.Bozuk Türkçesiyle "Yardım lütfen Et!" diye bağıran kişi Pierre'in ta kendisiydi.
Arkamı döndüğümde ilk gördüğüm Pierre'in kanlı ağzına atılan yumruk darbesiydi.Sanki kan beynime sıçramış gibi başıma şiddetli bir ağrı girdi.Başım birden öne düştü.Ama o sinirle yumruğu atan kişiyi görmek için kafamı kaldırdığımda bir tane daha şok yaşadım tam o sırada biri beni kucakladı ve arabaya bindirdi.Arabanın arka koltuğunda uzanırken aynadan yeşil gözlerini gördüm sevgilimin.Ve yaşadığım onca şoka dayanamayan vücudum ani bir uykuya daldı.
Uyandığımda hala arabadaydım sanırım daha sabah yeni oluyordu çünkü güneş yeni doğuyordu.Güneş tüm arabanın içini kaplamıştı.Araba durdu Efe indi.Kapımı açtı ve bende üzerimi düzeltip dışarı çıktım.Alışveriş poşetleri hala elimdeydi.Elimde derin bir iz yapmıştı.
Poşetleri Arabanın içine fırlattım.Önünde Yürürken Efe elimi sıkıca kavradı,ona döndüm.Saçlarımı tutup alnımı öptü "Sen benim en kıymetlimisin en sevdiğimsin bunların hepsi geçecek nolur daha fazla üzülme sevgilim."diye kulağıma fısıldadı.
Birlikte güneşin doğuşunu izledik.Arabadan birkaç poğaça ve meyve suyu getirdi.Yemek istememe rağmen zorla ağzıma doluşturdu.Yememiz bittiğinde arabaya bindik.Bu sefer ön koltuğa oturdum.İkimiz de emniyet kemerlerimizi taktık."Hazır mısın?" Dedi.
Gözlerim doldu ve sadece sessizce evet diyebildim.
İşte başlamıştı kutsal yolculuğumuz.O yıllardır hayalini kurduğumuz,planladığımız esrarengiz seyahatimiz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz
RomanceSessizliğin arasında bi çığlık...Beklediğim eşsiz kokular...Aldığım onlarca beyaz gül...Kızıl Saçlarımın arasından kayıp giden aşklar...