~ 28. Bölüm ~

5K 394 106
                                    


Birkaç ay içerisinde kızın hayatında büyük değişiklikler yaşanmıştı. Birkaç ay öncesine kadar sıradan bir insan olduğuna neredeyse hiç şüphesi olmayan kızcağız kısa bir sürede Kötülük Tanrısı ile evlenmiş ve 9 diyardan belki de en önemlisinin kraliçesi oluvermişti. Bundan sonraki hayatının nasıl olacağına dair hiçbir şeyi kestiremiyordu. Loki'ye bir şey olsa veya Loki onu terk etse kız ne yapacağını bile bilmiyorken nasıl kraliçelik yapıp koca bir halkı koruyabilecekti? Kafasındaki sorularla boğuştuğundan uyumakta güçlük çekerek yan döndü. Loki'nin uyurken ne kadar tatlı oluğuna bakarak iç çekti ve ''Ben şimdi ne yapacağım anne?'' dedi sessizce.

Birdenbire kısık bir ses duydu, sessiz ve karanlık odanın kapısında bir ışık hüzmesi belirdiğini fark eder etmez korkuyla yattığı yatakta kalakaldı ve ne yapacağını şaşırdı. Loki'yi dürttü ama uyanmamıştı. Işık içindeki varlık olabildiğince nazik bir ses tonuyla kıza ''O seni duyamaz ya da hissedemez. Şu an farklı bir boyuttayız hayatım. Sadece sen ve ben... Kısa bir süreliğine...''

''Kimsin ve benden ne istiyorsun?'' kız üstündeki yorganın altında yatağa gömüldü resmen.

''Annenim ben...'' ışık hüzmesi odaya yavaşça girerek insan formuna dönüşmüştü.

''Buna nasıl inanacağım?'' kız yorganı kendine çekiştirdiği sırada eli tılsımına değer değmez içinde bir cesaret filizlendi. Tılsıma dokundu, tılsım ona güç veriyordu. Yorganı üzerinden yavaşça attı ve yataktan çıkıp kadına biraz yaklaştı.

''Hayatım doğru söylüyorum. Sana zarar vermeyeceğim. Cidden annemin ben bir tanem.'' kadının şefkat dolu konuşması onu ikna eder gibi olmuştu, zaten tılsım onda olduğu sürece korkmasına da gerek yoktu.

''Tamam. Sana inanmalıyım o halde?'' diyerek kadını baştan aşağı süzdü.

''Gecenin bir yarısı bu şekilde geldiğim için özür dilerim. Beni Hel gönderdi.''

''Hel mi gönderdi? Nasıl yani?''

''Düğün hediyesi gibi düşün işte.''

''O böyle ince davranışlarda bulunur muydu hiç? İlginç...'' kız çenesini sıvazlayarak olayın şaşkınlığı üzerine düşünmüştü ki annesi konuşmaya kaldığı yerden devam etti.

''Evlendiğini ilk duyduğumda - ki bunu da bana Hel söyledi- ne kadar sevindim bilemezsin. Umarım iyi bir evlilik yapmışsındır diye düşünmekten başka yapabileceğim bir şey yoktu. O an yanında olmayı ve seni gelinliğinin içinde görmeyi öyle çok istedim ki... Ama dediğim gibi... Bunun için üzgünüm bir tanem. Zor günlerinde, mutlu günlerinde... Hiçbirinde yanında olamadım. Beni affedebilecek misin kızım?'' kadının gözünden yaşlar akmaya başlamıştı ama kendini ağlamamak için sıkıyordu. Kollarını açıp kızın ona sarılmasını bekledi.

Kız kalbinin bir köşesinin kopup bedeninden uzaklaştığını hissetti. Annesinin kucağına atlayıp ona sıkıca sarıldı ve ''Anne bunların hiçbiri senin suçun değil. Neden boş yere kendini ve ben üzüyorsun? Manevi olarak zaten hep yanımdasın.'' dedi.

''Babana aşık olduğum zaman... Bunun çok yanlış bir şey olduğunu ve evlendiğimizde de artık asla geri dönüşü olmayacağını biliyordum. Fakat yine de oldu işte... Loki senin için doğru kişi mi bilemem. Bunu zaman gösterecek. Ama... Eğer ona karşı bir sevgin varsa, asla vazgeçme. Sevginden asla vazgeçme kızım...'' kadın yutkunduktan sonra ''Seni çok seviyorum ama gitmek zorundayım. Yaşayanların dünyasında ancak bu kadar kalabiliyorum maalesef.'' dedi ve kızının kolları arasında küle dönüşerek uçup gitti.
Kız yatağa oturdu ve Loki'ye baktı. Sonrasında da Hel'i düşündü... Belki de bu yaptığı bir özür mahiyetindeydi, kim bilir?

Asgard'ın Kurtuluşu (Loki Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin