💐ŞÜHEDA 5. BÖLÜM 💐

304 29 8
                                    

Gözümü ağır ağır açtığımda halen aynı odadaydık çekyata taşımış beni. Başımı açmış gömleğimin iki düğmesinin açık olduğunu birazdan fark edecektim. Başımdaki şiddetli ağrı yüzünden yüzümü buruşturarak dizlerinden kalkmaya çalıştım ama müsade etmedi oturmama.
"tansiyonun düşmüş biraz daha bu şekilde uzan lütfen dedi". Odada tek olmadığımızı idrak etmeye başladım. Gamze  ve Hakan abide odadaydı Kaan'ın neden resmi konuştuğu şimdi anlaşılıyordu. Gamze ayaklanıp yanıma geldi üzerime eğilip açık olan düğmelerimi ilikledi. İşte o zaman fark ettim ve hızla Kaan'a döndüm. Bir insan gözleriyle öldürülseydi Kaan'ı şuan öldürmüştüm. Gamze benim Kaan'a olan bakışlarımdan dolayı hemen lafa girdi.

" Şüheda  sen bayılınca Kaan yardım istedi içerden müge müsait olmadığı için ben geldim. Kaan'ı dışarı çıkartıp başından boneni çıkarttım."

"Düğmelerini açıp örtünün ucunu açık olan yerleri kapatmak için sıkıştırdım."
"Kaan bundan sonra içeriye girdi Hakan abide onunla gelmiş sesimizi duymuş merak etmiş" dedi. Ben utanç ile başımı öne eğip doğrulmaya çalıştım. Kaan kolumdan tuttu yardım etmek için. Oturur pozisyona geçince örtüm başımdan kaymasın diye saçıma tutturdum iğneleri. Hakan abi
"İyimisin Şüheda bu ikinci bayılman önemli bir hastalığın filan mı var acaba? Bir hastaneye götürelim seni" dedi gayet soğukkanlı bir şekilde. 

" Yok Hakan abi teşekkür ederim kansızlığım varmış onun için tansiyonum sık sık düşüyor bu aralar kusura bakmayın sizleri de işinizden alıkoydum " dedim mahçup bir şekilde.
Benim konuştuğum esnada Kaan

"ben varım artık bu yalan dünyada yanlız değilsin" der gibi kolumu sıvazlıyordu. Her ne kadar yalnış olduğunu bilsemde Kaan'ın  elini tuttum bende.
"Ben yalnız değilim sen bana hoş geldin "der gibi gözlerinin içine baktım.

Bizim bakışmalarımız sırasında hangi ara çıkıp gittiklerini anlamadım oda da ikimiz ve yazıcı meleklerimiz ile yalnızdık.
Derin bir nefes aldım ve aklımda kalan şiiri okumaya başladım Kaan'a.

Öyle bir aşk ki bu kasıp kavuran...
Gözlerinde kaybolduğum...

Teninde hayat bulduğum...
Her dokunuşu yasak..

Yasak aşkın yasak yuvası...
Her göz göze geldiğimde titrediğim...

Sözlerinde üşüyüp gözlerinde yandığım...
Dokunulması yasak meyve gibisin...

Hem canımdan çok sevip hemde bağdat kadar uzağım...
Saklı cennetim..

Yasak sevdam, yeşil ormanlarında kaybolduğum...

Kalp atışlarından pusula yaptığım...

Yasak sevdamın saklı cenneti...

Seni sevmek ızdırap bana..
Ab-ı hayatım...

Miraç EMEL

İlk defa Kaan'a onu sevdiğimi söyledim dizlerimde derman yok ellerim titriyor gözlerimin yaşardığını hissediyorum. Nasıl bir tepki verecek bilmediğim için çekingen kalıyorum ama birden sarıldı bana. Neye uğradığımı şaşırmış bir halde suratına baktım. Beni kucakladığı gibi ayağa kalkıp etrafında dönmeye başladı. Delimi nedir bu çoçuk ya dedim içimden.

"Biraz daha etrafında dönmeye devam edersen heran üstüne kusabilirim"dedim. Biraz sakinleşmiş şekilde durduk ama ayrılmadı benden. Kollarının arasında çırpınıp çıkmak istiyordum ama bırakmadı beni. Arkamı döndüm kollarının arasında. Arkamdan sarıldı bu seferde yine bırakmadı, ılık nefesini hissediyordum kulağımın arkasından fısıltısını duydum.

"sonunda çok şükür sonunda kabul ettin beni."
"Yüreğinle sevdin kabul ettin beni. Seni çok seviyorum.  Ömrüm ol. Son nefesim ol ama hep benim ol benimle ol. " dedi. Kalbim bedeninden ayrıldı. Kuş oldu uçtu gönlüm. Arkamdaki bedenin yüreğine kondu .

YENİDEN DİRİLİŞ ŞÜHEDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin