Bacaklarımı karnıma doğru çekerek ağlamaya devam ettim. Luisa depresif bir şekilde bana bakmaya devam edip kaşığını nutellasına daldırdı.
"Sen ne dedin?"
Göz yaşlarımı silerek acınası halimle ona baktım.
"Siz bana ne yaptıysanız ben de size onu yapıyorum dedim."
Gözlerini devirdiğinde tekrar şiddetli bir şekilde ağlamaya başladım. Kaşığı ağzında sabitleyerek yatakta yanıma doğru yaklaştı. Kollarımı sıvazlayıp göz yaşlarımı sildi. Ağzından kaşığı çıkartarak devam etti.
"Çok abartıyorsun."
Şaşkınlıkla gözlerine baktım. Ben mi abartıyordum? Arkasına doğru yaslandığında kızgınca mırıldandım.
"Çok kilo almışsın."
Çikolata dolu kaşığı ağzına doğru götürdü.
"Kilo değil, gaz."
İstemsizce dolu gözlerimle kıkırdadım.
"Menopoza girdim sanırım reglim gecikti. Gördüğün gibi senden daha önemli dertlerim var. Şimdi kalk üstünü değiştir saat ikiye geliyor."
Omuz silktim.
"Gitmeyeceğim."
Tek kaşını kaldırdı.
"Ne?"
Tekrar omuz silkerek gözlerimi koluma sildim.
"Onu görürsem ne derim, nasıl davranırım bilmiyorum. En iyisi hiç karşılaşmamak."
Gözlerini devirdi.
"Okul bitene kadar kaçacak mısın? Ya da dünkü gibi hiç markette karşılaşmayacak mısınız? Üstelik adam sana sadece 'Bana ne yaptın?' demiş. Neden büyütüyorsun anlayamıyorum."
Karnını tutarak inlediğinde kaşlarımı kaldırıp ona baktım.
"İyi misin?"
Başını sallayarak gözlerini kapadı.
"Turşudan nutellaya geçince mideme kramp girdi."
Bağdaş kurduğum bacaklarımı açarak yatakta doğruldum.
"Ben okula gidiyorum, sen de hastaneye git. En azından bir mide ilacı yazdırırsın."
Şaşkınca yüzüme baktı.
"Az önce gitmeyeceğim diyordun."
Dudaklarımı büzüp omuz silktim. Ani değişen ruh hallerim reglimin yaklaştığını belli ediyordu.
"Az sürtük değilsin..."
Popoma bir şaplak attığında kaşlarımı kaldırdım.
"Teveccühünüz."
* * *
Çantamı toparlayarak omuzuma taktım. Onunla karşı karşıya gelmek istemiyordum. Bu yüzden zilin sesiyle hızla ayağa kalktım.
İnsanların arasına karışarak amfinin merdivenlerinden inmeye başladığımda kalın sesini işittim.
"Bayan Connor, yanıma gelir misiniz?"
Sıçtım.
Yavaş adımlarla yanına ilerlediğimde kitaplarını sol kolunun altına yerleştirerek sağ cebinden arabasının anahtarını çıkarttı.
"Nasılsın?"
Bir yandan dışarı doğru ilerlemeye devam ederken öbür yandan sorduğu soruya karşı şaşkınca ona baktım.