-7-

2.7K 141 498
                                    

DÜZENLENDİ

Bölüm Şarkısı; Fudanjuku - Jinsei Wahaha!

İyi okumalar!

Mutfakta açtığım hareketli müzikle bir yandan ritme uyup bir yandan hamur açıyordum. Erika açtığı hamuru biraz deldikten sonra oflayarak oklavayı bir kenara bıraktı ve kafasındaki yemeniyi düzeltti.

Shou'ya yaptığımız şakadan sonra herkes kendini savunmuş bir sonuca varamamıştık. Ama en sonunda herkes gülerek tepkisini belli etmişti. İki gün sonra turnuvalar başlıyordu.

Erkekler bahçede antrenman yaparken biz de şaşırtıcı bir biçimde eğlenerek mutfakta baklava hamuru açıyorduk.

Reika Erika ve ben sabah erkenden kalkıp antrenman yapmıştık. Bu yüzden erkeklere katılmamız gerekmemişti. Zaten şu birkaç gündür üçümüz fazlasıyla çalışmıştık.

Sonuçta diğer takımlar güçlerini kullanacaklardı. O takımlarda kız olmadığını düşünüyorduk. En zor ihtimale hazırlamıştık kendimizi. Koç da kendimizi yorduğumuzu düşünüp bize izin vermişti.

Erika'nın yanına gidip oklavayı aldım ve hamuru yuvarlayıp tekrar açmaya başladım.

"Hamura bolca nişasta koy ki; hamur oklavaya yapışıp delinmesin."

"Tamamdır usta." Kıkırdadım. Reika açtığı hamuru diğerlerinin üstüne koyup bir diğer hamuru açmak için önüne çekti.

"Sen böyle yemek yapmayı nasıl öğrendin?" Güldüm.

"Aslında pek öğrendim sayılmaz. İnternetten tarifine bakıyorum ve malzemeleri ekliyorum. Size yaptığım önceki yemekleri de bütün Türk kızları bilir. Geleneksel yemeklerdi yani onlar."

"Anladım." Diyip gülümsedi Reika. "Yine de bu güzel bir şey çünkü bizim evde ben mutfağa adım dahi atmam."

Hangi akla hizmet sonraki gün turnuva başlamasına rağmen tatlı yapıyorduk bilmiyordum ama birden aklımıza gelmişti. İlk başta hiç yapmak istemesem de kızlar zorlamıştı. Hamurları hazırlayıp babanneme veriyorduk ve o da açıp tepsiye koyuyordu. Aralarına da ceviz ekleyip tekrar tekrar bunları devam ettiriyordu.

Babannem ve Kıvırcık da bu akşam uçakla gideceklerdi. Üzülsem de takımla aramdaki buzları eritebilmenin verdiği bir rahatlık vardı.

Birden Erika'nın çığlığını duyunca gözlerim hamurdan Erika'ya kaydı. Ouzou Erika'nın arkasından yaklaşıp yüzüne nişasta sürmüştü. Erika elindeki oklavayla Ouzou'nun koluna vurunca bir kahkaha patlattım. Ouzou sinirle inleyip kolunu tuttu.

Erika iyi geçirmişti. Reika ve ben kahkahadan duramıyorduk. Babannem onlara bakıp güldü. Sonra bana döndü.

"Sevdalu mi bu uşak bu kiza." Güldüm.

"He ya! Sevdalu da ruhu duymiyi."

Diğerleri bizi duymadan tartışmaya devam ediyorlardı. Ouzou tekrar Erika'ya nişasta sürecekken Reika onu savunmak için Ouzou'ya nişasta attı ama Ouzou ani bir hareketle çekilince nişasta arkasındaki Aoto'nun kafasına geldi.

Reika Aoto'dan özür dilerken yılın aşıkları hâlâ kavga ediyordu. 'Sen benim kolumu nasıl morartırsın?'dan tut da 'Sen nasıl bana dokunursun?'a kadar saçma cümleler birbirini kovalıyordu. Kafamı olumsuz anlamda sallayıp onları boşvermeye karar verdim ve babanneme açtığım son katı uzattım.

O sırada gözüme gelen beyaz şeyle gözlerim kapandı ve nefes almaya çalıştım. Arkamda her kim varsa yüzüme nişasta sürmüştü. Hangi manyak Ouzou'ya özenirdi ki?! Kahkahalar havada uçuşurken ben yüzümü temizlemeye çalışıyordum.

Victory Kickoff Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin