-26-

127K 7.7K 1K
                                    

Cesur etrafında olan biteni takip edemiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cesur etrafında olan biteni takip edemiyordu. Sanki her şey bir anda algısının ötesine geçivermişti. İpler daha Leylan Birce'nin adını yemek masasında andığı anda kopmaya başlamıştı. Onun dudaklarından o ismi duyduğunda kalbinin korkuyla çatırdadığını hissetmişti. Ondan sonra olanlar ise çığ altında kalmak gibiydi. Küçük bir kartopu büyüyüp kocaman bir çığa dönüşmüş ve masadaki herkesi yerle bir etmişti.

Leylan'ın sürpriz dediği şey bu olmalıydı. Cesur, bunun beklediği tüm sürprizlerden çok daha farklı olduğunu kabul etmek zorundaydı. Esaslı, gerçek bir sürprizdi. Ve yalnızca onun için değil, masadaki herkes için öyleydi.

En son Fırat'a bağırıp ardından masadaki herkese resti çektiğinde Cesur neredeyse gülecekti. Yani bu kadar şaşkın ve dehşete düşmüş bir halde olmasa yirmisine basmamış karısının Demir Ağa'yı fırçalamasına elbette kahkahalarla gülerdi. Ama o an tek yapabildiği merdivenlere yönelen karısının ardından hayran hayran bakmak olmuştu. Kendine geldiği küçük anda da hemen yerinden fırlamış ve onun peşinden üst kata çıkmıştı. Leylan'ı tam odaya girmek üzereyken yakalamıştı ve odanın kapısının yüzüne çarpmasından son anda kurtulmuştu.

Bir hışımla yatak odalarına giren Leylan kalp atışlarının gümbürtüsünden başka bir şey duyamayacak haldeydi. Hissettiği öfke ve heyecan hala dişlerini zangırdatıyordu. Bu yüzden Cesur omzuna dokunana kadar onun odadaki varlığı fark etmemişti. Birden irkilerek arkasına döndü ve kocasının mavi bakışlarıyla karşılaştı.

Öfkesi hala vücudunu terk etmiş değildi. Hala söyleyecek birçok sözü vardı ve hala o elektrik teninde kol gezmekteydi. Bundan sebeple kendini birden "Sen de en az onlar kadar suçlusun!" diye Cesur'a bağırırken bulunca buna pek de şaşırmadı.

Genç adam bunu beklemiyordu. Bu akşam Leylan onu şaşırtmak konusunda harika bir iş çıkarıyordu. "Ne?" Sesi alçak ve şaşkınlık doluydu.

"Duydun!" İşaret parmağını bir silahtan ateşlenen mermi gibi Cesur'un göğsüne sapladı genç kadın. "Onlar seni suçlamakta ne kadar hatalıysa sen de kendini savunmamak konusunda hatalısın. Kimseyle konuşmadın. Kimseye gerçeği anlatmadın. İnsanların seni bir katil gibi görmelerine müsaade ettin!"

Cesur, Leylan'ın göğsündeki elini tuttu ve kalbinin tam üzerinde sabitledi. Bu küçük hareket genç kadının yavaşça sakinleşmeye başlamasına, öfkenin azar azar geri çekilmesine ve onu takip eden üzüntü hissi için yer açmasına sebep oldu.

"Bunca zaman boyunca boşu boşuna acı çektin," dedi Leylan titreyen bir sesle. Öfkesinden boşalan yeri hızla gözyaşları dolduruyordu. "Boşu boşuna üzüldün."

Cesur boştaki elini uzatıp büyük bir şefkatle Leylan'ın yanağını okşarken "Pişman değilim," diye fısıldadı. "İnan bana değilim."

Elinde kalan son öfke kırıntılarını bakışlarına yükleyip çakmak çakmak gözlerle kocasına baktı genç kadın. "Ne demek pişman değilim?"

LacivertHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin