Jun ve Masal,hâlâ uçurumun kenarındalardı.Aynı şekilde kavga etmeyede devam ediyorlardı. Jun öfke doluydu bu gece.Masal ise hak etmediği muameleyi gördüğü için kızgındı Jun'a.
Masal:-Beni geri götür çabuk.Dedi ve arabadan indi.Jun'da arkasından.
Jun:-Dong Soo'cuğuna mı?Aşkı aradığın yere bak.Dong Soo.Yıllar önce arkadaşının evlenmek üzere olduğu kızı,düğün günü baştan çıkaran adamda.
Masal:-Bir kere dinlemiyorsun ki beni.Bir kere.Hem o kız seni gerçekten sevseydi seninle evlendiği gün başka erkeği sevdiğini söyler miydi?Haline şükredip,ondan kurtuldum diye sevinmiyorsunda bana işkence yapıyorsun.Neden?Ben ne yaptım sana?Seninle nişanlandım diye mi bu işkence?Ben de istemedim seninle nişanlamayı.Sen,sen geçmişin acısını benden çıkaramazsın anladın mı?Ben o kız değilim.Sen aldatıldın diye ben acı çekiyorum.
Jun,Masal'ın yanına gitti hızla.Kızgınlığının zirvesindeydi.Kollarından tuttu ve sarsmaya başladı.
Jun:-Evet aldatıldım.Hem de senin gibi bir kadın yüzünden.Nefretim bu yüzden.Ve unutamıyorum.Senin gibi bir kız,bir erkek için süslendiğinde dahada deliriyorum.Ve o erkek Dong Soo ve o kız benim nişanlım.Giyinmeyeceksin.Onun için süslenmeyeceksin.Dedi ve Masal'ın eteğinden tuttuğu gibi bir kısmını yırttı.
Jun:-Sen,benim sahtede olsa nişanlımsın,başka erkeğe süslenemezsin.Diye bağırdı ve ateş çıkaran öfkeli gözlerle Masal'a baktı.Masal ise bu hareketi ödetmeliydi.Jun'a sert bir tokat attı.
Masal:-Senden nefret ediyorum.
Jun,artık tamamen öfke olmuştu.Gözünde yaşlar akmaya başlamış,sıktığı dişlerinin arasından kelimeler bir türlü çıkmıyordu.
Jun:-Bıktım artık,bıktım.Dedi ve arabanın etrafından dolaşıp uçuruma doğru yürümeye başladı.Sanki öfkesinden,hüznünden mantıklı düşünemiyordu.Kendini sabitlemişti uçurumun altındaki kayalıklara.Niyetini anlamıştı Masal.Peşinden koştu.
Masal:-Jun,Jun dur ne yapıyorsun?
Jun:-Benden kurtulacaksın.Bende geçmişimden.Dedi ve yürümeye devam etti.
Masal :-Dur Jun yapma.Allah aşkına dur artık.Dedi ve kolundan tuttu.Ama gücü yetmiyordu.Sonra elini tuttu.Ama Jun durmayacaktı.
Jun:-Bırak beni!
Masal birden,arkasından sarıldı Jun'un.Tüm gücüyle sarılıyordu.Üstüne üstlük ağlıyorduda.
Masal:-Jun dur lütfen.Korkuyorum yapma.Sana bir şey olacak diye korkuyorum.Yemin ederim Dong Soo için süslenmedim.Arayıp onunla gelmeyeceğimi söyledim ama bunu sana anlatamadım çünkü beni dinlemedin.Hemen suçlamaya başladın beni.
Jun,Masal'ın eline baktı,Kendisini sarışına bir de.
Jun :-Tamam, iyiyim.İyiyim.
Masal:-Bak bırakıyorum.Sakin misin?
Jun,Masal'ın elini tuttu ve ona döndü."İyiyim"demesine rağmen,oldukça kötü görünüyordu.Masal,ona baktı ve yavaşça elini kaldırdı.Jun'un gözündeki yasları sildi.
Jun:-Neden göz yaşlarımı siliyorsun?
Masal:-Çünkü ağlamanı istemiyorum.Sen ağladığında,üzüldüğünde canımın acıdığını hissediyorum.
Jun:-Sen mi?
Masal:-Ben.
Jun:-Haydi arabaya binip gidelim buradan.Dedi ve Masal ile birlikte arabaya bindiler.Jun arabayı çalıştırdı fakat araba çalışmıyordu.
Masal:-Ne oldu?
Jun:-Benzin bitmiş.Ben en iyisi yardım çağırayım.Dedi ve telefonuna baktı.Ama telefon çekmiyordu.Masal'da kendininkine baktı.
Masal:-Telefon çekmiyor.
Jun:-Maalesef,işimiz sabaha kaldı.Bu gece buradayız.
Hyun,Bera'yı görmüş olmanın şokunu yavaş yavaş üzerinden atıyordu.Bir anda Bera'nın yanına bir genç geldi.Sonra iki ve üç oldu.
:-İsminiz nedir acaba?
:-Hanım efendi benimle dans eder misiniz?
Bera:-Ben,şeyy...
:-Bu güzel hanım benimle geçirmek isterler mi bu balo gecesini?
Bera,hangi yöne bakacağını şaşırmıştı.
Hyun imdadına yetişti birden :-Bu güzel hanım bu gece benimle.Dedi gülümseyerek ve elinden tutup dans etmeye çıkardı onu.Belinden sardı bir eliyle.Diğer eliyle de elini tuttu.
Bera:-Teşekkür ederim.Hiç tanımadığım bu erkekler neden etrafımı sardılar bilmiyorum.
Hyun:-Çok güzelsin de o yüzden.
Bera:-Ben mi?
Hyun :-Şu balo salonunda,senden güzeli var mı ki?Bu yeşil elbisenin sana ne kadar yakıştığını bir bilsen.
Bera,utanmıştı.Çünki Hyun o gün cesaretini toplamış,Bera'nın gözlerine bırakmıştı kendini.Birden Hyun'un gözleri başka tarafa kaydı.Süpriz bir misafire.Kim Young'a.Birden Bera'nın elinden tuttu ve dans etmeyi bırakıp bahçeye doğru ilerledi.Bera'yi bu hâli ile görsün istemiyordu.Bu kadar güzel olmuşken ve haranlıkla herkesi kendine çekerken.
Bera:-Hyun,nereye gidiyoruz?
Hyun:-Konuşma ve benimle gel.
Bera:-Gelmek zorundayım çünkü elimi tutuyorsun.
Hyun durdu:-O çocuğun burada ne işi var?
Bera:-Kimden bahsediyorsun?
Hyun:-Haberi yok galiba.Diye düşündü ve tekrar koşuşturuyordu ki bahçeye,önüne Hong Ri Na geçti.
Ri Na:-Ooo,kimleri görüyorum!
Bera,elini çekti hemen Hyun'un elinden.
Ri Na:-Hyun hatırlıyorsan bu baloya benimle geldin ama başka kızlarla el ele dolaşıyorsun.Göz göre göre beni aldatıyorsun bakıyorumda.
Bera,Ri Na'nın bu tavrını şaşkınlık ile izliyordu.Aldatan kendisi olduğu halde güzel başarıyordu üste çıkmayı.
Hyun:-Saçmalama Ri Na.Biz sadece...
Sustu Hyun.Dudakları müsade etmiyordu,kalbinin kabul etmediği şeyi söylemeye.
Bera:-Biz sadece arkadaşız.Sizde buna göre konuşmalarınıza dikkat edin lütfen.
Ri Na:-Kimi kandırıyorsun sen?Hyun'a karşı olan hislerini görmüyor muyum sanıyorsun?
Bera:-Kandırmak benim değil,senin işin.Dedi ve uzaklaştı.
Hyun ise kızmıştı Ri Na'ya.Kolundan tutup,kenara çekti.
Hyun:-Sen ne yaptığını sanıyorsun?
Ri Na:-Ne zaman görsem seni o kızla ilgileniyorsun.Beni görmüyorsun o varken.Oysa ben ondan daha güzelim.Daha çekiciyim.Sana onsan daha çok yakışıyorum.Bir erkek daha ne ister ki bir kadında.Seninle sevgili olan benim.
Hyun:-Seni tanımak istedim,sadece tanımak.Ama sen hâlâ sevgili olduğumuzu iddia ediyorsun.Değiliz.O kıza gelince.O bir erkeğin sahip olmak isteyeceği bir kadın.Eğer bana karşı hisleri olduğunu bilsem,onunla...Ne diyorum ben?Lütfen zorlama beni.Onun bir erkek arkadaşı var. Dedi ve Bera'ya doğru baktı.Kim Young onu bulmuş, yanına gelmişti bile.
Hyun:-Olamazz!Dedi ve ayrıldı oradan.
Kim Young:-Seni burada görmek çok güzel.
Bera gülümsedi :-Seni de.Doğrusu yalniz kalmaktan kurtuldum.
Kim Young :-Bence hiç bir erkek bu güzelliği yalnız bırakmak istemez.Dedi Bera'yı süzerek.
Hyun onları izliyordu uzaktan.Öfkesinden avucunu sıkıyordu ve kıskançlığından.Ama onlara müdehale edemezdi çünki hiç bir bağı yoktu Bera ile.Ri Na ise bir duvar dibine sinmiş,Bera için plânlar yapmaktaydı.
Ri Na:-Hyun bu kıza karşı boş değil.Onunlailgili bir şeyler yapmazsam, bütün servet elimden kayıp gidecek.Şuna bak.Bu erkeklerin hepsi aptal.Nasılda bakıyorlar şu kıza.Güzel olsa bari.Bana yalancı dedi birde.İyi de bunu neden dedi ki?Bu kızı burdan rezil olmuş bir hâlde çıkarmam gerek.Benimle uğraşılmayacağını öğrenmeli.
Kim Young :-Şu erkeklerin sana hayran hayran bakmalarına şaşmamak gerek.
Bera:-Alay etme benimle.
Kim Young :-Hiç bu kadar gerçekçi olmamıştım.
Bera:-Bence kızlarda seni yalnız bırakmazlar.Hepsi de sana bakıyor.Haydi gidip birine dans teklifinde bulun.
Kim Young:-Öyle mi dersin?
Bera:-Bütün gece yalnız mı dolaşacaksın?Beğendiğin yok mu içlerinden?
Kim Young:-Var.Çok beğendiğim bir kız var.
Bera:-E hadi o zaman ne duruyorsun? Birinin kapmasını mı bekliyorsun?
Kim Young:-Haklısın. Dedi ve Bera'nın karşına gecti.
Bera:-Young?
Kim Young :-Benimle dans eder misin?
Bera :-Be,ben!
Kim Young,Bera'nın elinden tuttu ve dans etmeye çıkardı.Hyun,bunu görmüştü. Kıskançlıktan, patlamak üzere olan bir balon gibi şişmişti.Veremediği tepkiler,içinde büyüyordu sanki.Kim Young'u bahçedeki havuza atmak isterdi mesleâ.Salonda ki tüm erkekleri ise sırasıyla dövmek.Hırslanmıştı.Masanın üzerinden bir tane içecek bardağı alıp,dışarı çıktı.Havuzun kenarına geldi.Suda ki yansımasına baktı.
Hyun:-Ben bu hâle nasıl geldim? Şu halime bak.Bera'yı deli gibi kıskanıyorum.Ama Ri Na var.Onunla aramızda bir şey yok.Aşk yok,arkadaşlık bile yok ama ben ona ihanet edemem.Beni bekleyen kadına bunu yapamam.Bera'ya karşı ne hissediyor olsam da Ri Na'da bunu yapamam.Ben böyle değilim.Allahım neden iki kadın arasında kaldım ki ben.Ah,Bera'yı aklımdan çıkaramıyorum bir türlü. Dedi ve elindeki bardağı yere fırlattı.
Bera ve Kim Young'un dansı devam ediyordu.
Bera:-Sana bir kız bul dedim ama sen...
Kim Young:-Ben aradığım kızı zaten buldum.
Bera durdu bir an:-Kim o kız?Diye sordu çekinerek.
Kim Young:-Hâlâ anlamadın mı?
Bera:-Ama ben...
Kim Young:-Ben senden hoşlanıyorum Bera.Senin beni arkadaş olarak gördüğünü bile bile senden hoşlanıyorum.
Bera ne yapacağını ne söyleyeceğini şaşırmıştı.
Birden yanlarına garson geldi:-Bay Kim Young.
Kim Young:-Efendim?
Garson:-Efendim az önce arabanızı cektilerlGaliba hatalı bir yere park etmişsiniz arabanızı.
Kim Young:-Ne?Bera,ben şimdi geliyorum.Dedi ve koşarak arabasının yanına gitti.
Bera,arkasından baktı Kim Young'un gülerek.Sonra lavaboya doğru ilerledi.Tek gülen o değildi.Hyun'da gülüyordu.Ve galiba bu araba çekme işinin arkasında kendisi vardı.
Hyun:-Ne yapıyorum ben böyle? İyi de başka çarem yoktu ki.Kızı ahtapot gibi sarmıştı. İyi oldu bu.
Bera lavaboda aynanı karşısında kendisine bakıyordu:-Bu gece neler oluyor böyle? Peki Masal nerede?Gelmekten vaz geçmiş olabilir mi?Dedi ve telefonunu çıkarıp,Masal'ı aradı. Ama telefonuna ulaşılmıyordu.
Bera:-Nerede bu kız?Telefonu kapalı.
O anda içeri,Tırnağını törpüleyerek Hong Ri Na ve bir arkadaşı girdiler.
Hong Ri Na:-Prenseste buradaymış.Görüyor musun?Nerede karşılaşacağımız hiç belli olmuyor.
Bera:-Burası kızlara ait bir yer.Karşılaşmamız gayet normal.Ama sen sürekli tuvaletlerde geziyorsan bilemem tabii.
Ri Ha:-Bak bu kızı iyi tanı.Sırf benim erkek arkadaşım için bu baloya gelmiş biri.
:-Görmez miyim.
Bera:-Doğru bildin.Sırf senin erkek arkadaşın için buradayım.Onu senden korumak için.
Ri Na:-Ne demek istiyorsan açık konuş.
Bera:-Hyun'u gerçekten sevmediğinden bahsediyorum.Ama tebrik etmeliyim iyi oynuyorsun.
Ri Na bozulmuştu :-Sen benimle bu şekilde konuşamazsın.Ve Hyun'dan da uzak duracaksın.O bana ait.O benim.Seni rezil ederim ona göre.Dedi ve Bera'nın sırtına dokundu.
Bera:-Rezil kelimesi ağzına ne kadar da yakışıyor.Neyse.Ben seni doğal ortamında daha fazla rahatsız etmeyeyim.Dedi ve çıktı lavabodan.
Ri Na:-Birazdan uğrayacağın büyük rezilliği zevkle izleyeceğim.O zaman rezil kelimesi kime yakışıyormuş görürsün.
Jun ve Masal ise uçurumda mahsur kalmışlardı.
Masal:-Bu uçurumun kenarında mı sabahlayacağız?Diye sordu korkarak.
Jun:-Bazen uçurumlar,düzlüklerden daha arkadaştır,daha yakındırlar insana.
Masal:-Beni korkutuyorsun Jun.Dedi ve yırtılmış eteğini çekiştirmeye başladı.Bacakları gözükmesin diye.Jun,ona baktı,ceketini çıkardı ve Masal'ın dizlerine örttü.
Jun:-Özür dilerim.
Masal şaşkındı.Jun,kendisinden özür diliyordu çünkü.Hem de bu özür kelimesinin Ö sünü bilmeyen inatçı keçiden.
Masal:-Olsun.Kızdırdım seni.
Jun,Masal ile yan yanaydı ve bu kendisini heyecanlandırmaya yetiyordu.
Jun:-Ben,biraz dışarı çıkayım.Bunaldım.
Masal telaşlandı:-Hayır çıkamazsın.Dedi ve kolundan tuttu.
Jun:-Bir şey olmayacak.Geri döneceğim.Dedi Masal'ın eline bakarak.
Masal:-Olmaz,gidemezsin.
Jun:-Masal,bırak beni.Hem sen de dinlen biraz.Gözlerinden uyku akıyor.
Masal:-Yok ya!Ya ben uyuyunca o aklındakini yaparsan?
Jun:-Aklımda bir şey yok.
Masal,arabanın içinde bir şeyler aramaya başladı.Torpidoyu açtı ve orada saç tülünü buldu.
Masal:-Bu,bu benim saçıma bağladığım tül.
Jun:-Şeyy.Arabada kalmıştı,ben de oraya koydum.Unutmuşum vermeyi sana.Dedi çekinerek.
Masal,tülü aldı ve Jun'un kol ile kendi koluna bağladı.Tülü dolamıştı kollarına.
Jun:-Ama sen ne yapıyorsun?
Masal:-Artık o düşündüğün şeyi yapamazsın.Madem uçurum seni çağırıyor,ben gitmene izin vermiyorum.Eğer sabaha kadar böyle kalmamız gerekiyorsa,böyle kalırız.
Jun çözmeye çalıştı tülü:-Saçmalıyorsun.
Masal eline vurdu Jun'un:-Çek elini.Böyle kalacak.Sen nereye,ben oraya artık.Üstelik,böyle daha rahat uyuyabilirim.Dedi ve gözlerini kapattı.
Jun:-Benim düşmanım mısın gerçekten?
Masal :-Değilim.Düşman olmak istemiyorum artık.Arkadaş olabiliriz ama.
Jun:-İyi bir nişanlı olmayabilirim ama iyi bir arkadaş olabilirim sana.
Masal:-Biliyorum.Sen iyi bir arkadaşsın çünkü.
Jun gülümsedi.
Masal:-Gülümserken çok karizmatik oluyorsun.
Jun şaşırdı birden bu söz karşısında :-Gözlerin kapalı iken nereden görüyorsun sen?
Masal:-Kısık gözlerle bakıyorum sana.Arada açıyorum,bak.Sen intiharı düşünürken ben nasıl uyuyabilirim?
Jun:-Kollarımızı bağladınya.
Masal:-Olsun.Aslında seni anlıyorum Jun.
Jun:-Ne?
Masal:-Yaşadıklarından dolayı çektiğin acıyı anlıyorum. Senin yerinde olsam ki oldum sayılır,nefret ederdim aşktan.Belki de o kızı çok sevmişsindir.Unutamadığına göre.
Jun:-Bu aşk acısı değil. Bu güven yıkılması.Ben ona çok güvenmiştim.Ama güvendiğim kadar sevmemişim Min Ji'yi.Aksi olsaydı yani onu çok sevseydim,onu affetmeye hazır olurdum.
Masal esnedi o an:-Bence sen,dürüst bir erkeksin.Senin aşık olduğun kız,ya da sana aşık olan diyelim,o çok şanslı biri çünki sen sevgiye önem veren birisin.Dürüstlüğe ve sadakate de.Yalan söylemek senin işin olamaz bence.
Jun birden irkildi.Sonuçta Masal'ın nişanlısı olduğu konusunda ona yalan söylemişti.
Jun:-Bence bu kişi ben de olsam fazla güvenme derim.
Masal,yavaş yavaş uykuya dalıyordu:-Hayır.Neden bilmiyorum, ben sana çok güveniyorum. Sen kimseyi kandırmazsın.
Jun:-Benim hakkımda böyle mi düşünüyorsun gerçekten?
Masal:-Kandırılmış biri olarak,bunu başkasına yapmazsın.Senin kalbin çok temiz.Dürüstsün.Bir kızın aşık olmak istediği gibi birisin.Dedi ve uyuya kaldı.Başı Jun'un omuzuna düşüverdi. Jun,Masal'a baktı.
Jun:-Bunları,seni kandıran adama mı söylüyorsun Masal?Ben seni kandırıyorum ve sen beni övüyorsun.Bu,Min Ji'nin beni aldatmasından bile zor benim için.
Bera salona doğru ilerliyordu.Ama düşmek üzere olduğu utançtan ya da kendisi için yapılmış olan tuzaktan haberi yoktu. Evet utanç verici bir tuzak.Elbisesinin arkasında ki tül detayı yavaş yavaş sökülmeye başlamıştı.Ve tamamiyle söküldüğünde,Bera hiç istemediği bir duruma düşecekti.Ri Na ve arkadaşı gülerek bakıyorlardı, Bera'ya.
Ri Na:-Birazdan çok güleceğiz.
:-Senden korkulur.
Ri Na:-Bunu o da öğrenecek.
Hyun,Ri Na ve arkadaşının Bera'ya bakarak konuşmalarından oldukça şüphelenmişti.
Hyun :-Ne plânlıyor bu kız?Dedi ve Bera'ya doğru baktı.Gözleri açıldı gördüğü şey yüzünden çünki elbisenin sırtı sökülmeye devam ediyordu.Birden yerinden kıpırdadı,hızla koştu,koştu ve Bera'nın arkasından sarılıverdi.Ellerini beline dolayıverdi.Bera o hızla savrulur gibi oldu öne doğru ama Hyun sımsıkı sarıyordu onu.
Bera:-Hyun,ne yapıyorsun arkamda?
Hyun:-Böyle kal,fazla kıpırdama.
Bera:-Sapık mısın sen?Çekilsene.
Hyun:-Sana böyle kal diyorum anlasana.Çekilirsem,rezik olacaksın.
Bera:-Asıl böyle rezil oluyoruz.Dedi ve Hyun'un karnına vurdu dirseği ile.
Hyun:-Ahh!Ne yapıyorsun ya?
Bera:-Çekil yoksa sapık var diye bağıracağım.
Hyun:-İyi o zaman sen istedin.Dedi ve Bera'ya arkasında ki aynada sırtını gösterdi.
Bera:-Hiihh!Hyun,bu ne?Sarıl çabuk sarıl.Olamaz, niye söküldü ki bu elbise şimdi?Dedi ve lavaboda Ri Na ile konuşmasını anımsadı.
Hyun:-Sırtın fena görünüyor.
Bera:-Hyun sakın çekilme.Elbise yırtılırsa millete alay konusu olurum.
Hyun,Bera'ya sarılmış, saçlarını kokluyordu.
Hyun:-Merak etme sen.Ben hâlimden memnunum.
Bera:-Ne?
Hyun:-Yani ben seni kimseye yakalanmadan götürürüm eve merak etme diyorum.
Ri Na:-Bu çocuk ne yapıyor böyle?Bütün plânı mahvetti.
:-Birbirlerine daha da yakınlaştılar sanki.
Ri Na kızgınlıkla baktı arkadaşına.Gerçekleri duymak zor olsa gerek.
Ri Na:-Sana sormadım, görüyorum herhâlde.Ah Hyun ah,ah ah!Diye olduğu yerde tepinirken garsona çarptı ve üzerine olanca bardak meyve suyu döküldü.
Garson:-Hanım efendi,afedersiniz!
Ri Na:-Ya olamaz yaaa!
Bera ve Hyun bahçeye çıkmışlardı.Hyun,geri çekildi ve ceketini çıkarıp Bera'nın omuzlarına örttü.Sonra da yürümeye başladılar.
Bera:-Teşekkür ederim.Bana yardım ettin.
Hyun:-Herhâlde edeceğim.Yanlış anlamazsan bir soru soracağım.
Bera:-Tabii.
Hyun:-Buraya gelmekte ki amacın o çocuk mu?Dans ederken sana ne dedi?Belliki senden hoşlanıyor aranızda bir şey mi var?
Bera:-Bir soru dedin ama üç soru sordun.Ayrıca benimle ilgilenmesi için bana bir şey hissetmesi mi gerek?
Hyun:-Eğer bir erkek bir kadının üzerine bu kadar çok düşüyorsa,ona karşı bir şey hissediyor demektir.Bence bu kadar aptal olma.
Bera:-Aptal derken?
Hyun:-Saf kalpli diyeyim o zaman.
Bera:-İkisi de değilim.Kim Young benim erkek arkadaşım değil ama bu gece baloda benden hoşlandığını söyledi.
Hyun:-Ne?Dedi ve birden öksürmeye başladı.Kendini Bera'dan soğutma çalışmaları boşunaydı yani.
Bera,Hyun'un sırtına vurmaya başladı.
Bera:-Hyun,iyi misin?
Hyun:-Bana bak Bera,o çocuk sana çıkma teklifinde bulunursa kabul etmek filan yok.
Bera gülümsedi :-Bilemem artık.Dedi ve önden gitmeye başladı.
Hyun:-Kabul etmeyeceksin diyorsam etmeyeceksin.Bak beni dinliyor mu?
Birden Bera'nın elbisesi biraz daha yırtıldı.Hyun'a döndü.
Bera:-Hyun,acele et,bu elbisenin sonu hiçte iyi görünmüyor.
Hyun:-İlahi adalet.Yine bana muhtaç oldun.Yürü bakalım.Dedi ve elbisenin omuzundan tutarak yürümeye devam ettiler.
Ve bir gece daha biraz romantizm, biraz da aksiyon ile bitmişti.Kim bilir kaç gece daha böyle son bulacaktı gençlerimiz için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbin Dört Hâli 💖 KORE 💖
FanfictionYalnız kalpler aşkla birleşir,mutlu kalpler ise evlilikle.Peki evleneceğin insanı sen mi seçersin?Ailen mi?Yoksa kader mi? Türkiye'den Kore'ye.Dört kalbin,bir evlilik hikayesi içinde yaşadıkları. 💖KORE DRAMASI TADINDA 💖