20.Bölüm-Üçüncü Şahıs

91 13 11
                                    

Hyun,sarılıp kalmıştı Bera'ya.Yanakları birbirine dokunuyordu ama sanki kalpleri birbirine dokunuyordu.Bera'nın kalbi, resmen Hyun'un kalbine dokunuyordu evet.Hyun hissediyordu Bera'yı kendi kalbinde.
Bera:-Ne yapıyor bu çocuk?Neden yapıyor?Diye düşündü.
Hyun:-Bera,bir süre böyle kalalım tamam mı?
Bera:-Neden?
Hyun:-Arkana bakarsan çok korkarsında ondan.
Bera:-Ne?
Hyun:-Az önce seni korkutan köpek varya tam arkanda.
Bera:-Eee ne yapacağız?Akşama kadar böyle sarılamayız ya.
Hyun:-Bu Jun'un köpeği Choco.Yabancıları pek iyi karşılamaz.Senin benim için önemli olduğunu hissetmesi lâzım.Yoksa seni yabancı olarak algılar.Bir köpek tarafından ısırılmak istemezsin öyle değil mi?
Bera:-İyi de daha anlamadı mı benim tanıdık olduğumu?
Hyun gülümsedi sinsice:-Biraz daha böyle kalmamız gerek.
Bera:-En azından üzerinde kıyafet olsaydı.Böyle çok şey oldu.
Hyun:-Ne?
Bera:-Şey işte.Dedi utanarak.Bir an geri çekilecek gibi oldu ama Hyun kendine çekti.
Hyun:-Böyle kal dedimse,böyle kal.
Bera:-Peki.Dedi kısık bir ses ile.
Hyun gülümseyerek baktı Choco'ya.Göz kırptı sevimli köpeğe.
Hyun:-Teşekkürler Choco.Diye düşündü.
Hyun o an pek bir mutluydu ama uzun sürmeyecekti.Çünkü Hong Ri Na tam karşısında belirivermişti.
Ri Na:-Hyun,ne oluyor burada?
Hyun ve Bera kenara çekildiler hemen.
Hyun:-Şeyy biz...
Ri Na:-Siz,ne?
Bera:-Biz,köpek yüzünden,yani yanlış anlamayın.
Ri Na :-Nasıl yanlış anlamayayım şu hâlinize de bakın.
Hyun:-Choco'nun yüzünden oldu bu.
Ri Na:-Hani ben ortada köpek filân göremiyorum.
Birden arkasından bir hırlama sesi geldi.Ağır ağır arkasına döndü.O an Choco üzerine atıldı.
Hyun:-Ri Na kaç!
Ri Na:-Hyun!Yardım et!
Ri Na önde,Choco arkada koşuşuyorlardı.
Hyun:-Choco,buraya gel çabuk.
Ri Na:-Alın şu köpeği başımdan.
Bera,şaşkınlıkla onlara bakıyordu.Bir ara Hyun durdu ve Ri Na ile bu sevimli köpeğin kovalaşmalarına gülmeye başladı.Bera onu dürttü.
Bera:-Gülmesene.
Hyun:-Ne yapayım.Choco,Ri Na'yı hep böyle kovalar tanışmalarından beri.
Bera:-Yine de gülmemelisin.
Hyun:-Choco,gel buraya seni afacan.
Ri Na:-Bu köpekten nefret ediyoruuuuum!Dedi ve kapıyı açıp,kendini dışarı zor attı.
Masal ise elinde sepet,içinde yemeklerle ralli pistine gelmişti.Üzerinde pembe bir bulüz, alt tarafında pembe çiçek desenli diz altı bir etek vardı.Dalgalı saçlarının bir kısmını üstten arkada toplamış,bir kısmınıda altlardan serbest bırakmıştı.Ralli pistine doğru çekimser bir tavırla merdivenlerden inmeye başladı.On numaralı arabadaki nişanlısını izlemeye başladı.
Masal:-Bu ne hız böyle?Hiç mi korkmuyor bu çocuk?Allahım başına bir iş gelecek şimdi!Dedi endişelenerek.Sonra durdu ve kendi iç sesinde ki bu garipliği dinledi.Evet.Onun için endişeleniyordu.
Masal:-Bu onun işi.Ne saçmalıyorum ben böyle?
Ralli pistinde ise büyük bir yarış vardı.Jun antremandaydı ve her zaman ki gibi mükemmeldi.Birinci olarak gelmişti bitiş çizgisine.Dong Soo ise ikinci.Ona bakmamaya çalışıyordu yine öfkesine yenilmemek için.Çünkü Masal ve yüzük konusunda hâlâ ona öfkeliydi.Eski hesabını da unutmazsak tabii.Ama bir şekilde onun buradaki varlığına alışmak zorundaydı.
Arabasını kenara çekti ve indi.Kaskını çıkardı.Antrönörü ve arkadaşları yanına geldiler.
Antronör:- Çok iyiydin.Her zaman olduğun gibi.
Jun gülümsedi:-Teşekkür ederim.İyi olmaya çalışıyorum.
Antronör:-Evet çok çalışıyorsun.Ama artık, biraz kendinide düşün.Bu kadar çalışmak iyi değil.
Jun:-Ben böyle gayet mutluyum.Beni merak etmeyin.Dedi Dong Soo'ya bakarak.Gerçek şu ki o olayı unutmak içindi ralliye bu kadar bağlanması.
Arkadaşı:- Madem herkes mutlu, o zaman artık yemeğe gidebiliriz. Çünkü mideminde mutlu olma zamanı geldi artık.
Jun güldü:- Galiba benimde.
Antronör:-O zaman yürüyün bakalım öğlen yemeğine.
O anda Masal,Jun'a seslendi el sallayarak.Diğer elinde yemek sepeti ile.
Masal:-Kim Hyun Jun!
Jun,Masal'a doğru baktı.Arkadaşları ve antronörüde.
Jun:-Bu kızın burada ne işi var?
Antrenör :-Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın bulunur sözü doğruymuş galiba.
Jun:- Şey,sandığın gibi değil koç.O kız...
Antrenör :-Haydi git Jun.O yemekler sana gelmiş galiba.
Jun,utangaç hâllerle Masal'ın yanına doğru gitti.
Masal:- Merhaba.
Masal'a baktı Jun.Süzercesine.Bu gün çok güzel görünüyordu.Üstelik kendisi için buradaydı.Belki de bu hazırlık kendisi içindi.Minicik bir gülümseme yerleşti hemen yüzüne.Kalbi ise bir şeyler anlatmaya çalışıyordu kendisine yine.
Jun:-Bu kız beni nasıl etkiliyor?Neden karşısında erimek üzere olan dondurmaya dönüyorum?Kendine gel Jun.Saçmalık bu hissettiğin.Diye düşündü.
Masal:-Geldiğim için kızdın mı?
Jun:-Senin okulun yok muydu? Ne işin var burada?
Masal,Jun'un hâlâ küs olduğunu anlamıştı kendisine. Ama gönlünü alabilirdi.
Masal:- Acıkmışsındır diye düşündüm.Sana yemek getirdim.Dedi ve oturdu.Ama Jun ayaktaydı.
Masal:-Sende otursana.Dedi ve bileğinden tutup,onu da oturttu.
Masal'ın bu adımı Jun'u pekte yumuşatacak gibi değildi.Çünkü Jun kendi hislerine ve Masal'a karşı bir tavır almak üzereydi.
Jun,dönüp Masal'a baktı.Yine düncelerdeydi.
Jun:-Bu kızdan,en kısa zamanda kurtulmalıyım.Beni zayıflatmasına izin vermemeliyim.Aşk yok.Sevgide.Diye düşündü ve birden Masal'ın parmağına baktı.Parmağında ki yüzüğüne.
Masal:-Bak sana neler yaptım.
Jun:-Yüzüğünü takmışsın.Dedi asık bir yüzle.
Masal ise sepetin içindekileri sandalyenin üzerine çıkarmıştı.
Masal:-Yesene.
Jun:-Canım istemiyor. Dedi ve diğer tarafta döndü.O anda Masal kendisinden beklenmeyecek bir şey yaptı ve Jun'un yanağından tutup,yüzünü kendisine çevirdi.Böreklerden birini ağzına tıkıştırıverdi.
Masal:-Şu böreklerden ye bakalım.
Jun ağzı dolu dolu :-Ne yapıyorsun?
Masal:-Ye de güçlen.İçinde ilaç yok merak etme.Aa dur şurada hoşafta olacaktı.Kendi ellerimle yaptım senin için.Dedi ve birde hoşaf içirdi.
Jun:-Dur,boğulacağım.Dedi ve birden öksürmeye başladı.O kadar lokmadan sonra,olacağı buydu zaten.
Masal:-Jun,ne oldu?
Jun hâlâ öksürüyordu.Masal birden sırtına vurmaya başladı Jun'un.Ama vurmak kelimesi yanında hiç kalırdı.Vurmuyordu,resmen dövüyordu.
Jun:-Dur,dur tamam.İyiyim.Ciğerlerimi düşürdün resmen. Ne ağır elin varmış senin.
Masal :-Afedersin.Dedi ve çekildi.
Jun birden gülmeye başladı. İstesede sahte nişanlısından uzak duramıyordu galiba.
Jun:-Ne tuhaf kızsın sen?Daha dün düşmandın benimle.Şimdi kendi ellerinle börek yediriyorsun.
Masal:-Bana kızgın olduğunu biliyorum. Haksızda sayılmazsın.Ama yüzüğümü isteyerek çıkarmadım.Takmayı unuttum.O gün kızma diye saçmaladım işte.Takmayı unuttum diyemedim.Yemin ederim sözümü tutuyorum.Okulda filan takıyorum yüzüğümü.
Iun:-Sana kızmaya hakkım yok.Sonuçta sen ve ben istemeyerek...
Masal:-İsteyerek ya da istemeyerek.İkimizde söz vermiş sayılırız.Sonuçta herkes bizi nişanlı biliyor.Dedi ve birden Jun'a dönüp baktı.Şaşırmıştı çünkü Jun,börek yiyordu.
Masal :-Ama sen!
Jun:-Börek güzel olmuş.Eline sağlık.
Masal gülümsedi :-Afiyet olsun.
Jun:-Sana bir şey söyleyeceğim.
Masal:-Seni dinliyorum.
Jun:-Ben,seninle nişanlı olduğum sürece,hiç bir kıza bakmayacağım.Başka bir kızı ne düşüneceğim,ne de aşık olacağım.Her şey oyunda olsa sadece sen olacaksın benim için.Belki düşman olabiliriz.Ama seni yarı yolda bırakmayacağım.
Masal şaşkındı.Jun'a baktı.
Masal başını yere eğdi:-Bende.
Jun:-Biz düşmanız ve bu nişanlılığı senin burnundan getireceğim.Kore'ye geldiğine pişman olacaksın.
Masal bozulmuştu :-Aptalsın sen aptal.Kim kimin burnundan getiriyormuş görürsün.Dedi ve yerinden kalkıp uzaklaştı.
Jun,gülüyordu Masal'ın arkasından.
Hyun'da ise işler biraz sarpa saracaktı,çünkü iki kadın arasında kalması an meselesiydi.Nedensizce kendisini Bera'nın okulunun önünde buluverdi.Motorundan indi,kaskını çıkardı. Okul binasına doğru döndü.
Hyun:-Neden geldim ki şimdi buraya?Acaba geri mi dönsem?Diye düşündü ve ağır adımlarla okula girdi.Bera'nın dersi bitmiş sırasında bir arkadaşı ile oturuyordu.Hyun o yöne doğru dikkatlice bakmaya başladı.
Bu dikkattin sebebi, Bera'nın yanındaki arkadaşın erkek olmasıydı ve galiba samimi bir arkadaştı.Hatta erkek arkadaş bile olabilirdi.Öyle bir bakış vardı Bera'nın gözlerinde.
Hyun:-Bu çocuk kim acaba?Düşündüm şey olabilir mi?Aralarında bir şey var gibi.Kesin erkek arkadaşı.Zaten böyle bir kızı kim kaçırmak isterki?
Aslında, Hyun'un düşündüğü şey pek yanlış değildi.Sadece tahmininde birazcık yanılıyordu.Aşık olan kişi Bera'nın karşısındaki genç,Kim Young idi.
Hyun:-Burada ne işim var zaten?En iyisi görünmeden gitmek.Dedi ve iki adım geriye attı.
Bera,Kim Young ile konuşarak sınıftan çıkıyordu ki o an gitmek üzere olan ve kendisine yakalanmamaya çalışan Hyun'u fark etti.
Bera:-Hyun!
Hyun,döndü:-Merhaba.
Bera:-Sen burada?
Hyun:-Bir arkadaşımı ziyaret etmek için gelmiştim.O da yokmuş zaten.Ben de gidiyordum.
Bera gülümsedi:-Benim dersim bitti.Şeyy,beraber gitmeye ne dersin?
Kim Young,Bera'nın bakışlarında bir şeyler sezmişti.
Kim Young:-Arkadaşın kim Bera?Aslında ben onu tanıyor gibiyim.
Bera:-O dünyanın en iyi tırmanış yapan adamı.
Kim Young:-Ben de nereden tanıyorum diyorum.Siz Kim Hyun Jun'sunuz.
Hyun yalancıktan gülümsedi:-Evet o benim.
Bera:-Arkadaşın bu okulda mı okuyor?Hangi sınıfta?
Hyun bozuk bir ses tonu ile:-Bilmiyorum.Bende bulamadım zaten.Neyse.Benim gitmem gerek.Daha Ri Na ile buluşacağım.Mâlum,onu bu aralar biraz ihmâl ettim.Dedi intikam alırcasına.
Bera,Hyun'a baktı.Sanki bu duruma pek bir bozulmamıştı.Ya da iyi rol yapıyordu.
Bera:-Bu aranız düzeldi mi demek?Eğer öyle ise sizin adınıza çok sevindim.
Hyun:-Evet öyle oldu.Ben artık gideyim.Dedi ve gitti.
Bera,arkasından bakakalmıştı.
Masal ise eve dönüyordu.
Masal:-Beyefendiye bak sen.Beni süründürecekmiş.Ben seni bu nişandan vaz geçirmesini bilmez miyim acaba?Diye düşünürken,ünlü bir mağazanın önünde durdu ve vitrinde ki elbiseye bakıyordu.Birden içeride bir kız gördü.Tanıdık gelmişti ona.Normalde hiç bir çekik gözlüyü birbirinden ayıramayan Masal,o gün bu kızın kim olduğunu tanımıştı.Yanında samimi,hatta fazlası ile samimi olduğu bir genç vardı.
Masal:-Bu,Hyun'un sevgilisi değil mi?Neydi kızın adı?Hah!Ri Na.
Ri Na'nın samimi hareketleri dikkatini çekmişti.Bir an gidecek gibi oldu ama onların mağazadan çıkmaları ile yerinde kaldı ve arkasını döndü karşılaşmamak için.
Ri Na:-Sevgilim,bu hediye çok güzel.Benim için ne kadar anlamlı anlatamam sana.Dedi ve sevgilisinin koluna girdi.
:-Sen her şeyin en güzelini hak ediyorsun tatlım.
Ri Na:-Biliyorum.Dedi ve ilerlediler.
Masal:-Şuna bak!Bu kız Hyun'u aldatıyor.Olaya bak sen.Nasılda denk geldi bana.İyi de bunu kime söyleyeceğim ben?
Akşam olmuştu.Masal başını ders masasına gömmüş düşünüyordu.Bera arkasından geldi ve omuzuna dokundu.
Bera:-Masal,iyi misin?
Masal,başını kaldırdı ve baktı:-Bilmiyorum.
Bera:-O ne demek?
Masal :-Bera,sana bir şey söyleyeceğim.Çok önemli.Yer yerinden oynayabilir.
Bera:-Beni korkutuyorsun.
Masal:-Konu benimle ilgili değil.Hyun ile ilgili.
Bera:-Hyun mu?
Masal,her şeyi anlatmıştı Bera'ya.
Bera:-Emin misin?
Masal:-Aşkım dediğini duydum diyorum.
Bera:-Ne olacak şimdi?Bera şaşkındı.Ama asıl şaşkınlık birazdan başlamak üzereydi.Çünkü Hyun,Ri Na'yı eve getirmişti.
Ri Na:-Bu akşamı benimle geçirmek istediğine nasıl sevindim anlatamam.
Hyun:-Seni tanımak istiyorum işte.
Masal ve Bera,sesi duyup,merdivenlere koştular.
Ri Na:-Pişman olmayacaksın.
Hyun:-Sadece tanımak bu Ri Na.Sana sevgililiğe dair ümit vermek istemiyorum.
Ri Na:-Bilemeyiz Hyun.Belki bu akşamın sonunda sevgili oluruz.Belki yarın,evlenmeye karar vermiş bile olabiliriz.
Bera:-Yuh!Dedi şaşkınlıkla.Masal,dürtüverdi birden Bera'yı.
Hyun:-Sen oturma odasına geç,ben de bir şeyler hazırlayıp geliyorum.Dedi bir an Bera ve Masal'ı fark etti.Derin bir bakıştan sonra,mutfağa yöneldi.
Hyun:-Kızın erkek arkadaşı var işte.Bunu bile bile neden hâlâ ona bakıp kalıyorum ki?Ondan da bu hislerden de bir an önce kurtulmam gerek.Diye düşünerek mısır patlatmaya başladı.
Bera:-Masal sana diyorum,bu kızın aklında bir plân var.
Masal:-Acaba karışmasak mı?
Bera:-Tam aksine.Hyun'u bu kızdan kurtarmalıyız.Ben şimdi gösteririm ona.Dedi ve hızla merdivenlerden inmeye başladı.
Masal:-Bera ne yapıyorsun?
Bera:-Gidince görürsün.Dedi ve tam odaya girecekken birden durdu.Ri Na telefonda arkadaşı ile konuşuyordu.
Ri Na:-Bu gece Hyun tamamen benim olacak.Bana hayır diyemeyecek.Sadece bu gecenin sonunda.
:-O nasıl olacak?
Ri Na:-Harika bir plân ile.
:-Anlat artık.Merak ettim.
Ri Na:-Bir erkek iki kadına hayır diyemez.Biri aşık olduğu kadın,diğeride çocuğunun annesi.
:-Hangi çocuk?
Ri Na:-Hyun'un babası,benim ise annesi olduğum çocuk.İkimizin çocuğu.Dedi ve sinsice gülümsedi.
Masal ve Bera birbirlerine baktılar.Endişe ile.Hyun'un düşmek üzere olduğu tuzaktan korkuyorlardı.








Kalbin Dört Hâli 💖 KORE 💖Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin