Tanışma

134 19 2
                                    

-Angelina'nın Ağzından-

Akşam olana kadar dedikodu yapmıştık ve akşam beş gibi eve dönmüştük. Yorgunluktan ölüyordum. Yol yorgunluğu ve gezme beni bitirmişti. Eve geldiğimizde ev halkına çok yorgun olduğumu ve hemen yatacağımı söylediğimde bazı itirazlar duydum ancak umursamadım. Kendimi yatağa attım.

Uyandığımda saat gece 2'ydi. sekiz saat uyku elbette yetmişti. Aşağı inip mutfağa doğru ilerledim. Karnım kazınıyordu. Buzdolabını açtığımda dünden kalan makarnalar duruyordu. Uykulu gözlerimi kırpıştıra kırpıştıra dolaptan alıp mikrodalgaya koydum. Midemin gurultularından annemler uyanacak diye korlmaya başlamıştım artık ki, mikrodalga yemeğin ısındığını belirten sesi çıkardı. Ellerim yana yana tabağı alıp masaya doğru ilerledim. Hemen bir çatal kapıp yemeye başladım. Yemek bittiğinde saat 2:45'di. Uykum gelmediği için kitap okumaya başladım. Ancak bir türlü konsantre olamıyordum. Sonunda pes edip kendimi dünkü meteorun hayalleriyle baş başa bıraktım. Bu fikir gittikçe daha da kafama yatmaya başlıyordu ancak buna sevinmeli miydim üzülmeli miydim bilmiyordum. Uyuyakalmışım.

     Ertesi gün, erkenden uyandım. Saat 6:36'ydı. Hızla altıma bikinimi geçirip üzserime bir şort ve tek omuzlu bir t-shirt giydim. Telefonumu da yanıma ve sahile doğru yürümeye başladım. Annemlere haber vermemiştim çünkü bu saatte uyanmaları imkansızdı. Yavaş yavaş yürümeye başladım. Ayaklarım suya değiyordu. Şezlonglara geldiğimde kıyafetlerimi çıkarıp suya atladım. İstemeden küçük bir çığlık attım. Su buzdan da soğuktu.

    Arkamdan "Hey" diye bağıran birini duydum. Başımı çevirdiğimde meteor karşımdaydı. Kendisi de suya atladı ancak o hiç üşümüş durmuyordu. Bir an nefessiz kaldım. Zorlukla gülümsedim. "Sana da hey" dedim gülerek. "Adım Demir. Senin?" dedi kibar bir şekilde. Allam dünyada bu kadar seksi bi ses varmıydı ya? "Benim de Angelina. Memnun oldum." gülümsedi. Amanınn gülünce çok tatlı oluyoduu! "Türk değil misin?" kıkırdadım "Annem İngiliz ama babam Türk. Zaten soyadım Türkçe olacak bari adım İngilizce olsun demişler." Anladığını belirten bir mırıltı çıkardı. "Ama güzel bir ismin var. Sana kısaca Angel diyebilir miyim?" başımı öne eğdim. Utanmıştım. "Ama sonradan bu ismi yanlış koyduğunu düşünebilirsin ona göre!" gülmeye başladık. Ona acayip sarılasım gelmişti. "Yani göründüğüm gibi değilim diyorsun?" "Aynen" . "Ama ben yine de sana Angel diyeceğim." Gülümsedim. Bu çocuk çok şekerdi! "Akşam ne yapıyorsun?" bir an ne diyeceğimi bilemedim. Bu Meteor beni yemeğe mi çağıracaktı? Daha neler. Ama onu tavlamam gerekti. O ayakkabıları gerçekten istiyordum. "Boşum." dedim. "Öyleyse akşam 5'de buluşalım mı?" denizde olduğumuz için şükrettim yoksa dizlerimin ne kadar titrediğini görürdü. "Elbette." dedim. "Nereye gideceğiz?" "Sen bana bırak Angel." bana Angel demesiyle içim bir tuhaf olmuştu. Bana resmen melek diyordu!

    Dudak büktüm. "Pekiii." dedim. Ve denizden kıyıya doğru yürümeye başladım.

Titrememek için direniyordum. Hem çok heyecanlıydım hem de vücudumdaki her hücrenin buz tuttuğuna emindim.

    Mor havluma sarılıp Demir'i beklemeye başladım. Çocuk gerçekten meteordu. Onun son tur yüzüşünü izlerken sevgili olmamız ile ilgili hayaller kurmamaya çalışıyordum. Ancak onu tavlamak zorundaydım.

    Denizden çıkıp yanıma oturdu. "Bayağı üşümüş görünüyorsun." başımı hafifçe öne arkaya salladım. Kendi havlusunu üzerime örttü. Çocuk çok romantikti. Ona sıcak bir şekilde gülümsedim. "Teşekkürler." aynı şekilde karşılık verdi. "Telefonunu almayı unuttum." Telefonumu mu isteyecekti? yok artık. "Evet unuttuk galiba." bana numarasını verdi ben de telefonuma yazdım. "Şimdi seni çaldırıyorum." telefonu, klasik Samsung zil sesinde çalıyordu. Çaktırmadan markasına baktım, Galaxy Note 3. Aslında şaşırmamıştım. Fakir mi olacaktı? "Öyleyse akşam görüşürüz Angel. Unutma 5'de." başımı sallayıp gülümsedim. Tam elimi sallayıp gidecekken "Nerede buluşacağız?" dedim. "Süpriz dedim yaa." "Öyle değil,gitmeden önce." Bir an düşündükten sonra "Ben seni evin oradan alırım." Alırım mı demişti o? Arabayla mı? Ehliyeti var mıydı? Ya kaza yaparsa? "Tamam o zaman. Akşam görüşürüz." El sallayıp uzaklaştım.

  

Angel'İnaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin