39. BÖLÜM

386 29 2
                                    

Medya: Contra-Ters Yön


10 YIL SONRA

"Daha hızlı yapamaz mısınız lütfen geç kalıcaz! Zaten tam randevu saatimizde de almadınız bizi.."

"Lütfen hanfendi sakin olun elimizden geldiğince hızlı ve bir o kadar da güzel yapmaya uğraşıyoruz."

"Uğraşıyolarmış. Hıh!"

Allah kahretsinki bilmediğim bi kuaförden randevu alıp gelirsem işte böyle olurdu.

En sonunda saçım bitti.

"Cemhan Ceylan gidiyoruz annecim haydi gelin.." diyerek benim minik prensimi ve prensesimi yanıma çağırdım.

"Annecim nasıl olmuşum" diye etrafında dönerek sordu Ceylan.

"Tam bir pamuk prensessin benim güzel kelebeğim.."

"Anne peki ya ben nasılım"

"Sen de çok yakışıklısın oğluşum. Babana taş çıkartırsın" deyip ikisininde yanaklarına öpücük kondurdum. İksininde elinden tutup kapının önüne çıktık.

Kaan yıllara inat değişmeyen yakışıklılığıyla karşımızdaydı. Ceylan elimi bırakıp babasına koştu.

"Babacıııımmm..."

"Kızııımmm..."

Onları böyle görünce yine gözlerim dolmuştu. Az mı şey yaşamıştık bu zamana kadar.

"Seni gidi fındık faresi babanı görünce hemen sat sen anneni." dedim gülerek. Hep beraber sarıldık daha sonra..

Arabaya bindik ve düğün salonuna geldik. Arabadan indik. Kaan önce beni sonra çocuklarımızı öptü. Bizim çocuklarımız ..

Düğün salonunun kapısında Meriç'i öyle tüm yakışıklılığıyla damatlığının içinde görünce bu sefer gözyaşlarıma hakim olamamıştım.

Sımsıkı sarıldık.. O da ağlıyordu bende..

"Yeter deli oğlan bak makyajım bozulacak senin yüzünden düğününde pasaklı bir ben istemezsin değil mi?" dedim gülerek.

Kaana da sarılıp çocukları kucağına aldı. Onları öptü ve fotoğraf çekindiler. Bende gelini öptüm. Çocukları da alıp içeri geçtik. O gece bizimdi. O gece coştuk ve hiç oturmadık..

Ve size de söyliyeyim bundan sonra musmutlu yaşadıııık...

-SON-

"Günlük burada bitiyor Melek Hanım. Şimdi size bi kaç soru sorucam"

"Tabii ki buyrun doktor bey."

"Oğlunuzun şizofren olduğunu ilk ne zaman anladınız?"

"Başta anlayamadım hayali arkadaşım var diyordu. E her çocuk küçükken öyle şeyler söyler diye pek fazla takmadım açıkçası. Sonrasında sürekli ağlayarak yanıma geliyor bi köşeyi gösterip orada bi şey olduğunu ve onu korkuttuğunu söylüyordu. Bir sürü hayali arkadaşının olduğunu sadece bi tanesini sevmediğini bana anlatıyordu. Artık şüphelenmeye başlamıştım. Bende bi psikoloğa götürdüm böylelikle kanıtlanmış oldu."

"Peki bu günlük nedir? Yani neden günlüğüne ERKEK FATMA ismini verip, aslında tam olarak günlük de değil. Bildiğiniz bi hikaye yazmış sizce neden?"

"Bilemiyorum yani ne biliyim sizin bu konu hakkındaki düşünceleriniz neler?"

"Bana kalırsa Emre yaşamak isteyip ama imkansız olduğu bi hayatı konu alarak yazmış bunu. Bi şey daha soracağım. Hadi diyelim ki yazdı, hatta bu kadar normal şeyler yazmasını da geçtim çünkü normal bi hayat yaşamak istediğine bağladık, sizce Emre niye hikayesini kızın ağzından yazdı. Ve neden hikayedeki birine Emre ismini verdi?"

"Neden kızın ağzından yazdığına tahmin yürütemiyorum ama hikayede de kendini öldüren ve istediği kızla olamayan, istediği hayatı yaşayamayan birine kendi adını vermiş. Bu da demek oluyo ki anormal olduğunun o da bilincinde ve normal bi hayat yaşamak istiyo bunun imkansız olduğunu düşündüğü içinde hikayede de aynen gerçekte olduğu gibi intihar ediyor."

"Tamamdır. Bu hafta bu kadar yeter. Bu gerçeklerle yüzleşmeniz sizin bi zaman sonra daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Biliyorum evlat acısı çok zor ama inşallah yaranız kabuk bağlayacak.."

"Bi şey söylemek istiyorum doktor bey. Emre bana da söylerdi sürekli ikiz biri kız biri erkek çocuğu olmasını istediğini. Bunu da söylemek istedim sadece..."

"Anlıyorum bu defteri de kaldırabilirsiniz. Atmayın sadece kaldırın.."

"Tamam teşekkür ederim.."

Kadın hastahaneden çıkarken berbattı. Kolay mıydı bir evladını kaybetmek? Kolay kabuk bağlar mıydı yarası?

Eve geldi. Üst kata çıktı. Oğlunun odasına girdi kütüphanesine koydu Erkek Fatma'yı. Bu odadaki bütün eşyalar gibi olmak üzere sonsuzluğa hapsedildi Erkek Fatma..

Sonsuzluğa kucak açtı. Aynı Emre'nin Cemre'nin odasını hiç bi şey ellemeden sakladığı gibi şimdi de Emre'nin odası sonsuzluğa uğurlanıyordu..

Böylelikle bir daha okunmamak üzere vazgeçildi Erkek Fatma'dan.. Bir daha o odaya girmemek üzere yeminliydi aile..

Kim bilir belkide onların sağlığı açısından en iyisiydi bu karar....

"Kaan! Buraya gelsene hemen bi şey sorucam." Diye seslendim benimkine.

"Meriç yavrum sen de gel bi şey sormam lazım!" diye Meriç'i de çağırdım.

Sonunu yazmış olduğum ve diğer kitaplardan farklı biten bir sonu olan kitabı (daha doğrusu defteri) ellerine verdim.

"Ya şu sonu okuyun bakalım nasıl olmuş?"

"Oha Cemre ulan naptın kızım sen. Psikopat mısın nesin böyle son mu yazılır? Çocuğa direk şizofren damgasını falan yapıştırmışsın, bi şey diyim mi sana bi doktor randevusu falan alak he."

"Bence de Cemre abla naptın ya sen? O değil de ben evlenmişim falan bu hikayenin en çok bu kısmı güzel herhalde bi de dayı olmak."

"Aynı o şekil katılıyorum sana Meriç hadi gel biz bahçede futbol oynayalım şu psikopatı manyak işleriyle yalnız bırakalım." Deyip birbirlerini bi güzel savunup odadan dışarı çıktılar.

"YA SİZ NE ANLARSINIZ Kİ YAZMAKTAN ? SANKİ ÇOK Bİ BOK BİLİYOSUNUZ FUTBOLDAN BAŞKA!" diyerek bağırdım arkalarından ama beni takan kim.

Hayır yani farkım tarzım olsun demiş böyle manyakça bi şey yazmıştım ama beğendirememiştim.

Dolaptan çıkardığım beyaz tişörtümü ve bahçıvan tulumumu giydim. Saçlarımı sıkı bir atkuyruğu yaptıktan sonra spor ayakkabılarımı da ayağıma geçirerek bahçeye indim.

Telefonumu elime alıp bizimkilere bize gelmelerini içeren mesaj atıp Kaanla Meriçin yanına yürüdüm.

"Aa Bayan Psikopatımız da teşrif etmişleer" 

"Kaan sana uçarım yavrum kaşınma"

"Boşuna demiyorum ben buna psikopat diye hacı" dedi Meriç'e dönerek.

"Kaşınma Kaan!"

"Naparsın küfür mü edersin?"

"Hayatını sikerim küfür etmem!"

Ooo layarak bahçeye girdiler bizimkiler.

"Haydi oyalanmayın futbol maçı yapıcaz kızlar erkeklere karşı" dedim.

Kızlar benim yanıma gelirken diğerleri Kaan'ın yanına geçtiler.

"Bükemediğin eli öpeceksin Cemre Hanım."

"Eğer bükemiyosak kopsun bilek Kaan Bey!"

NOT! Hikaye 1 yıl sonrasından devam ediyorlar arkadaşlar.

ERKEK FATMA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin