İç çekerek sahil boyunca benimle birlikte yürümeye devam etti. Bugün cumartesiydi ve Bay Styles oğluna kız kardeşinin bakacağını söylemişti. Artık ders anlatmıyordu, haftasonları sadece beraber takılıyorduk.
"Üşüyor musun?"
Sabahın sekizinde sahile indiğimiz için tüylerim biraz ürpermişti ama başımı olumsuzca sallayarak devam ettim.
Ona baktığımda rüzgardan dolayı gözlerini kısarak ilerlemeye çalışıyordu. Kıvırcıkları hafif esen rüzgardan dolayı havada biraz uçuşuyordu.
"Beni mi kesiyorsun?"
Başımı hızla önüme çevirerek yürümeye devam ettim.
"Hayır."
Gamzelerini göstererek yan gözle bana baktı.
"Çok güzelsin."
Dağınık yaptığım topuzum rüzgardan daha da çok dağıldığı için nasıl rezil bir görünüme sahip olduğumu bilemiyordum. Tebessüm ederek ilerlemeye devam ettim.
"Siz de fena sayılmazsınız."
İç çekerek ellerini pantolonunun cebine soktu.
"Acıktıysan kahvaltıya gidelim."
Başımı olumsuzca salladım.
"Pek aç değilim."
Bakışlarını denize doğru çevirerek ilerlemeye devam etti.
"Dün erkek kardeşine yakalandığımız için çok utandım."
Kıkırdayarak dudaklarımı dişledim.
"Pek sorun etmedi."
Aniden durarak bana döndü.
"Gerçekten eve dört erkek attın mı?"
Dudaklarımı kıvırdım.
"Dördünü birden değil, ayrı ayrı dört tane."
İç çekip gözlerini kırptı.
"Hala bakire misin?"
Kaşlarımı kaldırdım.
"Bir öğretmene göre fazla açık sözlüsünüz."
Sırtını hemen arkasındaki ağaca yaslayıp kollarını göğsünde kenetledi.
"Haftasonundayız ve okulda da değiliz. Dolayısıyla şu an öğretmenin sayılmam."
Yamuk bir şekilde gülümseyerek ona baktım.
"Hala sorumun cevabını alamadım."
Omuz silktim.
"Denemeden öğrenemeyiz."
Gözleri parlayarak gözlerime baktı.
"Woah."
Büyülenmişçesine bana baktı. Bunu gerçekten söylemiş miydim? Siktir.
"O zaman bir an önce sorumun cevabını öğrenmek istiyorum."
Utançtan yanaklarım kızarmıştı. İşime gelmeyen şeylere utanıyordum. Bileğimden yavaşça çekiştirerek beni de ağaçların içine soktuktan sonra parmaklarıyla belimi kavrayarak bedenimi kendine çekti.
Parmaklarımı göğsünün üzerine koyarak gözlerine baktım. Yeşilleri parlayarak bana bakıyordu.
"Oğlumun olması senin için bir sorun mu?"