DÜZENLENDİ
Bölüm Şarkısı:
Emre Aydın - Çocuğum Belki
Can Kazaz - Sürsün BaharŞarkıya aşık oldum sanırım. Bence kesin dinlemelisiniz. Uzun süredir bölüm atmıyorum ve hikayeye başlayalı bir yıl geçmiş. Utandım şuan. Ara sıra beni sıkıştırın yeni bölüm diye ha. Yoksa bu tembellikle Garfield'ı geçeceğim.
İyi Okumalar!
Evde kendimi engelleyemeden şarkı söylerek bir yandan geziyor, bir yandan etrafı topluyordum.
"Çocuğum belki, elimde tahtadan bir kılıç." Çocukluğumu özlediğimi fark ettim. Yemeğe gideceğimiz zaman annem Japon restoranına, babam Türk restoranına gitmek isterdi. Bana sorduklarında da bir birini, bir diğerini seçerdim. O gün orda yemek zorunda kalırlardı.
"Ve kırgınım sana ben, haberin de olmayacak." Babama kırılırdım. O bilmezdi ama kırılmış olurdum. Sonra fark ettiğinde bir kutu çikolata alıp gelirdi o gün. Gülümsedim. Çok can yakıcıydı. Çok fazla...
"Bana beni geri ver yeter, diye uyandım bu sabah. Bende bana yer kalmadı." Her sabah eski beni arayarak uyanmam geldi aklıma. Eski ben, mutlu, neşeli, hayatını yaşayan...
Hayatını yaşayan?
Yaşıyor muydum emin değilim. Sanırım bir yerlerde kaybolmuştum ama bedenim hâlâ buradaydı. Sadece ruhum kaybolmuştu ve her neredeyse orada zincirlenmişti, hapsedilmişti. Derin bir nefes verdim ve yastığını düzelttiğim koltuğa oturdum.
"Mika?"
"Efendim?"
"Oradan istediğin bir şey var mı?" Başımı olumsuz anlamda salladım.
"Yok. Sen ne zaman döneceksin?"
"Yaklaşık iki üç gün sonra. Ama yarın akşam arabayla Erika'nın evine git. Annesiyle konuştum." Derin bir nefes verdiğimde konuşmaya devam etti. "Evde yalnız kalmanı istemiyorum. Ne kadar Aiko felan olsa da..istemiyorum işte.
"Tamam. Ben Erika'ya giderim. İyi yolculuklar."
"Teşekkür ederim. Kendine dikkat et."
"Sen de."
Annannemi uğurladıktan sonra odama girip yatağa yattım. Saat ona geliyor olmalıydı. Yarına uyanmak istemiyordum ama, eninde sonunda uyanacaktım o güne. Gözlerimi kapattım.
*
Rahatsızca yataktan kalktım. Gece uyuyamamıştım. Nasıl uyuyabilirdim ki? Bugün tam iki yıl olmuştu.. Ailemi kaybedeli,
Kendimi kaybedeli,
İki yıl olmuştu. Bugün okula gitmemiştim. Gidemezdim ki.. Ceset gibi olan bedenimi yataktan kaldırıp yatağı topladım. Üstüme bir şeyler giyip yüzümü yıkadım. Onun haricinde odamdan çıkmamıştım. Yatağıma oturdum. Gözümde her saniye tekrar tekrar canlanan o kaza.
Kaza süsü verilmiş cinayet.
Nefesimi zorluyordu. Düşünmek istemesem de aynı günün içinde olmak canımı çok acıtıyordu. Keşke dedim, keşke annannemle onların mezarına gitseydim. Ama şuan içimde o cesaret yoktu sanırım.
Daha toparlanamadan, aynı günün içerisinde nefes almak...
Zordu. Çok zordu. Arkadaşlarıma küsüp anneme dert yandığım, beni gezdirmediği için babama kızdığım, kardeşlerimle saçma şeyler için kavga ettiğim günleri geri alamamak, tekrar yaşayamamak...
Kırılan vazonun tamir edildikten sonra tekrar kırılması gibiydi. İkincisinde daha çok kırılıyordu, daha küçük parçalara ayırıyordu. İlk günkü gibi can yaktığını fark ettim. Güldüm. Aynı şeyleri tekrar yaşamak gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Victory Kickoff
Fanfiction#VictoryKickoff 1. / 01.10.18 #Gingaekickoff 1. / 08.08.20 #VictoryKickoff 1. / 05.12.21 Yeni baştan Victory Kickoff... Bilmeyenler tanıtım sayfasından bilgi edinebilirler. [!] Şiddet, yaralanma, ölüm bahsi gibi unsurlar içerir.