-4-

2.8K 140 165
                                    

DÜZENLENDİ

Herkese merhaba! Şimdi önceki bölümdeki o yas havasını dağıtmaya geldim. Eğlenceli bir bölümle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz.

Bölüm Şarkısı: Pera - Yokluğunu Anlasam Da

İyi Okumalar...

Doktor elindeki röntgeni içine girercesine inceledi ve kendi kendine bir şeyler mırıldandı. Sonrasında masaya bırakıp yanıma ilerledi. Bileğimin iyileşmiş olmasını umuyordum çünkü eğer iyileşmediyse başımda bekleyen annannem ve evde bekleyen koçtan iyi bir azar işitecektim.

"Burası acıyor mu?" Doktor bileğimin üst kısmına dokunduğunda hiçbir şey hissetmemiştim.

"Hayır." Alt kısmına dokunduğunda da ağrı, sızı yoktu. Bir yandan da yüzümü inceliyordu. Gayet rahat bir biçimde oturduğum sedyede kıpırdamadan bitmesini bekledim. İşi bittiğinde gülümseyerek bana baktı.

"Çok iyi. Sapasağlam olmuş." Röntgende tekrar göz gezdirdikten sonra annanneme döndü.

"İyi bakmışsınız." Annanneme kaş göz işareti yaptığımda anlamamıştı. 'Gördün mü hemen iyileşmiş.' demeye çalışıyoruz burada. Yok arkadaş annannen de olsa bu Japonlara mimik anlatmak sıkıntı. Babannem olsa hemen anlamıştı. İçten içe ırkçılık yaptığımı fark ettiğimde bir şeyler geveleyen doktora verdim dikkatimi.

"...geçmiş olsun." Diyerek bize gülümsediğinde dikkatimi vermek için geç kaldığımı anlamıştım. Bozuntuya vermeden konuştum.

"Yani futbol oynabileceğim?" Kaşlarını hafifçe çattı. Ah! Dinlediğimi anlamış mıydı? En önemlisi oynayamayacak mıydım?

"Evet. Bir sorun gözükmediğini söyledim ya." Derin bir nefes verip sedyeden kalktım. Ayakkabılarımı ayağıma geçirdiğimde annannem de çantasını koltuktan almıştı. Odadan çıktığımda sonunda özgür olduğum için mutluydum.

Seke seke merdivenden indiğim. Hafiflemiştim sanki. Hızla arabaya bindiğimde bir an önce gidip bir şeyler yapmak istiyordum. Galiba Erika haklıydı. Hiperaktif olma ihtimalim yüksekti. Düşündüğüme kendi kendime güldüm.  Bilmediğim yollardan geçerken beş dakikaya yakın bir sürede eve gelmiştik.

Araba durduğunda hızla kapıyı açtım. Koşarak eve girdiğimde takımın antrenmanda olması işime gelmişti. Eve girip hızla odama çıktım. Bu merdivenlerden ikişer ikişer çıkmayı özlemiştim.

Üst kata ulaştığımda mavi kapıyı kırarcasına açtım. Yanındaki mavi kramponlarımı kaptığım gibi aşağıya indim. Yoluk ben hastaneye gitmeden önce evden gitmişti. Biz de rahat bir nefes almıştık. Bir an önce defolması hepimiz için iyi olmuştu. Ama benim futbolumu göremediği için çok şanssızdı.

Kendi içimde biraz egoistlikten zarar gelmezdi herhalde. Bugün Reika ve Shou da odaları değişmişti. Artık Reika da bizim katta kalacaktı.

Merdivenleri indiğimde herkesin beklentisinin aksine ön bahçeye ilerleyip kapıdan dışarı çıktım. Spor ayakkabılarımı çıkarıp kramponlarımı giydim. Koşarak arka bahçeye ilerlerken merdivenlerin de etkisiyle ısınmıştım çoktan.

Sahanın olduğu kısma gittiğimde beni tek fark eden Tagi'ydi. Ona göz kırptım. Dudaklarına fermuar çektiğinde koşmaya başladım ve Reika ile cebelleşen Ryuuji'nin ayağından topu kaptım. Tagi güldü.

"Tam sana göre bir giriş."

"İyileşmen iyi oldu. Bir rakip daha kazandım." Aoto'nun dediğine şaşırmıştım. Başımı salladım.

Victory Kickoff Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin