Tüm tadım tuzum kaçmıştı.Acaba burada mı kalacaktı.Ödüm kopuyordu, ya aramızda bir şey geçer,beni tacız ya da tecavüz ederse...Eda'nın bana olan seslenişiyle kendime geldim:
"Ebru,Mert geldı koş koş."
Oysaki o daha söylemeden ben görmüştüm ve ne diyeceğimi bilemiyordum.
"Ho-şşge-lldi-nn"
"Hoşbulduk"deyince ben daha fazla konuşmayalım diye kendimi odama kapattım.Ama ya kızlar aramızda olan tatsızlığı anlarlarsa o zaman ne olacak?Of ya of ne çekilmez çilem varmış.Bir sevdiğim adamla evleneyim diye geldim,istediğim değil de istemediğim adam bana aşık oldu.Merve:
"Ebru aşağıya inde Mert daha gitmeden iki lafın belini kıralım."
Gitmeden demişti ah yani gidecekti.Buna olan sevincimle hemen aşağıya indim ama yine sessizliğimi korumaya kararlıydım.Ben konuşmamaya kararlıyken Mert bana gözleriyle psikolojik baskı uyguluyor ve bu canımı fena halde sıkıyordu.Telefonuma gelen mesajla irkildim.
"Konuşmamaya devam edersen,gece burda kalırım."
Bu tehdit dolu cümle ile Mert'e baktım.Onun verdiği yepki ise son derece sakindi ve ayrıca da sırıtıyordu.Delirmek üzereydim ve resmen araftaydım.Ya konuşacaktım kızlar mevzuyu çakacaktı-kızlar ki benim her ruh halimi çözerler-ya susacaktım ki sonrasını düşünmek bile istemiyorum.Çünkü ben bekaretimi Namjoon'uma saklıyorum.En iyisi konuşmak deyip:
"Türkiye de ne var ne yoktu?"
Çok zorlanmıştım bu cümleyi çıkarırken ama çıkarmak zorundaydım.
"Nasıl olsun,siz yokken hiçbir şey yok."
Tam konuşacaktım ki telefonun sesiyle kendime geldim.Arayan Mi idi.Iş ile ilgili bir durum için aramış olmalı.Telefonu açıp ortamdan ayrıldım.Ilk kez iş için beni aradıkları beni mutlu etmişti.Odama girip kapıyı kilitleyip Mi'ye odaklandım.Çünkü ne kadar uzarsa Mert'in ben konuşmayı bitirince gitmiş olma ihtimali o kadar artar.Namjoon'dan
O kız hala kafamı kurcalıyor.Ama kız o kadar cool'du ki gözlerimi alamadım.Ama neden biz göz göze gelince ağlayarak apartmandan içeri girmişti.Of bu kız galiba uzun bir sürw kafamı kurcalayacak.Acaba o girdiği apartmanda mı oturuyor?Zaten buralı olmadığı her halinden belli.Ama burada yaşadığına göre korece ya da ingilizce kesin biliyordur.Ama hangisini bildiği değil benim için bilmesi önemli.Çünkü ben ki hem ana dilim olan koreceye hem de evrensel dil olan ingilizceye çok ama çok hakimim.Düşünüyorum da o apartmana girip araştırsam,belki o kızın oturduğu evi bulur hatta belki adını da öğrenirim.Ama şu an bunu yapamam,çünkü o kız beni gördüğünde sebebini bilmediğim bir nedenden ötürü üzülüyor ve hatta ağlıyor.Umarım o kızı tekrar tekrar ve tekrar görürüm.Telefon konuşmam bitip içeri döndüğümde Mert yoktu gitmişti.Ah ne kadar mutlu olduğumu dile getirsem azdır.Ama bir yanım da kan ağlıyordu.Çünkü Mert'in fözü dönmüş artık söylemekle yetinmiyor,tehditler yağdırıyordu.Içim yine sıkıntıyla dolunca çözümü kulaklığımı takmakta buldum.Açtım kocamla grubunun şarkısını, aldım elime bir depresyon çikolatası...Canım yanıyordu,fakat çikolatanın o eşsiz tadını belirtmeden geçemeyecem.
Evet otuz şarkı ve depreston çikolatam bitince yatağıma girip yattım.O kadar çok toruldum ki bugün yatağa girince giç düşünmeden yattım.Sabah Merve'nin çarpık sesiyle kendime geldim:
"Ebru uyansana ya yine işe geç mi kalalım yani."
Yataktan hemen doğrulup elimi yüzümü yıkadım.Kıyafetlerimi hemen değiştirip kahavaltı için aşağıya indim ve ben sabah sürprizimi gördüm.Sabah sürprizim ne mi?Ah tabii ki de Mert'ti.Fırsatçı kahvaltıya bile gelmiş.Bana dönüp:
"Günaydım."dedi.Ben de mecbur kızlar çakmasın diye:
"Günaydın."dedim.Kahvaltı merasiminin sonuna gelip ışe gitmek için evden çıktık.Iş yerine tam vaktinde varmıştık.Tam kapıdan adımımı içeri attım ki saat sekiz oluvermiş.Hemen odama çıkıp işlerimi yoluma koymaya başladım.Şırketin asıl avukatı yanıma gelip:
"Senin konuşma,saygı ve hoşgörü gibi özellıklerini gördüm.Ama swni artık yeşil sahalatda görmek istiyoryum.Tabii masterini eksiksiz tamamlamak istiyorsan(!)."
"Tabii ki isterim de yeşil saha derken?"
"Yeşil saha derken 2 hafta sonra seni bir duruşmaya çıkarıyorum,bilgin olsun."
"Ah gerçekten mi?Inanamıyorum şu an."
"Yalnız karşı taraf Big Hit."
"Ne Big Hit mi?Neyse canım ya BTS değil ya."
"Değil değil işte.Karşı taraf Big Hit ve BTS."Kalbim daha fazla dayanamayacak galiba.Yani duruşma bile olsa karşımda olacaklardı.Bu da bir nevi mutluluğum olmuştu.Galiba Namjoon hakkında içimde kuruyan hayal ağacı bu duruşma ile yeniden yeşerecekti.
Arkadaşlar umarım beğenirsiniz.Acaba Namjoon evi arama yoluna başvuracak mı?Duruşma nasıl geçecek?Mert ağından kurtulacsk mı?Düşüncelerinizi yorum olarak atarsanız çok sevinirim.Seviliyorsunuz.😘😘😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Seviyorum💖Kim Namjoon
FanfictionBTS benim için bir aşktır.Işte o aşkın hikayesi...