Yaz dönemi bitmiş okullar açılmıştı. Bu fakülteye dört yıldır geliyordum ama bugün sanki kendimi ilk defa geliyormuş gibi hissediyordum. Çünkü artık o sıradan hayatım Korhan ve Nur ile birlikte rengarenk olacaktı. Yaşamaya yeniden başlamış gibiydim.Son bir haftadır bu kelimenin en dorugundaydim . Beşinci sınıf geçen seneye nazaran daha kolay olacak diyorlardı. Öyle yorucu stajlar, o dersten o derse koşturmacalar olmayacakti. Benim zaten çok bir dersim kalmamisti. Geçtiğim dönemlerde üstten dersler alarak yükümü bir hayli hafifletmistim. Sınıfa adimimizi atar atmaz tüm gözler Nur ile bana cevrilmisti. Ne olduğunu anlamamistim ama tahmin yürüttükce kalbim güm güm atıyordu. Yoksa Korhan ile beni mi duymuslardi. Ama nasıl duyacaklardı. Yaz boyunca sınıftan kimse ile etkilesime girmemistik. Bunu biliyor olmaları mümkün değildi. Neyseki merakımiz uzun sürmedi. Kaan, Nur'un yanına yaklaştı ve hesap sorarcasina konuşmaya başladı.
"-Nur hanim neden kimliğinizi bizden sakladıniz. Ahmet Sarıaslan ' in baban olduğunu neden gizledin? "
Durum şimdi anlaşılmıştı. Kutuphane Müdürüm cenesini tutamamis olmalıydi. Kendimi suçlu hissettim. Nur bu durumu sakin karsilamisti.
"-Kaancim bunu sizlere söyleme mecburiyetim mi vardı? "
"-Yok canım sadece merak ettim. Soyleseydin belki daha yakın olabilirdik. Biliyorsun bende elit bir aileye mensubum"
Bunu söylerken o kadar iğrenç gorunuyordu ki... Kendince buyukleniyor etrafa duyurmak istercesine "elit" kelimesini vurguluyordu.
"- Aman Aman ben almayayim o yakınlığı. Bak Serpil sana nasıl da bakıyor gitte biraz onunla yakinlas"
Nur,bunları söylediğinde tüm sınıf Kaan'a gulmustu. Kaan bozulmuş olmalı ki hiç bir şey söylemeden sırasına oturdu. Bende her zamanki gibi en ön sıraya yerleştim. Gün icinde tıpkı Kaan'ın yaptığı gibi daha önce Nur'un hiç görüşüp konuşmadigi insanlarla muhattap olmak zorunda kalmıştık. Bir süre sonra bu duruma alışmıştik. Günler böylece geçiyordu. Kendimi yeniden nefes alıyor gibi hissediyordum. Sabahları Nur ile okula gidiyor aksamlari yine onunla dönüyordum. Bazen Nur benim daha önce üstten aldigim derslere girdiğinden ben o süre zarfinda Korhan'in odasında bekliyordum. Sanki onun özel stajyeri gibiydim . Aramizdaki ilişkiden kimse suphelenmiyordu. Zaten sıradan aşıklar gibi yapışık bir çift değildik. Galiba beni o kadar yakışıklı ve karizmatik biriyle düşünmek akıllarına gelmiyordu ki bu Korhan Hoca'ydi. Herkesin peşinde pervane olduğu o adam sadece benimdi. Bu gerçek bana dahi inanilmasi güç geliyordu. Okulda öğrenci öğretmen ilişkisinden başka bir tavrimiz yoktu. Yine Nur'u beklediğim bir gün Korhan'in odasındaydim. Genellikle buraya gelip kutuphanesinden kitap seçer ve okurdum. Yine bir kitap seçtim ve karıştırmaya basladim . Kitabın arasında bulunan kurumuş bir gül dikkatimi çekti. Kitabin ismi Yeşil Deniz Kabuğu ve yazari Sarah Jio idi. Yazar bir aşk hikayesine yer vermişti. Kitabın son sayfasına baktigimda küçük bir not gördüm. "Sana olan Sevdam hiç bitmeyecek" yaziyordu. Aklım allak bullak olmuştu. Bunun Korhan'in kütüphanesinde oluşu aklıma bin bir türlü şey getiriyordu . Hayal kırıklığına ugramaktan, kandirilmaktan, kırılmaktan korkuyordum. Bir süre düşündüm. Ama bir türlü mantıklı bir şey bulamadim. Neyseki Nur'un gelmesiyle beynimi kemiren düşüncelere ara verdim.
"-Hadi Zehracigim gidelim. Ders bitti."
"-Tamam canım gidelim"
Arabaya bindik ve fakülteden uzaklaştık. Düşünceler beynimde hala dolaniyordu. Nur'un sesiyle irkildim.
"-Korhan hoca aramış duymamissin galiba. Beni aradi eve geçmiş bizi bekliyormus. Yemekte ondaymisiz. Seni alıp hemen geleceğimi soyledim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sessiz ÇIĞLIK (TAMAMLANDI)
Ficção AdolescenteYine sessiz akşamımda, bir sen varsın, bir de ben var inleyen yüreğimde. Yıkılan kalbime "böyle olmalıydı sevdiğim "diyordu her defasında. "Sevdiğim"kelimesine takılmış bir umutla çirpiniyordum delicesine. Neydi sebep? anlamadan kahreden yalanla...