15.Bölüm-Duygular

110 13 2
                                    

Gece olmuştu.Bera'nın kendisi ile baş başa kaldığı bir gece.Düşünce ve duyguları ile baş başa kaldığı. Masal yanında olsada gözleri uyku ile kapanmış,arkadaşını kendisi ile yalnız bırakmıştı.Hyun 'u düşünüyordu Bera Hong Ri Na ile onu gördüğü ve verdiği tepkiyi yani başını çevirişini hatırladı.Bunu birden bire yapmıştı.Sebepsiz yere.
Bera:-Ben neden verdim böyle bir tepki?Kıskandım mı?Galiba. İyi de bir insan bir insanı niye kıskanır ki?Hyun denen o çocuğu neden kıskanabilirim ki.Yok canım ne kıskanması.Hiç.Yok böyle bir şey. Ahh bunaldım.Biraz hava almam gerek.Dedi ve bahçeye çıktı.Hyun ise odasından çıkıyordu ve bahçeye doğru ilerleyen Bera'yı gördü.
Hyun :-Nereye gidiyor bu kız?Dedi ve peşinden gitti.
Bera, bahçeye çıktı, merdivenlere oturdu.Sessizdi.Belliki içinde olduğu duygu karmaşasını çözmeye çalışıyordu.Başını kaldırdı ve gök yüzüne baktı. Yıldızlara doğru.
Hyun, kapının kenarında durdu,Bera'yï izlemeye başladı.
Hyun :-Bu kızda beni etkileyen ne var?Var bir şey ama çözmek imkânsız sanki.Düşündüğüm şey olamaz değil mi?Ama ben Hei Ryung 'tan hoşlanıyorum. Dedi ve arkasını dönüp,içeri bir iki adım attı.Sonra geri döndü,Bera'ya baktı. Ayakları kendisini Bera 'ya doğru götürüyordu sanki.Ya da kalbi ile hareket etmeye başlamıştı ve ona doğru ilerledi.
Hyun :-Bu gece yıldızlar ne kadar güzeller öyle değil mi? Sanki biz izleyelim kendilerini diye bu kadar parlaklar.Dedi ve Bera'nın yanına oturdu.
Bera irkildi birden:-Sen miydin?
Hyun :-Evet. Dışarıda olduğunu görünce yanına gelmek istedim.
Bera gülümsedi.
Hyun :-Seninle birlikte yıldızları izliyorum ama henüz adını bilmiyorum bile.
Bera :-İsmim Bera.
Hyun :-Demek gizemli kızımızın adı Bera.
Bera gülümsedi:-Neden gizleneyim ki.Ama siz bu konuda gayet başarılıydınız.Sebebini bilmesemde.
Hyun :-Biz gizlendik sayılmaz çünkü Jun ile isimlerimizin aynı olması bizim suçumuz değil.
Bera :-Hâlâ oyun mu?
Hyun :-Hayır. Galiba gizlendiğim için pişmanım.Dedi Bera'nın gözlerine bakarak.
Bera utanmıştı :-Aaa şu yıldızı gördün mü?Dedi lâfı çeviricesine.
Hyun başını kaldırdı :-Hangi yıldızı? Dedi ve eğilmeye başladı.
Bera :-İşte şunu.Kocaman yıldız.
Hyun :-Gerçekten göremiyorum hangisinden bahsediyorsun?Dedi ve Bera'ya doğru eğilmeye başladı.
Bera:-Hadi ama görülmeyecek gibi değil ki.
Hyun :-Yok göremiyorum. Dedi ve birden dengesini sağlayamayıp,Bera'nın kucağına düştü.
Hyun :-Ahh!
Bir anlık refleks ile Bera elini Hyun 'un başına koydu.Hyun ise Bera'nın dizlerinde gözlerine bakıyordu.O dizlerden kalkmak için sanki hiç mecali yoktu.Saçlarına dokunan Bera'nın elleri sanki başında hep kalsın,o sıcaklığı hep hissetsin istiyordu o an kalbi.Deli gibi çarpmasından belliydi.
Hyun :-Evet. Şimdi gördüm o yıldızı.Parlak ve çok güzel.
Bir anlık boş bulunma ile çıkmıştı bu sözcükler ağzından.İyi de bu hisler,bu düşünceler nereden çıkmıştı birden?Hyun hemen toparlandı.
Hyun :-Üzgünüm.Benim sakarlığım işte.
Bera'nın yüzünde utançla dolu bir gülümseme belirdi.Hyun 'u etkileyebilecek bir gülümseme hemde.
Bera :-Önemli değil.Şeyy ben artık odama gideyim.Mâlum yarın okul var.
Hyun :-Pekâlâ. İyi geceler.
Bera:-Sanada.
Bu gece tek uyumayan Hyun ve Bera değildi.Hong Ri Na'da arkadaşı ile birlikte ayaktaydı.Klasik kız sohbeti vardı ortamda.Ama hayır.Kız sohbetinin ötesinde başka bir konuşma vardı. Bir plân.
Ri na:-Hyun 'u evliliğe ikna etmem gerek.
:-Nasıl olacak o?
Ri Na:-Bilmiyorum ama bir yolunu bulmam gerek.
:-İstemiyorsa bunu nasıl yapacaksın?
Ri Na:-Biliyor musun?İlk defa bir erkek tarafından red edildim.Ama Hyun, daha önce böyle değildi.
:-O da ne demek?
Ri Na:-Önceden bana karşı daha sıcak kanlıydı.Beraber sinema geceleri,etkinlikler filân yapardık.Ama şimdi, evine gelmemi bile istemiyor.Bunun o kızla bir ilgisi olduğunu düşünüyorum.Dedi ve Bera ile Hyun 'u el ele gördükleri anı anımsadı.
:-Seni anlamakta zorlanıyorum doģrusu.Dışarıda seni beğenen bir sürü erkek var.Sen ise bir Hyun 'dur tutturdun gidiyorsun.
Ri Na:-Anlayamazsın tabii.Hyun bir evin tek oğlu.Annesi babası öldüğünde koskoca şirket,ya da servet ona kalacak.Sadece ona.Sence ben bu fırsatı kaçırır mıyım?
:-Elbette kaçırmazsın.
Ri Na :-Hyun'da,serveti de benim olmalı.
Gün doğmuştu nihayet.Hyun, dün gece yaşadığı ağır aşk travması nedeniyle erkenden kalkmış yatağın içinde sırıtıyordu.
Jun,kalkmış,ona bakıyordu şaşkınlıkla.
Jun :-Hyun, iyi misin sen?
Hyun :-İyiyim,ne olmuş ki?
Jun :-Ağzın kulaklarına doğru kayma yapmış.Yüz felci filân mı geçiriyorsun yoksa?
Hyun :-Yok.Sadece anlamını bilmediğim bazı duygular yaşıyorum.
Jun :-Ne duygusuymuş o?
Hyun :-Anlamını bilmediğim dedimya.
Jun :-O zaman seni o duygularla baş başa bırakıp ben yarış pistine gidiyorum.
Hyun :-Ben de mutfağa iniyorum.Birazdan Hong Ri Na ile buluşmaya gideceğim.Bu ara onu çok yalnız bıraktım.Dedi ve yatağından kalkıp,mutfağa doğru ilerledi.O anda orta sehpanın üzerinde bir kutu gördü.
Hyun :-Bu kutu da ne?Diye sordu hizmetliye.
:-Postacı getirdi küçük bey.Sizeymiş.
Hyun :-Bana mı?Dedi ve kutuyu açtı.İçinden küçük bir kutu daha çıktı,bir de mektup.Önce küçük kutuyu açtı.İki yüzük vardı. Sonra da mektubu okudu.Bayan Mi Ja'dan gelmişti.
Hyun :-Bu iki yüzükten biri senin için. Diğeri de biricik gelinim Masal için.Umarım onunla iyi anlaşmış,onu sevmişsindir.Nişanlınında seninde bu yüzüğü taktığınızı görmek istiyorum. O nedenle akşam seni arayıp görüntülü konuşacağım.
Hyun telaşlanmıştı birden.Koşarak Jun'un yanına geldi.Jun ise aynada saçlarını düzeltiyordu.
Hyun :-Juuuunn!Diye seslendi telâşla.
Jun :-Ne oldu Hyun?Bir şey mi oldu?
Hyun :-Olmaz mı?Olaysız günümüz mü var?
Jun :-Söyle ne oldu?
Hyun :-Annem nişanlımla benim yüzüklerimi göndermiş.
Jun :-İyi ya git tak nişanlının parmağına.
Hyun :-Sen beni dinlemiyor musun?O benim nişanlım değil senin nişanlın.Unuttun mu?
Jun :-İyi de telâşa ne gerek var?Takmazsın yüzüğü olur biter.
Hyun :-Asıl iş şu ki annem akşam görüntülü arayacakmış ve yüzüğü sevgili nişanlımın parmağında görmek istiyorum diyor.
Jun :-Ne?İyi de bunu nasıl yapacaksın? O kız o yüzüğü hayatta takmaz.
Hyun :-Ben değil,sen takacaksın yüzüğü.O senin nişanlın.
Jun:-Hyun, sen ne diyorsun?
Hyun :-Jun anlasana bana yardım etmelisin.Zor durumdayım.
Jun :-Sence ben bunu nasıl yaparım Hyun? O kız benden nefret ediyor.Benim nişan yüzüğümü takar mı sanıyorsun? Elini kolunu bağlayıpta mı takayım parmağına alyansı.
Hyun :-Ben bittim.Ben öldüm.Annem her şeyi öğrenince beni evlatlıktan red edecek.Ama bu işi yalan söylemeden önce düşünmeliydim.Dedi çaresizce ve yatağına oturdu.Jun arkadaşının hâline üzülmüştü.
Jun :-Tamam sıkma canını.Bir yolunu bulurum ben.Dedi ve Hyun 'un omuzuna elini koydu.
Hyun sevinmişti:Sen varya arkadaşların bitanesisin.
Jun gülümsedi:-Biliyorum.
Jun, Masal 'ın odasına geldi.Kapıdan içeri uzattı başını.Masal çizim yapıyordu.
Jun derin bir nefes aldı:-Allahım sen yardım et. Dedi ve Masal 'ın yanına gitti.Omuzundan eğildi ve yaptığı çizimi incelemeye başladı.Masal irkildi birden.Arkasından biri izliyordu kendisini.Başını çevirdi usulca.
Masal :-Sen ne yapıyorsun arkamda?
Jun :-Hiiç,çizimine bakıyordum.Ne çiziyorsun?Dedi yumuşak bir ses tonu ile. Bu durum bile Masal 'ın kendisinden şüphelenmesine yeterdi.
Masal :- Çizgi film.
Jun :-Çok güzel çizmişsin.Ben çok severim çizgi filmi.
Masal:-Senin neyin var?İyi misin?Normalde çemkirerem konuşursun.
Jun :-Seyy,ben.
Masal :-Haaa anladım.Kesin bir şey isteyeceksin.Dökül bakalım.
Jun :-Evet bir şey isteyeceğim.Dedu ve ekinde ki yüzük kutusunu Masal'a doğru gösterip,açtı.
Masal :-Bu ne?
Jun :-Kör müsün yüzük.Yani şeyy senin için bir yüzük.
Masal :-Benim senin alyansını takacağımı mı sanıyorsun?
Jun :-Aslında sanmıyorum.İhtimaller dünyası işte.Ben senin nişanlın değilmiyim bak bunlar bizim.Hatta kendiminkini takıyorum bak.Dedi ve yüzüğün birini taktı.
Masal :-Asla,asla asla.Dedi ve oturduğu yerden kalktı.
Jun :-Ne kıymetli parmağın varmış be.Getir şu parmağını da tak şu yüzüğü.Dedi ve Masal 'ın eline uzandı ama Masal elini arkasına götürdü.
Masal :-Ben senin nişan yüzüğünü asla takmam.Hem daha benden özür bile dilemedin.
Jun :-Oldu canım.Ben hiç bir kadından özür mözür dilemem.
Masal :-Sen bilirsin.Galiba bu yüzük işi senin için önemli.
Jun :-Önemli olmasa,senin gibi bir kıza neden yüzük takmak isteyim.Üstelik sana sinir olurken.
Masal :-Bende gıcık olduğum adamın nişan yüzüğünü neden parmağımda taşıyayım?
Jun :-Peki baş belası peki.Özür dilerim oldu mu?
Masal :-O ne biçim özür öyle?
Jun :-Aıh!Tamam.Özür dilerim canım.O sözleri söylememeliydim.Çok pişmanım.Dedi yumruğunu sıkarak.
Masal :-Tamam,tamam. Çok sıkma kendini özür dileyeceğim diye.Vücuduna kan gitmeyecek.
Jun :-Hadi tak şu yüzügüde bitsin bu işkence.
Masal :-Yüzüğü takacağımı söylemedim ki.
Jun :-Ne?
Masal :-Öyle.
Jun kızmıştı :-Sen beni kandırabileceğini mi sanıyorsun?Gel buraya.Dedi ve Masal 'ı kovalamaya başladı.Odanın içinde dört dönüyorlardı.
Masal :-Git başîmdan takmayacağım o alyansı.
Jun :-Üç kağıtçı.Sen benimle oyun mu oynuyorsun?
Masal :-Ben takmam dediysem takmam.Hatta hiç bir kuvvet onu benim parmağına taktıramaz.
Jun :-Var mısın iddiasına?Eğer ben bu yüzüğü senin parmağına takarsam,hiç çıkarmayacaksın.
Masal :-Tamam varım.Nasılsa takamayacaksın.
Jun :-Sen öyle san.Dedi ve Masal 'ın üzerine doğru yürüdü hızla. Masal kaçıyordu ama bir an kaçamadı ve duvara yaslandı.Jun bir hamle ile Masalı kollarından tuttu.Masal, debelenmekten başka bir şey yapamıyordu.
Masal :-Bırak beni bırak.Yabani şey ne olacak?
Jun:-Yabani ha!Görürsün sen.Dedi ve Masalı hızla yere yatırdı.Kollarını sıkıca tuttu ve üzerine oturdu.
Masal:-Ne yapıyorsun sen ha!
Jun :-Nişanlıma yüzük takıyorum.Yabaniyim ya hani.Yabaniymiş.
Masal:-Evet öylesin.
Jun:-Al o zaman yabanilik.Doğru düzgün ricadan ne anlarsın sen?
Masal :-Canımı sıkma kalk üzerimden.Dedi çırpınarak.Ama boşunaydı çünküJun onu bacaklarının arasında sıkıştırmıştı.
Jun :-O bir altmışlık boyunla beni devirebileceğini mi sanıyorsun sen?Dedi ve Masal'ın tek kolunu bacağının arasından çıkarıp,parmağına yüzüğü taktı.Her ne kadar Masal kolunu çekmeye çalışsada başarılı olamamıştı.Yüzük parmağa girmişti bir kere.
Zafer Jun'undu ve kısa bir şampiyonluk konuşması yapmalıydı.Masal'a doğru iyice eğildi.Neredeyse burunları birbirine değecek kadar yakındı arada ki mesafe ve gözlerine baktı.Nefret dolu bakışlardı bunlar.
Jun :-Bana bak.Kork benden tamam mı?Ben senin hafife alabileceğin bir erkek değilim.O yüzüğe gelince sözünde dur ve parmağından çıkarma.Dedi ve bir an durdu.Gözlerine baktığı kız,sanki ona bir şey yapıyordu bakışları ile.Etkileyici bakışlardı bunlar.Jun yine bilmediği duygular yaşıyordu.Tıpkı Hyun gibi.Bera gibi.
Jun :-Yine aynı şeyler.Ne biçim duygular bunlar böyle? Diye düşündü ve o an sinirle tuttuğu elleri gevşedi biraz.Yumuşamaya başlamıştı.Öyle ki bu gevşeme ile burnu Masal 'ın burnunun ucuna dokunmuştu.
Masal'da düşüncelerdeydi ama Jun'un ki gibi değildi.
Masal:-Galiba bu çocuktan korkuyorum ben.Kalbim korkudan mı böyle çarpıyor?Hayır sebebi bu değil.O değilde kalksa artık,ezildim resmen.
Jun,birden geri çekildi.Çünkü fazlası ile yakındı Masal 'a ve ona yaklaştığında kendisine garip şeyler oluyordu.
Masal :-Senden korkmuyorum.Artı üzerinden kalk nefes alamıyorum.
Masal 'ı bıraktı ve kalktı.Arkasını döndü ve ilerledi.Sonra durdu.
Jun :-O yüzük o parmakta kalacak.Dedi yüzüne bakmadan.
Masal :-Çok beklersin.Sen gider gitmez çıkaracağım işte.
Jun hızla arkasını döndü :-Bana baak...
Masal :-Baktım ne olmuş?
Jun, Masal 'a bakmıştı da o kalp çarpıntısı olmasa hakkından gelirdi ama şu an cesareti yoktu aynı hisleri yaşamaya.
Jun :-Neyse,bakma.Dedi ve çıktı odadan.
Hyun, tırmanış yaptığı yere gelmişti.Tırmanış yaptığı yerin zirvesinde oturmuş,Bera'yı düşünüyordu.Aklı karışık bir hâldeydi.Zor bir durumdaydı yani.
Hyun :-Daha yeni yeni tanımaya başladım onu ve her yakınlaştığımızda ona karşı içimde bir şeyler hareketleniyor sanki.Bu kız neden yüzümün gülmesine neden oluyor?Ondan hoşlanıyor muyum?Yok,hayır. Bu hoşlanmak değil.Eğer Hong Ri Na'dan hoşlanıyorsam,bu daha fazla bir şey. O zaman ben Bera 'ya...
Evet Hyun.Cevabını aradığın sorunun cevabını nihayet bulmaya başlıyorsun.Ve sen Bera 'ya aşık oldun.

Kalbin Dört Hâli 💖 KORE 💖Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin