Kelebeğin Kanat Çırpışları

218 24 9
                                    

Andrei,Rosaline’e döndü.

-Daha iyi misin?

Rosaline hala şaşkındı.Kalbi güne yeni başlamış bir kelebeğinn kanat çırpışları gibi atıyordu.Andrei için ne ifade ediyordu?Onun kalbi de hızla çarpıyor muydu?Rosaline düşünceler içinde donukça Andrei’yi izliyordu.Yeni tanıştığı birini sevebilir miydi? Daha da önemlisi güvenebilir miydi? Rosalin elini Andrei’nin kalbine götürdü.Andrei hipnotize olmuşçasına kızı izliyordu.Sadece izliyordu çünkü eğer hareket ederse bu  muhteşem anı bozacağından korkuyordu.Rosaline gözlerini ayırmadan Andrei’nin gözlerine bakıyordu.Andrei, ‘’Acaba daha güzel olabilir miydi?’’ diye düşünmekten kendini alamadı.Yüzündeki yaralar,çizikler onu daha çirkin yapmaya yetmemişti.Hatta Andrei,şu anda daha güzel olduğunu bile düşünüyordu.Kız hala eli onun kalbinde gözlerini ayırmadan ona bakıyordu.’’Keşke kalbinde olan sadece eli olsaydı.’’ Diye düşündü Andrei.Kız her şeyiyle onun kalbindeydi.Onu kaybetmekten o kadar korkmuştu ki! Ona yaklaşıp dudaklarını dudaklarıyla buluşturmak çok doğru göründü o an.Ne zaman ona baksa ona çekiliyordu zaten.Yavaşça,tepkisini ölçmek ister gibi yaklaştı Rosaline’e.Rosaline,elini kalbinden çekip boynuna sardı.Bu istediği cesareti vermişti Andrei’ye.Kızın dudaklarını yumuşakça kavradı.Bu temas Rosaline’in tam da ihtiyacı olan şeydi.Andrei’in boynunu kolarıyla daha sıkı kavradı ve kendisini ona yaklaştırdı.Andrei kızın bu hareketine onu belinden kavrayıp kızın kıvrımlarını kendi vücuduna uydurmak istercesine yapıştırdı.Rosaline inledi ve bu onun için uyarı sinyali oldu.Geri çekilmeye çalıştı.Andrei kızın belindeki ellerini çekip yüzünü kavradı.Alnını alnına dayadı.

-Rose bana ne yapıyorsun bilmiyorum ama sen yanımdayken gerçekten yaşadığımı hissediyorum.

Rosaline,Andrei’nin kendisine boğuk sesiyle Rose demesiyle mest olmuştu ancak bir türlü nasıl konuşacağını hatırlayamıyordu.’’Tanrım’’ dedi içinden.’’Bu adam bana her yaklaştığında ben konuşma yetimi mi kaybedeceğim?’’

Andrei,Rosaline’in parlayan gözlerine daha fazla bakarsa kendini kayedeceğini biliyordu.Hızla kafasını ondan ve dudaklarından ayırmaya çalıştı.

-Seni köye getireceğimi söylemiştim.Pek istediğim şekilde olmadı ama yine de buradayken seni benim için çok önemli biriyle tanıştırmak istiyorum.Kendini iyi hissediyorsan tabi.

Rosaline kendini zorlayarak cevap verdi.

-Aslında iyiyim ama bu halde kimseye görünmek istemiyorum.

-Halinde ne var? Harika görünüyorsun.

-Saçmalama,ayna bile vermiyorsunuz bana.

-Eğer istersen verebilirim.Alyona Ana’nın sebebi neydi bilmiyorum ama benim için geçerli değil.

Andrei hızlı bir karar vermişti.Kız kendini ne kadar çabuk görürse o kadar çabuk toparlanacaktı. Odaya girerken gördüğü küçük el aynasını aldı ve kıza verdi.

-Düşündüğünün yarısı kadar bile kötü görünmüyorsun,dedi.

Rosaline aynayı kendine çevirdi ve bir çığlık attı.Hızla yüzünü elleriyle kapadı.

-Bana nasıl bakabiliyorsun?Tanrım,beni öptün!Korkunç görünüyorum!

Ellerini yüzünden çekmeden ağlamaya başladı.

-Rose,sen çirkin değilsin,olamazsın.Bu halde bile benim gördüğüm en güzel kadınsın.Seni güzel yapan şey sadece yüzün,bedenin değil.Nasıl yapıyorsun bilmiyorum ama içimdeki bütün karanlığı aydınlatırcasına ışık saçıyorsun.Herhangi birinin bu ışıktan etkilenmemesi mümkün değil.Çek ellerini yüzünden Rosaline.Beni daha fazla bundan mahrum etme.

Rosaline kalbindeki son parçanın da yerine oturduğunu hissetti.Bugüne kadar kalbini hep yapboz gibi görmüştü.Her seferinde bir parçası yerine otururken diğeri düşüp kayboluyor,bulması mümkün olmuyordu.Şimdi ise farklıydı.Bu adam nasıl yapmıştı bilmiyordu ama sanki bunun için var olmuş gibi kalbindeki tüm parçaları ustalıkla birleştirmiş,son parçayı da biraz önce oturtmuş ve sonuçtan memnun bir şekilde oturmuş eserini izliyordu.Ellerini yavaşça yüzünden çekti Rosaline.Bu adama güveniyordu.Başını kaldırıp Andrei’ye baktı ve ona gülümsedi.Bu gülümsemede Andrei’nin adını koymayı başaramadığı bir sürü duygu barınıyordu ve doğrudan onun içine işliyordu.Ayağa kalktı Andrei ve elini Rosaline’e uzattı.Genç kız bir an bile tereddüt etmeden onun elini tuttu ve birlikte Yegor amcanın kulübesine yöneldiler.Andrei,kızın elini bırakmadan kapıya vurdu.Kapıyı oldukça asık suratlı bir Yegor açtı.Andrei’yi görünce yüzündeki üzüntü biraz kayboldu ancak yanındaki kızın elini kaçacakmış gibi tuttuğunu görünce gözlerine ulaşan bir gülümseme takındı.Kız çok feci dayak yemiş gibi görünüyordu ve çok kötü görünüyordu.Kapıyı açtığında yüzüne bakmamıştı Yegor’un.

-Hoşgeldin hayta.Bu güzel hanım da kim?

-Yegor amca bu güzel hanım Rosaline,dedi ‘’güzel’’e vurgu yaparak.

Rosaline kıpkırmızı olmuştu.Utançla başını kaldırdı ve Yegor’a ilk defa baktı.Adam 50li yaşların ortalarında olmalıydı.Yüzünde yılların getirdiği yorgunluk görülüyordu.Hafiften kırışmaya başlayan yüzü ve yaşına rağmen güçlü vücudu ona ister istemez bir sertlik veriyordu ama gözlerine baktığında Rosaline,orada bir baba şefkati görüyordu.Adamı görür görmez sevmişti.Cesaretini toplayabildiği kadar topladı ve buna rağmen cılız çıkan bir sesle ‘’Memnun oldum efendim’’dedi.

Kahkahalarla güldü Yegor.Rosaline neyi yanlış yaptığını anlamamıştı.

-Bana efendim deme Rosaline.Yegor ya da Yegor amca de.Ayrıca adın fazla uzun.Sana Rose diyeceğim.

-Nasıl isterseniz Yegor amca.

-Resmiyete de gerek yok ancak kendini daha iyi hissedeceksen katlanabilirim.

Rosaline kırmızıdan bordoya dönerken Andrei el attı.

-Yegor amca,ne zaman hanımları utandırmayı bıracaksın?

-Sus haylaz seni,ben anca öldüğümde bırakırım.Hem böyle güzel bir hanım çok daha fazla iltifat hakediyor.

Sonra aklına aniden bir şey gelmiş gibi hızlı hızlı konuşmaya başladı.

-Umarım açsınızdır,Andrei senin şu çok sevdiğin balık yemeği var.Son balıklar bunlar ve oldukça lezzetliler.

Andrei,Rosaline’in elini hiç bırakmadan onu masaya yönlendirdi.

*

Yaklaşık 1 saat sonra yemeklerinin son lokmalarını yerken,Rosaline de bu sıcak ortama uyum sağlamış,gülümsüyordu.Yegor amca,Andrei’nin buraya ilk geldiğinde yaptıklarından,ağaçların ölü dallarını yakmak için keserken dalı ayağına düşürüp kırması dahil,onu rezil edebilecek ne varsa anlatmıştı.Rosaline kahkahalarla gülüyordu.Bu sefer kızma sırası Andrei’deydi.

-Sanırım katil olmak üzereyim,dedi sinirle.

Rosaline ve Yegor kahkahalarla cevap verdiler.Yegor,Rosaline’i sevmişti.Ürkek görüntüsünün altında oldukça sevimli bir kız olduğunu görmüştü.Ona kaybettiği küçük kızını hatırlattı.Ah,ne kadar da özlüyordu onu!Üzerinden yıllar geçmiş olsa da acısı hala dün olmuş gibi tazeydi.Karşısında gülmekten kızarmış yanaklar ve parlak gözlerle Andrei’ye bakan güzel kıza döndü.Kızı bu hale neyin getirdiğini merak ediyordu.O kadar duru bir güzelliği vardı ki Yegor kimsenin ona zarar vermeye kıyamayacağını düşündü.Bakışlarını gülerek kıza bir şeyler anlatan Andrei’ye çevirdi.Uzun zamandır onu bu kadar içten gülerken görmemişti.Kıza bakarken gözlerindeki şefkati açıkça görüyordu Yegor.Yalnızca bir babanın yapabileceği şekilde Rosaline’i gelini olarak kabul etmeye hazır olduğunu farketti.Andrei sonunda ihtiyacı olanı bulmuştu.

Ormanın KollarındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin