Senin Hikayen Ne?

223 21 1
                                    

Kar yağmaya başladığında Andrei,Rosaline'e seslenme gereği duydu ve ilgisini nasıl çkeceğini biliyordu.Kız geldiğindne beri onunla ilgili bir şeyler öğrenmeye çalışıyordu.

-Hey Rose,bir hikaye dinlemek ister misin?

Rosaline duyduğu sesle adama döndü ve sesinin sinirli çıkmasını umursamadan:

-Eğer oraya geldiğimde baa Kırmızı Başlıklı Kız'ı anlatacaksan burada donarak ölmeyi tercih ederim.

-Hayır daha çok ormanda kulubede yaşayan adamın hikayesi.Senin durumun da yakında soğuktan donarak ölen kızın hikayesine dönecek.Hadi gel artık.

Kalktı Rosaline ve ona doğru yürümeye başladı ancak buz tutmaya başlayan zemini hesaba katmamıştı.Ayağa kaydı ve yere kapaklandı.Andrei koşarak kızın yanına gitti.

-İyi misin? Neren acıyor? Bela mıknatısı gibisin.

Rosaline güçlü kızı oynamaya karar verdiğini hatırladı ve omuz silkti.

-Gayet iyiyim.Bırakırsan kalkıcam.

Şimdiden şişmeye başlayan bileği kızın kalkamayacağının göstergesiydi ama yine de bekledi Andrei.Kızın ondan yardım istemesi hoşuna gidiyordu.Rosaline yavaşça ayağa kalkmaya çalıştı.Bileğindeki ağrı o kadar kötüydü ki daha doğrulamadan tekrar yere düştü.

-Sadece izlemeyi mi düşünüyorsun?

-Yardım istemeni bekliyordum.Küçük bir ‘lütfen’le seni ayağa kaldırabilirdim.

Rosaline,Andrei’nin bu haliyle bile dalga geçebiliyor luşana gerçekten içerlemişti.Sakin kalmmayı başardı ve ondan sonra acısını çıkaracağını düşünerek kendini rahatlatmaya çalıştı.

-O zaman lütfen Andrei, beni kaldır.Burada donuyorum.

Yavru köpek bakışlarını ihmal etmemişti tabikide.

-Nasıl isterseniz prensesim,dedi ve sanki çok centilmenmiş gibi.

Kızın bileğine dikkat ederek onu kucağına aldı ve eve taşıdı.İçeriye girdiğinde hissettiği sıcaklıkla kendini cennetteymiş gibi hissetti.Andrei,kızı sedire oturtup ona sıcak bir karışım getirdi.

-Bana hikaye sözün var Andrei.Ne zaman anlatacaksın?

-Ah keşke kendime çay yerine votka alsaymışım.Söz sözdür.Ne zaman anlatmamı istersin?

-Bence şuan gayet uygun.

Andrei elindeki sıcak çaya benzer şeyden büyükçe bir yudum aldı.Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

-Bir zamanlar küçük,mutlu bir çocuk varmış.Çok güzel bir annesi ve hiç de fena olmayan bir babası varmış.Çocuk 10 yaşına gelene kadar çok mutlu yaşamışlar.Anne ve çocuk, babanın nasıl bir borç altına girdiğini hiç bilmiyorlarmış.Bir gün evi kalaşnikof kullanan ve tepeden tırnağa siyah giyinen adamlar basmış ve babadan borçları toplamaya gelmişler.Baba parası olmadığını söylediğinde onu bağlayıp anneye tecavüz etmişler ve işkence ede ede öldürmüşler.Baba da çocuk da her saniyesini izlemiş.Baba kendisinin sebep olduğu şeyin vicdan azabıyla akıl sağlığını yitirmeye başlamış.O zaman dvevreye çocuğun daha önce varlığından haberdar olmadığı amcası girmiş.Babayı bir kliniğe yatırmışlar.Amca ise çocuğu almış ve kendi kurallarına göre yetiştirmiş.Çocuk 19 yaşına ulaştığında her türlü uyuşturucuyu,karaborsayı biliyor ve gördüğü her kadınla yatıyormuş.Her istediğini elde etmeyi,insanları korkutayı güç olarak kabul ediyor ve kendini karşılaştığı herkesten daha güçlü sanıyormuş.Bir gün arkadaşlarıyla girdiği bir iddia uğruna doğaya meydan okumuş.Ayıyı vurup kafasını arkadaşlarına götürmesi gerekiyormuş ama ayı onu saatlerce kovalamış.Peşini bıraktığında artık çocuk ne nerede olduğunu ne de yolu hatırlayabiliyormuş.Günlerce bir yol bulmayı umarak yürümüş çocuk ve sonunda aç ve susuz kalarak bayılmış.Onu ormanda kendilerine küçük bir köy kurmuş insanlar bulmuş.Onu aralarına almış ve aileyi tekrardan öğretmişler.Ve sonra çocuk ormanda kaybolan küçük kızları koruyabilecek kadar uyum sağlayabilmiş.Hikayenin sonu Rosaline.

Andrei konuşurken gözlerinin dolmasına engel olamamıştı.Ne kadar duygusuzca anlatmmaya çalışırsa çalışsın olanlar hala ilk günkü tazeliğini koruyordu.Kafasını kaldırıp Rosaline’e baktığında onun da gözlerinden yaşlar aktığını gördü.

-Ağlama Rose,sadece bir hikaye.Benim hikayem olduğunu bile söylemedim.

Başını kaldırdı Rosaline.Bu adam bu kadar umursamaz olamazdı.Olmamalıydı.Sonra gözlerine baktı onun.Adamın gözlerinin hafifçe kızarmış oluşu onu ele veriyordu.Hayır,umursamaz değildi.Evet,dengesiz ve sinir bozucuydu ama kesinlikle umursamaz değildi.Gözlerinin içine baktı ve adamın mavi-yeşil gözlerinde kayboldu Rosaline.

-Eğer hikayedeki kişi her kimse kurtardığı kız ona minettar,dedi.Yani olmalı.

Kızın oyununu devam ettirmesine gülümsedi Andrei.

-Asıl hikayedeki kişi kıza minnettar.O gelmeseydi hayatı sıkıcı ve monoton ilerliyordu.Yani öyle olduğuna eminim.

Rosaline belki hayatında ilk defa yaptığı bir şeyi düşünmedi.Usulca,reddedilmekten korkarak ona yaklaştı.Daha önce kimseyi öpmemişti ve bu yüzden biraz tedirgindi ama kalbi ona yol gösteriyordu. Ona yaklaştı ve dudaklarını adamın sıcak dudaklarına bastırdı ve hemen beklediği cevabı aldı.Andrei,kızın dudaklarını sıkıcı,bir daha hiç bırakayacakmış gibi kavradı ve öpmeye başladı.Bu öpüşme şimdiye kadar yaşadıklarının hiçbirine benzemiyordu.Şehvetten değil sevgiden doğmuştu ve bu iki yaralı insanı kimsenin yapamayacağı şekilde iyileştiriyordu.

Ormanın KollarındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin