final

1.9K 100 86
                                    

İyi okumalar 💙

- Bir yıl sonra -

Bazen hayat; tam bırakmak istediğiniz yerde size seçenekler sunar. Acıdan kıvrandığınız, yalnızlığınızdan başka arkadaş bulamadığınız zaman iki yol açar önünüze. Biri doğru, diğeri yanlış olan yollardan...

Ben kesinlikle yanlış yola girmiştim. Ailemi kaybettikten sonra hayatımın, mutluluğumun o yaşıma kadar olduğunu düşünüp bana gelecek mutlu anılara rest çekmiş, kendimi yalnızlığa, mutsuzluğa hapsetmiştim. O yolda ilerleyip hayatı kendime zorlaştırmaya devam ederken karşıma çıkan kader motifiyle birden kendimi diğer yola itilmiş bir halde buldum. Ne kadar uğraşırsam uğraşayım beni mutlu olacağım yola sokan bir grup insan - belki daha fazlası - vardı. Bunu geç de olsa fark etmiştim.

Demek istediğim şu ki; çevrenizdekiler sizi ne kadar iteklese de o mutsuzluğa, sizi mutluluğa itecek insanlar da olacaktır. O insanlar sizin hayatınıza girdiğinde, bir duvarın kenarına oturup kendinize çektiğiniz dizlerinize gömmeyin başınızı. Ufak da olsa etrafınıza bakın, o ışıltıyı, şansı her neyse... görün onu ve tutun. Çünkü kendinize verdiğiniz önem kadar güzelsiniz. Kendinize çıktığınız destek kadar değerlisiniz. Kendinizi sevdiğiniz kadar seversiniz insanları.

Değerlisiniz, bu değeri sizden başka kimse en iyi şekilde muhafaza edemez.

Kalemi yavaşça parmaklarımın arasında masaya bıraktım ve özenle sayfalarına yazılarımı işlediğim mor defterimin kapağını kapattım. Geçen bir yılda hayatımı etkileyen çokça olay olmuştu ve...

"Hâlâ yazıyor musun?" Yanağıma konan yumuşak öpücük ve belime sarılan kollarla kocaman gülümsedim. Kafamı sağa çevirip gözlerimi gözöeriyle buluşturdum.

"Şimdi bitti." Diye mırıldandım uyuşukça. Kollarını belimden çözüp yanıma oturdu ve masadaki defteri eline alıp içine göz gezdirdi usulca.

"Bu bitmiş..." dedi gülümseyerek. "Şimdi hangi renk alayım?"

Kota'yla aramızdaki ilişki bu bir yılda çok farklı bir boyuta ulaşmıştı. Uzun bir süre birlikte gezip dolaşınca duygularımız daha net bir şekilde açığa çıkmıştı. Hislerimi kabullenmekte çok zorlanmadım, zaten aramızdaki ilişki de fazlasıyla düzelmişti. Yine de Kota'nın doğum gününde ona çilekli şeker hediye ederek duygularımı açtığımda ondan karşılık alabilmek benim için şaşırtıcıydı. Sevgili olduktan sonra yeri geldi tartıştık, yeri geldi barıştık, yeri geldi diğerleri bizimle dalga geçerken onları rezil ettik... Ama çokça eğlendik. Hep eğlendik, hep güldük. Ağlasak da gülmeyi bildik ve sanırım hayatta en önemli olan şeylerden biriydi bu.

"Kırmızı." Diye mırıldandım o cevap istercesine gözlerime bakarken. "Kırmızı olsun bu kez." Doğum günümde bana mor bir defterle geldiğinde anlamıştım. Hislerimi aktardığım mavi ve siyah deften ardından mor çok canlıydı, sanki yeni bir hayata yelken açmışım gibi hevesle yazmıştım ona içimdekileri. Hâlâ da yazıyordum.

Bu güne kadar.

Az önce son sayfasını kullandığım defter önümde dururken bile hayatımda alduğım en büyik dersi veriyordu bana. İkinci bir şans  diyordu İkinci bir şans verildi sana. Belki beşincisi hatta onuncusu gelir, belki de üçüncüsü bile gelmez. Ne yap et, kullan onu.

"Tamam alırım yarın. Ama aşağıda bekliyorlar inelim artık, geç kalacağız." Yerinden kalkıp elini bana uzattığında ben de yerimden kalkıp eli tuttum. Birlikte aşağıya, diğerlerinin yanına indiğimizde hepsi gülerek bir şeyler konuşuyorlardı.

"Of cidden konikti." Erika'nın omzuna kolunu atmış olan Ouzou konuşmaya yorum yaptıktan sonra uzun saçlarını geriye attı. Erika ise onun kolunun altında rahat bir biçimde kollarını bağlamış duruyordu.

Victory Kickoff Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin