DÜZENLENDİ
Bölüm diğerleri gibi DENGESİZ bir bölüm oldu. 😂 Zaten bizim hayatımız da öyle değil mi?
Hayatın yüzümüze vurdukları bizi yiyip bitirirken bir taraftan mutlu olmaya çalışmıyor muyuz?
O yüzden bence bölümler gerçekçi oluyor.
Bölüm içinde Merve Yavuz - Oğul Ninnisi
Seksendört - Hangimiz var. Dinlemenizi tavsiye ederim.İyi Okumalar..
Bazen öyle anlar olur ki; yazdığımız bir yeri, söylediğimiz bir şeyi kendimizin yaptığına şaşırırız. 'Bunu ben mi yaptım?' Şeklinde geri döner o tür cümleler. Kendimizin söylediğine şaşırırız.
Ben de şaşkındım. Fakat benim şuan ki şaşkınlığımın sebebi o değildi. Ben söylediğim cümlenin noktasına kadar doğru olmasına şaşkındım. Beni tercüme eden bir cümle kurduğuma...
Kota ile son konuştuklarımızı takım Erika ile ilgilenmekten duymamıştı. O sırada aklıma Erika geldi. Kızı boş yere itmiştim. Erika'nın yanına gidip sadece onun duyabileceği şekilde konuştum.
"Özür dilerim. Bir şey oldu mu?"
Sonra içimden kendime kızdım. Neden onu önemsemiştim ki? Lafımı geri alamayacağım için ciddi bir ifadeyle yüzüne baktım.
"Bir şey olmadı merak etme." Biraz kırgınlıkla söylemesi içimi acıtmıştı ama buna alışmam gerekti. Artık onlarla böyle olacaktım.
"İyi." Diye mırıldandım.
Sahaya gittiğimizde babannem, annannem, koç, Kyoko ve Kıvırcık bahçede oturuyordu. Koşmaya başladığımızda her ısınmada olduğu gibi hayatım gözlerimin önüne geldi. Eğlendiğim günler, saçma kitaplar okuyup kötü sonla bitenlere ağladığım günler, ailemle kar topu oynayıp su savaşı yaptığımız anılar...
"Mika!"
Duyduğum sesle anılardan uzaklaşıp önüme odaklandım. Önümdeki tel örgüyü görür gözmez kendimi frenleyip istemsizce geriye salto attım. Dengemi sağlayamadığım için sırt üstü yere düştüm.
"Ah.."
"İyi misin?!" Diye bağırış duydum. Benim bu hallerime alışkındılar. Sağ elimi evet şekilde kaldırdım. Sol köprücük kemiğim acımıştı. Elimi oraya götürdüm ve bastırdım. Ouzou tepeme gelip göz devirdi. İnsan bir elini uzatırdı! Ama ben tutmazdım gerçi. Ben yavaşça ayağa kalkarken umursamazca konuştu.
"Takla atmasaydın, daha az canın acırdı." Duygusuz gözlerimi ona çevirdim.
"Sana ne? Hem tel örgüyü görmüyor musun?" Gerçekten dikenli ve keskindi.
"Afedersin,yüzün uf olurdu değil mi? Sonra sevgilin seni beğenmezdi." Sevgili? Ona 'hadi az daha saçmala' bakışı attım.
"Beni sevecek insan daha doğmadı." Yüzünü buruşturdu.
"Belli."
Onu bırakıp antrenmana devam ettim. Birkaç ısınma hareketinden sonra kendi aramızda maç yapmaya başladık. Birkaç saat sonra babannem sahaya girip hepimizi topladı.
"Hadi uşaklar içeri geçin de dinlenin biraz." Koçun da onayını alınca hep birlikte içeri doluştular. O sırada yağmur yağmaya başladı. Babannem içeri geçince ben banka oturdum.
Telaşla bir yere yetişmediğin sürece yağmurda ıslanmak güzeldi. Belki temizlerdi ruhumdaki kanları..
Ya da bıçak yaralarını..
![](https://img.wattpad.com/cover/123472814-288-k696564.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Victory Kickoff
Fanfiction#VictoryKickoff 1. / 01.10.18 #Gingaekickoff 1. / 08.08.20 #VictoryKickoff 1. / 05.12.21 Yeni baştan Victory Kickoff... Bilmeyenler tanıtım sayfasından bilgi edinebilirler. [!] Şiddet, yaralanma, ölüm bahsi gibi unsurlar içerir.