Oyun Arkadaşı

164 22 2
                                    

Sabah Andei uyandığında hayatı ona olduğundan daha güzel göründü.Dışarıda her tarafı bembeyaz bir örtü kaplamıştı.Kar o kadar çok yağmıştı ki dışarıya çıkmak bile mümkün olmayacak gibi görünüyordu.Buna rağmen keyfi yerindeydi.Şöminenin yaydığı o mayıştırıcı sıcaklıkla yeniden yatağına dönüp uyumak istedi.Mutfaktan gelen gülüşmeler dikkatini çekti sonra.Yegor amca ve Rose’un sesini tanımıştı ancak biri daha olmalıydı.Hızla yerinden kalktı ve koşarak mutfağa geçti.Rose ocağa benzeyen alanda bir şeyler karıştırıyordu,Yegor amca ve Dimitry de oturmuş muhabbet ediyorlardı.Andrei görünce Dimitry hızla selam verdi.’’Biz de seni bekliyorduk,değil mi Rose?’’dedi

Rosaline kıpkırmızıydı ama Dimitry’nin lafından sonra çekingence Andrei’ye baktı ve sessice ‘’Günaydın’’ dedi.Andrei onun bu halini çok sevimli bulmuştu.Onu daha fazla kızaramayacak hale gelene kadar öpmek istiyodu.Dimitry’nin patavatsızlığı üzerindeydi ve Andrei’nin düşüncelerini ‘’Kızı gözlerinle yemen bitince konuşmamız lazım.’’ dedi sırıtarak.Rosaline ise kaçacak delik arıyordu.Andrei sinirle sırıtmakta olan arkadaşına döndü.’’Ne oldu sabah sabah?’’

‘’Ormanda sabah yoktur diyen sen değil miydin?’’

‘’Öyle bir şey dediğimi sanmıyorum.’’

‘’Herneyse şansımı deneyeyim dedim.Gel dışarıdan odunları getirirken konuşalım.Kızcağız közde pişirmeye çalışıyor neredeyse.’’

*

‘’Sorun ne Dimitry? Endişeli gibisin.’’

‘’Sorun Katya.Fırsat bulsa Rosaline’i öldürecek.İlgi için kendine zarar vermeye başladı.İşine karışmak istemem dostum ama bir konuşsan iyi olacak.’’

Andrei bıkkınlıkla iç geçirdi.’’Tamam bir çaresine bakarım.’’ Dedi ve eve doğru yürüdü.Andrei’nin güzel sabahı da kabusa dönüşmüştü.İçeri girdiğinde Yegor ama ve Rosaline’i yemekleri tadarken buldu. Andrei bir süreliğine daha Katya’yı unutmaya karar verdi.Karar vermese dahi Rose’un ona her şeyi unutturabileceğini biliyordu.

Kızın yanına oturdu ve kahvaltısını yapmaya başladı. Rosaline gerçekten yemek yapmakta çok iyiydi.Bu kadar kısa sürede hem adapte olmuş hem de ortaya muhteşem bir kahvaltı çıkarmıştı.

‘’Yemek yapmayı nasıl öğrendin Rose?’’ diye sormaktan kendini alamadı. Kız biraz daha kızardı ve gözlerine aniden hüzün hücum etti.

‘’Üvey ailem benim yemek yapmamdan hoşlanırdı.’’dedi.Sesi titremişti.Sadece hoşlanmadıklarını hatta zorladıklarını anladı Andrei.Hem Yegor hem de Andrei sadece hoşlanacakları için üvey anne ve babasını dövmek istedi bir an.Onu hizmet ederken düşünmeyi sevmiyorlardı.Yegor hafifçe kızın elini okşadı ve ‘’Eline sağlık kızım,ne zamandır başkası bana yemek pişirmiyordu.’’ Dedi gülümseyerek. Rosaline ise buruk bir gülümsemeyle karşılık verdi.Dimitry ise olanlara aldırmadan masada kalan her şeyi yiyordu. Tam Rosaline Dimitry’nin bitrdiklerini toplamaya başlamışken biri kapıya vurdu.

Yegor kimseyi beklemiyordu hele de kar bu kadar fazla yağmışken.Kapıyı açınca karşısında bulabildiği en kalın şeylere sarınmış olan Pyotr’ı buldu.

‘’Bu havada ne işin var senin burada?’’

‘’Andrei gelmiş.Ben de ona teknemi göstereceğim artık.’’

 ’’Bu havada dışarı tekrar adımını atamazsın Pyotr!’’ diyerek onu içeri aldı Yegor ve şöminenin karşısına oturttu.O sırada Dimitry, Andrei ve Rosaline’in yanında fazlalık olmaktan sıkılmış gitmeye hazırlanıyordu. İtirazlara aldırmadan ‘’Karnımı burada doyurduğuma göre şimdi de banyo yapacak yer bulmam gerekiyor.’’  diyerek çıktığında Yegor amca arkasından ‘’Hayvan herif!’’ diye söylendi.

Rosaline ise konuşmaları duymuş ve Pyotr için süt ısıtmaya başlamıştı.Andrei ise büyülenmiş gibi onu izliyor ve elinin ayağının dolaşmasına sebep oluyordu.Andrei kızı izlemiyordu aslında.Onunla bir aileye sahip olmanın nasıl olacağını düşünüyordu.Kendisine seslenen Pyotr ile kendine geldi ve onun yanına doğru gitti.Özlemişti bu küçük çocuğu!

‘’Nasılsın adamım?’’ diyerek çocuğun yanına oturdu.Çocuk o kadar heyecanlıydı ki Andrei’i duymadı bile.

‘’Andrei,teknem nehirde yüzebiliyor hem de hiç yana doğru devrilmedenYaz gelince balığa çıkarız değil mi? Hem daha boyamadım birlikte boyayalım diye.Bir da biraz daha genişletiriz sen çok büyüksün çünkü bir de annem yalnız başıma gitmeme …’’

Çocuk Rosaline’i görünce o kadar şaşırmıştı ki cümlesinin devamını getiremedi. Rosaline elindeki sıcak sütü çocuğa verdi ve ‘’Merhaba.Benim adım Rosaline ama Rose diyebilirsin.Senin adın ne?’’ dedi

‘’Pyotr.Sen Andrei’in sevgilisi misin? Eğer öyleyse bir an önce evlenip çocuk yapın çünkü benim burada arkadaşım yok.’’

Rosaline gözlerini kocaman kocaman açmış çocuğa bakıyordu.Andrei’nin durumu da ondan farklı değildi.Donup kalmış gibilerdi.Sadece Yegor bu durumdan çok keyif alıyordu.Bıyık altından gülerken verecekleri tepkiyi bekliyordu.Sonunda Andrei kendini toparladı ve ‘’Evet Rose ablan benim sevgilim ama uzun bir süre sana oyun arkadaşı gelmeyecek.’’ dedi.Amacı Rosaline’i sinir etmek değildi ama Pyotr’a durumu anlatmanın daha uygun bir yolunu bulamamıştı. Rose ise bu sefer kocaman kocaman açılmış gözlerini Andrei’ye dikmişti. Andrei,bu açıklamaya rağmen Pyotr’ı susturabilmiş değildi.

‘’Eğer sen evlenmeyeceksen ben de evlenebilirim Andrei.Rose çok güzel.’’

 Rose gülse mi kaçsa mı bilemezken Andrei ise küçücük çocuktan Rose’u kıskanmanın doğru olup olmadığını tartışıyordu içinde.Yegor,bu görüntüyü daha fazla izlerse dayanamayıp kahkaha atacağını anladığında torunu gibi sevdiği çocuğun başını okşadı ve ‘’Böyle sorular sorulmaz evlat.Zamanı gelince elbet  sana bir oyun arkadaşı gelir.’’ dedi.

Rosaline,Yegor amcadan da umduğunu bulamayınca mutfağa gitmesi gerektiğiyle ilgili bir şeyler geveleyip kaçtı.Kendini tahta taburelerden birine attı ve başını elleri arasına aldı.O kadar kızarmıştı ki yanakları yanıyordu.Bir daha Andrei’nin yüzüne nasıl bakacağını bilemiyordu!

Andrei ise ondan farklı değildi.Yegor ve Pyotr ile kalıp konuşmalarına katılmaya çalışmıştı ama aklı Rosaline’deydi ama o Rosaline’in aksine utanmıyordu. Aklı tekrardan Rosaline ile evli olmanın nasıl olacağına kaymıştı. Bu hayal o kadar güzeldi ve Andrei o kadar dalmıştı ki Yegor amca ve Pyotr’ın kendisine seslendiğini bile duymamıştı.Pyotr onu dürtünce kendine geldi ve Katya ile konuşması gerektiğini hatırladı.Pyotr’a ‘’Benim bir süreliğine dışarı çıkmam gerekiyor.Gelince sana yeni tekne tasarlarız ne dersin? Hem senin yaptığını değiştirmek zorunda kalmayız hem de benim de sığabileceğim bir teknemiz olur.’’ dedi.Çocuk büyük bir keyifle kabul etti ve kendini dışarıya attı Andrei.

Katya’nın evine doğru yürürken aklı o kadar dağınıktı ki camdan onu izleyen bir çift gözü bile farketmedi.

Ormanın KollarındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin