BÖLÜM 19
Luhan ve Kris yorucu bir günün ardından kendilerini aynı odaya atmışlardı. Yatağa yığılma sahneleri de aynı olunca kafaları tok bir ses çıkartacak kadar ses çıkarmıştı. İkisi de yatakta diz çökmüş birbirlerine bakarken kafalarını ovuşturuyorlardı.
Nereden olduğunu anlamadıkları bir hisle birbirlerinin gözlerine kenetlenmişlerdi. Sanki birbirlerinin çekim alanlarına girmişlerdi. Gözlerine baktıkça ayrılmayı bırakın daha da yaklaşıyorlardı. Birbirlerinin burunlarına dokunurken dudakları daha da yaklaşıyordu. İkisi de gözlerini yumacakları sırada Kris’in aklına ormanda olanlar ve devamı gelmişti.
Aniden kafasını yana çevirince Luhan’ın dudakları onun yanağı ile buluşmuştu. Kris az önce ki yaptığına üzülse de pişman değildi. Luhan onun bu yaptığına sinir olmuştu ve sağ elini onun çenesine atıp kendisine çevirdi ve şaşkın gözleri aldırmadan dolgun dudaklara yapıştı. Luhan Kris’i duvara yapıştırmıştı artık beynine değil kalbine soracaktı ne yapması gerektiğini.
Kris şaşkınlığını atınca o da Luhan’a karşılık vermeye başladı. İkisinin de dudakları kıvrılmıştı artık saklamak yoktu. Ayrılınca birbirlerine şaşkınca bakarken aynı anda,
“Artık saklamayalım” dediler. Daha sonra kıkırdayıp ilk defa birbirlerine içten gülümseme göndermişlerdi. İkisi de alınlarını birbirlerine yaslayıp,
“Seni seviyorum” dediler ve dudaklarını yine birleştirdiler. Bazen bir sebep ararsın yaptığın bir şeyde ama bu sefer hiçbir sebep yokken âşık olduklarını itiraf etmişlerdi ve daha ilerisine gidecek gibi duruyorlardı.
Ufak yatak onların en ufak hareketlerinde sağa sola sallanırken ikisi de birbirlerinin üzerinden çıkmamış komutan kıyafetlerin, çıkartmak için uğraşıyorlardı. Önce yıldızlı ceketleri yerle buluşmuştu. Daha sonra sıkı bellerini salan kemerde yere kocaman bir öpücük vermişti. Birbirlerine aç gözlerle bakarken herkes kendi koyu yeşil tişörtünü çıkarmıştı.
Luhan ve Kris ellerini birbirlerinin omuzlarına koyup sanki devam etmek için bakış atmaya başlamışlardı. Cevap olarak birbirlerine keskin bakışlar atmışlardı. Daha sonra birbirlerinin pantolon düğmelerine attılar ellerini ve üzerindeki gereksiz her şeyi kendilerinden uzaklaştırdılar.
Luhan kendisini onun karşısında çıplak olunca utanmıştı ve başını eğerek,
“Bu şekilde karşınızda olduğum içim utanıyorum yüzbaşım (!)” dedi. Kris onun eğik çenesini kendi eli ile kadırıp,
“O zaman ben bir domates olmalıyım” dedi. Bu Luhan’ı gülümsetmişti ama Kris ona çatık keskin kaşlarla bakıp,
“Beni öp!” dedi. Luhan onun birden sinirlendiğini anlamadığı için boş gözlerle bakmaya başlamıştı. Kris kendi dudaklarını gösterirken Luhan’a göz kırpıp,
“Beni öp, teğmen Luhan!” dedi. Luhan elini anlına koyup klasik asker selamını verip Kris’in dudaklarını öpmeye başladı. Luhan onun omuzlarından tutarken Kris’in ellerini onun bacaklarındaydı. Luhan Kris’in dudaklarını öperken uzun olanın eli ufak bir yolculuğa çıkmıştı. Luhan penisinde hissettiği dokunuş ile Kris’in ağzına inlemişti. Kris buna biraz gülümsemişti.
Luhan sanki ondan öç almak ister gibi yavaşça Kris’in yatağa uzanmasını sağladı. Luhan yavaşça Kris’in üzerine tırmanıp ona büyülü gözlerle bakmaya başladı.
“N-ne yapıyorsun Luhan?” Luhan sadece parmağını Kris’in dudaklarına koyup susturdu.
“Şimdi Teğmen Luhan, yüzbaşını mutlu edecek” Deyip dudaklarını tekrar buluşturdu.
Luhan dudaklarını Kris’in şişmiş dudaklarından çekip dudaklarını Kris’in vücudundan ayırmadan aşağıya indirmeye başladı. Önce çenesi ve boynu. Boynunu ve çenesini öpüp ısırdı ve bir çok kez ısırdı. Kris ellerini onun kalçasına atıp sıktığında Luhan gerilmişti ve şişmiş penisi Kris’in vücuduna yoğun olarak sürtünmüştü. İkisinin de ağzından derin bir inleme çıkmıştı. Luhan dudaklarını daha da aşağıya indirdi ve iki göğsün arasına dudağını değdirdi. Daha sonra dili ile daireler çizerken Kris’in vücuduna baya salyasını bırakmıştı. Bu şekilde salyalarını bırakırken aşağıya indi ve Kris’in sporcu karnına kocaman öpücükler bıraktıktan sonra kasıklara iz bırakacak dokunuşlar yapmaya başladı.
Kris zorla örtülere tutunuyordu. Bu yaptıklarını yanlıştı ama buna baskın gelen iki şey daha vardı. Birincisi gerçekten bu çocuğu seviyordu ve lanet olsun bu zevke karşı koyamıyordu.
Luhan onun penisinin başına dudaklarını değirince Kris’ten hemen bir inleme koparmıştı. Luhan buna gülümseyip dudakları ile Kris’in hemen sertleşmiş penisinin neredeyse her tarafına öpücük bıraktı. Luhan yukarıya çıkıp son kez Kris’in dudaklarına öpücük bıraktıktan sonra aşağıya inip penisin tamamını ağzına aldı.
Luhan dilini etrafında döndürüyor ve gittikçe belirginleşen damarları rahatlıkla hissedebiliyordu. Bunu sevmişti.
Luhan Kris’in penisinde salyalarını akıtıyor ve arada ağzından çıkartıp elleri ile okşuyordu. Ağzına aldığında ise boğazına değecek kadar emiyordu. Kris çıldıracaktı, ölümdeki beyaz ışığı hissediyordu. Neden bu kadar kuvvetli bir zevk dalgası hissediyordu ki?
Bunu yapanın Luhan olduğu için mi?
Bir zamanlar bulduğu ilk fırsatta öldürmek istediği kişi.
Hayat tuhaftı hem de çok tuhaf. Artık Kris bir sonraki gün için plan yapmanın tamamen saçmalık olduğunu anlamıştı. Boşuna beynini yormaktan başka bir şey değildi.
Luhan Kris’in artık boşalacak duruma geldiğinde salyalı organı bıraktı ve onun gözlerine bakmaya başladı. Kris Luhan’la kendisini yer değiştirtip onun uzanmasını sağladı. Kris Luhan’ın gözlerinin derinliklerine baktı ve sadece gözleri ile konuştu. Bu sert adam da insanları sevebiliyordu. Onun da kalbi vardı. O da âşık olup bir kedi yavrusu olabiliyordu. O da bir zamanlar çocuktu düşüp dizini yaralamıştı.
Kris gözleri ile Luhan’a canını çok yakmayacağına dair bakışlar atmıştı. Luhan sadece ona sana güveniyorum gibi gülümsemişti. Kris yavaşça Luhan’ın dudaklarını öptü ve güzel yüzünü ellerinin arasına alıp okşadıktan sonra boynuna ilerledi. Luhan hemen hissettiği nefesle bile inlemişti. Kris onun bu haline gülümseyip dudaklarını Luhan’ın boynuna gömüp bir vampir gibi emmeye başladı. Kris’in dudakları, dişlerdi ve Luhan’ın cildi de kan.
Kris Luhan’ın göğüs uçlarından birini dudaklarının arasına aldığında Luhan’da onun omzuna tırnaklarını geçirmişti.
Kris Luhan’ın göğüs ucunu emip, ısırıyor ve çekiştiriyordu. Luhan alt dudağını ısırmış zevk dalgası içinde boğulmamaya çalışıyordu. Kris göğüs uçları baya kızarınca serbest bıraktı ve daha da aşağıya indi. Luhan’ın karnına ve belinin kenarlarına öpücükler bıraktı. Luhan kasıklarında hissettiği elektriklenmenin üzerine birde yumuşak dudaklar eklenin artık canını feda edebileceğine karar vermişti.
Kris dudaklarını Luhan şimdiden şişmiş ve canını yakan üyenin ucuna bastırdı.
“Umm” Luhan saniyesine inlemişti. Kris bunu sevmişti sanki basılınca ses yapan bebekler gibiydi. Kris birçok daha öpücük bıraktığında Luhan’dan birçok inleme kazanmıştı. Luhan şiş penisi bırakıp Luhan’ın bacaklarını iki yana açtı. Bunu yapınca Luhan biraz utanıp elleri ile yüzünü örtmüştü ve uzun olanı sadece gülümsetmişti. Kris ağzına kendi parmaklarını sokup ıslattıktan sonra yavaşça tekini Luhan deliğine gönderdi. Luhan’dan pek tepki gelmemişti. İkinci parmak eklendiğinde Luhan tiz bir ses çıkarmıştı ve arkasından üçüncü parmak. Luhan bunda ciddi anlamda ses çıkarmıştı. Kris uzanıp onu öptü ve bu arada parmaklarını hareket ettirerek Luhan’ın deliğini genişletiyordu. Luhan her acıdığında biraz sert öpüyordu ama sert öpüşleri geçince Kris’in artık rahatladığını anlamıştı.
Kris parmaklarını çekince Luhan’ın penisine eğildi ve gerçekten ihtiyacı olan şeyi verdi. Ağzına alarak baştan aşağıye emip gel git yapıyor dilini baştan aşağı her yerine sürtüyordu. Luhan delirmek üzeriyleydi Kris’in saçlarını çekiştirebiliyordu. Luhan boşaldığında Kris hepsini yutmuştu. Luhan bu yutma olayını görünce dirseği ile gözlerini örttü. Daha sonra vücudunun alt kısmında hissettiği sızı ile gözlerini kapatan engeli çekmişti. Kris yavaşça onun içine girince rahatça hareket etmek için biraz bekledi. Luhan derin nefes alıp onun kollarından tutunduktan sonra yavaşça hareket etmeye başlamıştı.
Kris gelgitlerini yaparken sürekli biraz daha hızlanıyordu. Luhan bacaklarını onun beline sarıp daha da derine vurmasını sağladı. Kris sert vuruşlarını yaparken Luhan’da onun vücuduna sert tırnak izlerini bırakıyordu.
Kris hızla gelgitlerini yaparken arada eğilip Luhan’ı öpüyordu.
Bu arada.
“Bizi teğmen Luhan’ın odasına götürü müsünüz?” Bay ve Bayan Lu görevli askerden yardım istiyorlardı. Asker önce,
“Siz kimsiniz?” diye sordu. Cevapları basitti.
“Anne ve babası” Asker onayladı ve yürümeye başladılar.
Saat geçti ama anca gelebilmişlerdi.
Asker kapıya gelip birkaç kez tıklattı ve izinin gelmesini beklemeye başladı.
Kapının sağı ve solu şu anda çok farklı bir durumdaydı.
Bir tarafta oğullarının akıllandığını düşünen bir aile.
Bir tarafta terle ve seksle kokan iki ciddi işe sahip olan gençler.
Ve hiçbir şeyden haberi olmayan yarı saydam asker. Her şey onun elinde sadece kapıyı açma süresine bağlı.
Peki doğru zamanda açabilecek mi?
Çıplak gençler ne yapacak?
BÖLÜM SONU