Eğer Cesur Zorbey'e birileri üç ay önce, bir gün karısıyla alışverişe çıkacağını ve o kıyafet denerken rahatsız bir pufun üzerinde oturup onun kabinden çıkmasını bekleyeceğini söylese Cesur buna sadece gülerdi. Dünyanın en komik fıkrasını duymuş gibi tasasız ve içten bir kahkahayla hem de. Oysa şimdi bu durumu bizatihi yaşıyor ve gülünecek bir tarafını da göremiyordu.
Annesinin sözünden çıkmama işi biraz sıkıcı olmaya başlamıştı fakat genç adam henüz pes edecek değildi. Her akşam yemek vakti evde olmak ve sıkıcı alışverişlere katlanmak onu yolundan döndürmezdi tabi ki. Ama yine de bunalıyordu. Kendisini gürültülü mekânlarda kaybetmedikçe kafasındaki düşünceleri susturmanın bir yolunu bulamadığı için bunalıyordu. Gözlerini her kapattığında üzücü düşler görmekten, gözlerini her açtığında ise daha iyi bir gerçeğe uyanamamaktan bunalıyordu. Ve buna bir çözüm bulması gerekiyordu ama nasıl yapacağını da bilmiyordu genç adam. Kendisini, annesinin dümene geçtiği bir geminin içinde akıntıya kapılıp gidiyormuş gibi hissediyordu. Geminin nereye varacağını yalnız Allah bilirdi.
"Nasıl oldu?"
Karısının sesini duyduğunda başını kaldırıp ona baktı Cesur. Leylan'ın, katılacakları davetlerde giymek için birkaç elbise seçmesi gerekiyordu, bu sebeple Nisa Hanım'ın önerdiği mağazalardan birine gelmişlerdi ve uzun, zorlu dakikaların ardından Leylan denemek üzere birkaç parça kıyafet seçmeyi başarabilmişti. Şimdi ilk elbiseyle deneme kabininden çıkmış, çekingen bir duruşla Cesur'un karşısında dikiliyordu.
Adamın mavi gözleri Leylan'ı ve üzerindeki pudra rengi elbiseyi uzun uzun süzdü. Cesur, hayatının en kötü dönemlerinde bile kafayı kadınlarla bozmuş bir playboy olmamıştı fakat bu, güzellikleri takdir etmek konusunda sıkıntı çektiği anlamına gelmiyordu. Beğendiği kadınlarla kurduğu ilişkilerde çok romantik olmasa bile tatlı ve biraz yaramaz bir adamdı. Bu yüzden bir kadın ona güzel bir elbisenin içinde nasıl göründüğünü sorduğunda verecek bir cevabı elbette vardı.
"Masallardan fırlamış bir orman perisi gibi görünüyorsun."
Leylan bu cevabı ilk başta şaşkın bir kaş çatışla karşıladı, ardından gözlerini devirdi. Cesur onun orman perisi gibi görünmek istediğini de nereden çıkarmıştı? Genç kız yalnızca bir yere davet edildiklerinde giyebileceği güzel, şık ve uygun elbiseler almak istiyordu. Bunu yaparken ona yardımcı olabilecek en kalifiye kişinin Cesur olmadığı da ortadaydı fakat elindekiyle idare etmesi gerekiyordu işte.
"Bunun tam olarak ne anlama gelmesi gerekiyor? Uygun bir elbise mi? Şık mı? Bana yakıştı mı? Daha net cevaplar vermen gerekiyor Cesur."
Genç adam bu beklenmedik karşılıkla gözlerini kıstı. Bu iltifatı daha önce en az üç hanımefendinin sorusuna cevaben kullanmıştı ve her biri bununla mutlu olmuştu. Leylan'ın sorunu neydi? "Benden bir moda gurusu gibi yorum yapmamı mı bekliyorsun hayatım?"