O Iş Teklifi Miydi?

37 5 3
                                    

Çalıştığım her şeyi unuttum.Aklımda kalan ise sadece onların o eşsiz ihtişamlı görüntüleri.Ah ne yakışıklı ve tatlılar.Aman ne diyorum ki ben kendime.Onlar çok tatlı olabilirler lakin şu anda bunu düşünemem.Çünkü şu an onların karşı tarafında ve alnımın akı için davayı almalıyım.Şirket avukatıda yanımdaydı.Ama o bir şey demeyecekti dava hakkında.Kulağıma eğilip:
"Sakın davadan vazgeçmeye kalkma.Bu davayı almalısın."
"Tamam ama.Onların yüzüne bakarak konuşamam."
"Seni anlıyorum."
"Nasıl yani beni anlıyorsunuz?"
"Çünkü bende army olurum da."
"O zaman neden davayı siz almadınız?"
"Çünkü bunu yapacak cesaretim yoktu.Ama ben sen de o deli cesareti görüyorum ve davayı al."

         Onlar gelince mahkeme tekrar başlatılmak zorunda kaldı.Hakim davayı başlatınca boncuk boncuk terlemeye başlamıştım.Avukatımızın söyledikleri ve Mert'in davayı alamayacağımı düşünmesi üzerine içimdeki sert,savunmacı dişiyi ortaya çıkarmaya karar kıldım.Ben ilkin düzgün konuşamasam da sonradan cümlelerimi düzelterek tam savunma moduna geçtim.Aradan tam 2 saat geçmiş olmasına rağmen bana 2 asır gibi gelmişti.Onların yüzüne bakamamak ve onların zıt yönünde olmak içimi çok ama çok yaksada savunmaya devam ettim.Yarım saat daha aradan geçince dava sonuçlandı.

      Hemen onların yanına gittim.BTS'ten özür dilemeliydim. Çünkü yaptığım yanlıştı.Çünkü ben bir armydim:
"B-ben ş-şey özür dilerim."
Namjoon:
"Neden özür diliyorsun ki?"
"Çünkü buna ihtiyacım varda."
Suga:
"Neden buna ihtiyaç duyuyorsun?"
    Hala yüzlerine bakamamıştım ve bundan rahatsız olan Jungkook:
"Konuşurken yüzümüze bakarsan daha iyi anlaşırız bence."
       O muhteşem sesiyle öyle deyince yüzüne baktım ve Suga'ya dönerek:
"Çünkü ben bir armyim."dedim.
Bunu duyan Jimin üstüne ekler gibi:
"Hem de çok güzel bir army."
Tae:
"Bu devirde yağ kaç para biliyor musun hyung?Bence çok da fazla kullanma."
     Ben Jimin cümlesine hem utanmış,hem de Tae'nin söylediğine gülmüştüm.Kendimi toparlayıp Jimin'e:
"Sen de çok yakışıklısın."dedim
"Ah söylemene gerek yok bebeğim.Bunun farkındayım.Bu iltifat değil."
"Bunun farkındayım."
  
        Namjoon iltifat dolu muhabbetimizden sıkılmış bir şekilde:
"Neden özür dilediğini söyle de gidelim,daha Şili konserine hazırlanacağız."
"Tamam.Ben davayı aldığım için özür dilerim.Almayı hiç ama hiç istemezdim."
Suga-ne saçmaladığımı merak eder gibi-sordu:
"Nasıl istemedin ya manyak mısın hyung."
"Hayır,sadece ben şu davaya kadar Army'dim,o tüzden davayı almak istemedim."
J-hope-her zaman ki gibi-umutla:
"Takma altı üstü bir şarkı.Yine yazarız olur biter ve sen hala Army'sin."
Jin ortamın şu sevgi dolu havasına hava katarak:
"Hem bence sen çok başarılı ve çok güzel bir kızsın.Evli misin?"

        Sorduğu sorunun şokuyla yüzüne bile bakamadım.Çünkü çok ama çok utanmıştım.Bir an keşke bu soruyu Namjoon sorsaydı dedim içimden.Jin sorusunu yeniliyerek:
"Evli misin?"
"Ben de hayır evli değilim de neden sordun?"
"Dediğim gibi davayı çok iyi savundun.O yüzden  Boyfriend'in değil de bizim grubun avukatı olmanı isterdim."
"Şimdi anladım.Tabii evli olmadığım için gruba yakın bir medlek olarak Big Hit'te çalışamam."
Jin merakla:
"Sen neden sorduğumu sanmıştın ki?"

       Başımı önüme eğip susmakla yetindim.Namjoon grubun en büyük üyesi olduğu için Jin'e güvenir bir şekilde elime üstünde kendi numarasının yazılı olduğu bir kağıt uzatıp:
"Kaydet ve hemen bana çağrı at ki kaydedeyim.Eğer olumlu bir sonuca ulaşır kabul edilirsen seni ararım."
Ben bunu duyduğuma çok sevinmiş şekilde dediğini yaptım.Gıderlerken arkasını dönüp:
"Çok fazla umut bağlama,seçilme oranın çok düşük."

   Dediği son cümle beni üzmüş olsada seçilme gibi bir şansım olduğu için çok ama çok mutluydum.Bugün davayı kazandığım için bana izin yazmışlardı.Ben de direkt eve geçip banyo yaptım.O kadar mutluydum ki nefret ettiğim yemek yapma işlemine başalayıp kızlar için yemek pişirdim.
Aslında yemek konusunda hem çok başarısız veya hem de çok sıkıcı değilmiş.

Şimdi Jin'in yemek yapmayı neden bu kadar çok sevdiğini anlıyorum.Uzun süredir aksiyonlarımdan dolayı konişamadığım ya da konuştuğunda onu takmadığım Seda'yı dinlemeye karar verdim.
"Ay o çekik gözlere o tatlılığa,o sevimliliğe kurban olurum yaa."
"Seda umarım bağsettiğin kişi Tae'dir."
"Zaten o canım.Namjoon olacak değil hem o benim eniştem sayılır,ona bakamam."
"Aferin bak iyice öğreniyorsun."
"Kanka duyduğuma göre iş teklifi almışsın,hem de BTS'ten."
"Azıcık öyle oldu da.Sen zaten yanşmdaydın."
"Hıı,evet.Ama ben o sırada sizi dinlemiyor,senin göğüs kafesin ve boynun arasındaki boşlukta Tae'mi inceliyordum."
"Senin oramda ne işin var,sapık mısın?"
"Saçmalama istersen,ben her zaman içindeyim."
"Aa pardon detayı kaçırmışım.Yinede çık içimden."
"Içinden çıkarsam nasıl iç sesin olurum ki."
"Ama evlendiğim gece..."

           Cümlem yarım kalmıştı,çünkü kapı çalıyordu.Ben Seda ile konuşurken bir yandan da softayı kuruyordum.Kızlar gelmiş olmalıydı.Koşar adım düşünmeksizin kapıyı açtım.Ve şok!Gelen kızlar değildi.Olay o kadar hızlı gelişti ki kendimi kapıyla Mert'in kolları arasında buldum ve hiç tınmadan:
"BIRAK BENI IT."dedim.Çünkü bana kötü bir şey yapmasından çok ama çok korkuyordum.Ben bu cümleyi kurduktan sonra kolumu tutup sıktı.
"Demek davayı kazndın ve hala burdasın,hatta izin bile vermişler haa."bu cümleleri tıslayarak kuruyor ve her kelimesinde kolumu biraz daha sıkıyordu.Bense sadece korkar ama cesaretimi toplamaya çalışır bir şekilde:
"Olanlar tamamen senin suçun."
"Nasıl benim suçum."
"Sen'Kayber de birlikte Türkiye'ye döneriz'detince ben de hırs yaptım."

   Yalan gibi geliyordu,fakat doğruydu.Mert'e minnettardım,eğer o bu cümleleri kurmasaydı bırak iş teklifi ver elini Türkiye olurdu.O biraz daha sinirlenince ben biraz daha korktum.Ya beni taciz eder,ya da daha kötüsü tecavüz ederse,aish(öf)bir an önce kızlar gelsin yalvarırım.Ben iç savaşımı verirken kapı çaldı ve hemen kapıya yönelip kim olmaksızın açtım.Şükürler olsun ki gelen kızlardı.

       Mert,yalancı tavrına bürünüp:
"Hoşgeldiniz,kızlar."
"Hoşbulduk Mert."
Merve sinir olacağımı bilirmiş gibi:
"Arada uğrada,özletme kendini."
"Aynen ya özletme abi.Burada sayılı arkadaşım var ve sıkılıyorum."
"Aslında ben de tek başıma sıkılıyorum.Sadece Min Young Wo adında bir ev arkadaşım var o kadar.
"Bizimde,biz,sen ve Mi adında bir iş arkadaşımız var o kadar."
Bizimkiler sohbete girince yemekler de soğudu o sırada.Sohbet o kadar koyuydu ki bizimkiler açlığıda benim varlığımı ve davamı da unuttular.Eda davayı aldığımı duyarsa sinir tepesine çıkar valla.Ben yine bir iç savaş verirken Mert kalkacağını söyleyince sevinçten uzaylı dansı yapasım geldi.Ama neyseki kendimi tuttum.

          Mert gidince asıl gıybet o zaman başaldı.Kızlara önce yemeği sonra aldığım binevi iş teklifini ve Jimin'in o eşsiz egosunu anlattım-@iremsu2130 çok kızma-Jimin'in adı geçince Merve merakla dinledi:
"Onlar arar veya buluşmaya gidersen ben de gelmek istiyorum."
"Ben de, ben de.Jungkookie'nin o gül cemalini görmek istiyorum."
"Anlaştık o zaman birlikte gideriz."
"Süpersin ya kanka."
"Kimin kankası sanki."
"Abartmayın da yemeğimizi yiyelim.Zaten soğudu bari dondurmayın."

          Yemeğimizi yemiş ve hala korece bilmediğimiz için film izleme kararı almıştık.Açıp bir film izlerken arada da eğer işmteklifim kabul olursa nadıl olur diye hayal kururyordum.Film bitmiş ama benim gelecekle ilgili hayallerim ve düşünclerim bitmemişti.Unutmamam gerken bir şet yatmalıydım.Çünkü yarın işe gidecektim ve bugün yeterince fazla macera yaşamıştım.Içimden sadece keşke hwr maceramın ödülü BTS olsa dedim ve uyudum.

             Arkadaşlar artık ilk kitabım olsa bile ilkliğimin bittiğini düşünüyorum.Bayağı kelime daracığımı geliştirip 1000 kelimenin üstüne çıkmaya başladım.Ilham doluyum ve sık sık yazmayı planlıyorum.Keyifli okumalar aşkilatalarım.Vote ve yorum atmayı unutmayın,SEVILIYORSUNUZ

       
         

Seni Seviyorum💖Kim NamjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin