Huzur

159 19 5
                                    

Andrei hışımla yürürken Rosaline onu şaşkın gözlerle izliyordu.Hızla Katya’nın evine giden Andrei’ye bakıyordu.Ne yapmak için oraya gittiğini merak ediyordu. ‘’Acaba gerçekten sevgilisi mi?’’ diye düşünmekten kendini alamadı.

Katya kapıyı açtı ve karşısında Andrei’yi bulunca büyük bir şaşkınlık yaşadı.Sonunda onu sevdiğini anlayıp affetmeye geldiğini düşünerek genç adamın boynuna atladı sıkıca sarıldı ve dudaklarını adamın dudaklarına bastırdı.Andrei ise ne yapacağını bilememiş ve kızı itmekte geç kalmıştı ama itme yeri de tamamen yanlıştı.Kızı içeri doğru itmişti!

Rosaline karşısında yaşanan sahne karşısında donup kalmıştı.Gözlerinden yaşlar boşalmaya başladı farkında olmadan.Sanki bir el göğsünü delip geçmiş kalbini sıkıyordu.Bu acı aynı anda yüz farklı yerinden bıçaklanmak gibiydi.Darbeleri alan bedeni değil kalbi ve ruhuydu. Yavaşça yere çöktü Rosaline.Canının neden bu kadar yandığını anlayamıyordu.Ona bu kadar kısa sürede aşık olmuş olamazdı.Olabilir miydi? Bilmiyordu.Düşünemiyordu da.Gözyaşları akmaya devam ediyordu.Neden sevgilisi olduğunu söylemişti ki? Eğer söylemese hayal kurmayacak,canı yanmayacaktı.Ah,kimi kandırıyordu ki...Kalbi ve söz geçiremediği göz yaşları ona tek bir gerçeği haykırıyordu.

Rosaline böyle ağlarken içeri Yegor girdi. Onu bu hale her ne getirdiyse sağlam bir yumruk atmak istiyordu.Yerde içli içli ağlayan kıza bakakaldı bir süre.Sonra kıza yaklaşıp gözyaşlarıyla ıslanıp kızaran yüzünden saçlarını çekti.

‘’Kim üzdü seni kızım?’’

Rosaline,Yegor amcanın alışılmadık derecede sert çıkan sesiyle irkildi.Hızla ‘’Kimse Yegor amca,sadece evimi özlüyorum.’’ Dedi bir çırpıda.Yegor inanmamıştı ancak üstünee gitmek de istemedi.Onu neşelendirmeyi seçti.

‘’Pyotr seni özlediğini söylüyor.İki dakikada onu da kendine hayran bırakmışsın.’’ Dedi yarım bir gülümsemeyle.Rosaline sessizce ‘’Geliyorum.’’ Dedi ve Yegor amcanın onu yalnız bırakmasını umdu.Yegor kızın yalnız kalmak istediğini biliyordu ancak yalnızken yaşanan üzüntünün insanı içten içe çürüttüğünü de biliyordu.Rose’un Pyotr için içeri geleceğini biliyordu. Sessizce içeri geçti ve onun kendini toparlayıp gelmesini beklemeye başladı.

Rosaline hızla gözyaşlarını sildi ve hıçkırıklarını durdurmaya çalıştı.Yüzünü soğuk suyla yıkamak bile bu sefer çok etki etmiyordu.Bir kaç uzun dakika sonunda en azından hıçkırmıyordu.Saçlarını hızla düzeltip içeri geçti ve Pyotr’ın yanına oturdu.Pyotr dikkatlice Rosaline’i inceledi sonra Yegor’a dönerek ‘’Rose neden ağlamış?’’ diye sordu.Tam Yegor cevap verecekken kapı hızla açıldı ve içeri Andrei girdi.Rosaline kendini tutabileceğini düşünmüyordu.Adamın gözlerine bakarsa kontrolünü kaybedecekti.Hızla izin isteyip yorgun olduğuna dair birşeyler söyledi ve yukarı çıktı.

Andrei,Yegor amcaya dönüp Rose’un nesi olduğunu soracaktı ki Yegor amcanın sinirli bakışlarıyla karşılaştı.Yaşlı tilki sorunun ne olduğunu çözmüştü ve kızı üzdüğü için Andrei’den hesap sormaya hazırlanıyordu.Ancak Pyotr varken bunu yapamazdı.Ertelemeye karar verdi.En azından Pyotr gidene kadar. Ne kadar neşeli görünmeye çalışsalar da hepsinin aklı üst kattaki üzgün kızdaydı.

Sonunda Pyotr gitmeye karar verince Yegor onu yolcu etti ve kapıyı kapatır kapatmaz ateş saçan gözlerle Andrei’ye döndü.’’Ne halt yedin hayvan herif?!’’

Ormanın KollarındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin