Korhan ' ın dairesinin önüne geldiğimizde içimde garip bir korku hissetmistim. Güzel şeyler beni hep korkutmustur. Sonunun kötü olmasından hayal kırıklığına ugramaktandir korkum... Kalbim o kadar kırıklıklarla dolu ki bir tanesini daha kaldiramayacagimdandir korkum...
Bu düşüncelerle kapıyi tıklattik ve Korhan hiç bekletmeden açıverdi. Burası Nur'un evine göre daha sade dizayn edilmiş, yoğun olarak ise mavi ve tonları kullanılmıştı. Zaten giyimi de çok renkli olan birisi değildi Korhan. Bu özelliğini evine de yansıtmisti. Salonda biraz daha ilerledigimizde pencere kenarındaki üzeri yemeklerle donanmış masayi farkettim.Evi incelemeye o kadar dalmışim ki Korhan'in bana seslendigini çok sonra farkettim..."-Zehra.. çok mu begendin evimi bayagi bir daldin"
"-Evet çok güzel bir evin var ve yemeklerde çok güzel görünüyor bunca şeyi gerçekten sen mi yaptın ?"
"-Ne o.. şüphe mi duydun doktorlugum kadar aşciligim da iyidir çok sanslisin"
Bu sözleri karşısında çok utanmistim. Nur ise uzaktan uzaktan bizi izliyor ve benim yüzümün kizarmasi onu gulumsetiyordu. Beni kurtarmak adına olsa gerek söz arasına girdi...
"-Hadi ama ben çok acıktım ve hocamın ellerinden yemek yiyeceğim bunu daha fazla bekletemem hem kurt gibi acıktım. Bu şehir benim nedense hep iştahımi aciyor"😊
Onun böyle mutlu olması beni de mutlu ediyordu. Gerçekten bu sehir ona iyi geliyordu. Böyle devam ederse en yakın zamanda yaşadığı acıları unutacakti. Hep beraber sofraya geçtik. Masada yok yoktu..
"-Kızlar ne sevdiğinizi bilemedigim için aklıma gelen her şeyi yapmaya çalıştım. "(Korhan'in hazırladığı masa medyada)
" Hepsi de çok güzel görünüyor hocam gerçekten de Zehra cok şanslı. Aramızda kalsın o yumurta bıle kiramiyor"😊
"-Nur, aşk olsun..."
"-Doğru değil mi Zehracigim. Bak yeni komşumuz hazır böyle hamaratken arada gel biraz ders al."😉
Anlaşılan bu masada güzel bir yemek yiyemeyecektim. Nur'un keyfi yerine gelmişti ama beni utandirmaktan da geri durmuyordu. Yemegimizi bitirdikten sonra hep beraber sofrayi toparladık.Korhan'in söylemek istediği bir şey vardı bu her halinden belliydi ama sanki soyleyemiyordu ve beklediğim gibi konuşmaya başladı.
"- Kızlar sizinle konuşmak istediğim bir konu var isterseniz salona geçelim oturup konusalim"
Neydi onun bu kadar konuşmaktan cekindigi şey... Salona geçip konuya girmesini bekledik...
"-Oncelikle bu soyleyeceklerimi kesinlikle yanlış yorumlamanizi istemiyorum. Nur'cum bu konu biraz canını sikacak ama ben uzerime düşeni yapmak zorundayım..."
Biraz suskunluktan sonra konuşmasına devam etti..
"- Konu Savaş'la ilgili..."
Savaş kelimesini duyar duymaz ikimizinde yüzü düşmüştü. Nur Korhan'in sözlerini kesti.
"-Hocam ben Savaş hakkında konuşmak istemiyorum. Onun hakkında tek dusundugum şey o pisligin cezasını çekecek olmasi..."
"-Biliyorum canım hepimizin isteği bu yönde. . Ama hatırlarsın Savaş'ın babası Ahmet Bey'i... O gün İstanbul'a gittiğimizde tanismistik. Olanlar onu ve ailesini ziyadesiyle uzmuş. Seninle konusmak istiyor ve bu yüzden beni aracı koydu. Çok uğraşsam da israrlarina dayanamadım. Ben sana kesinlikle şunu yap ya da bunu yap demiyorum asla da demem. Üzerime düşeni yaptım bir babanin isteğini sana ilettim. Bundan sonra karar senin"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sessiz ÇIĞLIK (TAMAMLANDI)
Teen FictionYine sessiz akşamımda, bir sen varsın, bir de ben var inleyen yüreğimde. Yıkılan kalbime "böyle olmalıydı sevdiğim "diyordu her defasında. "Sevdiğim"kelimesine takılmış bir umutla çirpiniyordum delicesine. Neydi sebep? anlamadan kahreden yalanla...