Kalbini İstemek

229 21 1
                                    

Medyada benim bu bölümü yazarken defalarca dinlediğim şarkı var.Umarım hoşunuza gider.İyi okumalar.

Andrei ona sıkıca sarılırken Rosaline kendini hiç hissetmediği kadar güvende hissediyordu.Ona sıkıca sarıldı ve gözyaşlarının adamın kıyafetini ıslatmasına izin verdi.Kendini korunmaya muhtaç küçük bir çocuk gibi hissediyordu.Öyleydi bir bakıma.Buradaki hayat ona tamamen yabancıydı ve bilinmeyenden herkes kadar korkuyordu Rosaline.Ne kadar süre onun kollarında kaldığını bilmiyordu ama bu süre sonunda gözyaşları dinmiş hııçkırıkları hafiflemişti.Çekinerek kendini Andrei'in kollarından kurtarmaya çalıştı.Andrei kızın niyetini anlamıştı ve kollarını gevşeterek kızın aralarına mesafe koymasına izin verdi.Tanrı biliyor ya Andrei hiç istemiyordu bunu.Kızı şöminenin yanına çekip oturttu.Tam  sırada açlığını hissetti Rosaline.Neredeyse 2 gündür hiçbir şey yememişti.Karnı guruldadı genç kızın.Utanarak:

-Evde yiyebileceğim bir şey var mı? diye sordu.

-Şey bu tamamen aklımdan çıkmış.Biraz ekmek var ama biraz daha dayanbilirsen av hayvanlarından birini pişirebilirim.

-Sadece ekmek de olur.Sana daha fazla yük olmak istemem.

-Yük olmuyorsun Rosaline.Hem benim canım et yemek istiyor.Sen de boş boş oturmaktan sıkıldıysan bana yardım edebilirsin,dedi sertçe ve mutfak bölümüne yöneldi.

Rosaline arkasından 'Dengesiz' diye fısıldayarak onu takip etti.

-Ne yapabilirim?

-Sağ taraftaki raflardan kekik ve biraz baharat bulabilirsin.Orayı düzenlemeye hiç vaktim olmadı,dedikten sonra Andrei hayvvanı temizleyip pişirebilecek hale getirmek için dışarıya çıktı.Kızın böyle bir görüntüye dayanamayacağını biliyordu.

Rosaline önünde duran ve bulundukları duruma göre ldukça çeşitli olan baharatlara baktı.Aradıklarını bulmak hiç kolay olmayacaktı ama yinede aramaya ve bunu yaparken aynı zamanda da mutfağı düzenlemeye başladı.Ailesi onu mutaf işlerinde oldukça fazla kullanmıştı doğrusu.Andrei'nin istediklerini bulduktan sonra vermek için dışarıya çıktı ve gördükleri karşısında çığlık attı.Vücudu kendi kontrolünde olmadan parçalara ayrılırcasına titriyordu.Andrei,kızın görmesinden korktuğu şeyi gördüğünü fark etti.Pişebilmesi için kanın tamamen boşalttılması gerekiyordu ve bunu yaparken belirgin bir kan birikintisi oluşmuştu.Andrei ellerini yanında bulunan suyla yıkadı ve yavaşça kıza yaklaştı.

-Korkma,güvendesin,kimse sana zarar vermeyecek.Ben sana zarar vermeyeceğim,dedi sakin bir sesle.

Rosaline titriyordu.Andrei ona yavaş yavaş yaklaşırken  da geriye doğru ufak adımlar atıyordu.Sırtı kapıyla birleşti.Daha fazla gidecek yeri yoktu.Andrei sakince onu yanına geldi ve kıza sarıldı.Andrei neden böyle birşey yaptığını da bu kızın ndan korkmasının onu neden bu kadar yaraladığını da anlayamıyordu ama emin olduğu tek bir şey vardı.O da bu kız kollarının arasındayken kendisini iyi hissediyordu.Kızın gözlerini gördüğü andan beri onu istiyordu ama istediği tek şeyin bedeni olmadığını farketti aniden.Kızın kalbini de istiyordu.Onunlayken güvende hissetmesini istiyordu.

 Kızın titremeleri geçerken onu yavaşça bıraktı.

-Daha iyi misin?

-Bilmiyorum.Lütfen çekil içeri girmek istiyorum.

Andrei ondan uzaklaştı ve işinin başına döndü.

2 saat kadar sonra sessizlik içinde yemeklerini yemişler ve ateşin karşısında oturuyorlardı.Rosaline'in aklına sorular hücum etmeye başlamıştı.

-Bir şey sorabilir miyim?

-Tabi

-Senin hikayen ne?

Şaşırmıştı Andrei.Rosaline onu mu tanımaya çalışıyordu?

-Tanrı beni cezalandırıyor diyebiliriz Rosaline.

-Ne demek şimdi bu?Daha açık cevaplar veremez misin?

-Demek annen sana yabancılara özel sorular sormaman gerektiğini öğretmedi...Andrei bunu söylemek istememişti ama anıları ona acı veriyordu ve o acılarıyla artık onları ciddiye almayarak başa çıkıyordu.Rosaline'i kırdığını bile farketmedi.

Rosaline hışımla ayağa kalktı ve 'Hiçbir zaman başımda bana bunları öğretecek bir annem bulunmadığı için senden özür dileyecek değilim.' diyip yukarıya koştu.Kalakalmıştı Andrei.Böyle bir tepki beklemiyordu.Arkasından gitmeyi düşündü ama ne kız ne de o bu konuşmayı yapmaya hazır değildi.Oturdu Andrei ve üst attan gelen boğuk ağlama seslerini dinlemedi.Kızın kendisini daha fazla harap etmesine izin veremezdi.Uzun adımlarla yukarıya çıktı.Rosaline bir kedi yavrusu gibi yatakta kıvrılmıştı ve ağlıyordu.Andrei ona yaklaştı.Ne diyeceğini bilemiyordu.O yüzden o da gösterme yolunu seçti.Kıza yaklaştı ve ona sarıldı.Başını kızın saçlarına gömdü ve onun kokusunu içine çekerken;

-Üzgünüm Rose,bilemezdim,dedi.Seni ağlatmak istemezdim.Ayrıca fazla sulugözlüsün.

Rosaline sinirle ona döndü.

-Sen de fazla dengesizsin ama ben senin yüzüne söylemiyorum!

Güldü Andrei.Kızarmış gözleri,sinirden kesik kesik nefes alması v kızarmış dudaklarıyla her zamankinden daha güzel görünüyordu kız.Yavaşça başını ona doğru eğdi ve Rosaline daha ne olduğunu anlamadan dudaklarını birleştirdi.

Ormanın KollarındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin