Yekta kapının anahtarını çevirirken Berrin yıllar öncesine gitti birden.
"Daha 8 yaşında falandı Berrin.Bir gün annesiyle alışverişten dönüyorlardı.Annesine en sevdiği çikolatayı almadığı için kırılmıştı.Annesi onu güldürmeye çalışırken bir yandan bir yandan kapıyı açmaya çalışıyordu.O anahtarın çevrilme sesi bile huzur veriyordu.Sonra birden dalgın gözlerini elindeki çikolataya döndürmüştü Berrin.Annesi ona sürpriz yqpmış elindeki çikolatayı vermişti.Berrin annesinin boynuna sarılmıştı.Sımsıkı."
İçeri girmeyecek misiniz?
Haaa..Çok afedersiniz. Birden r şey hatırladım da kusura bakmayın.
Bu arada tekrar tanışalım.Ben doktor Yekta Duru,sizin de isminizi öğrenebilir miyim?
Ben,ben..Şeey..
Berrin dedi sadece.Hayır ne diyebilirdi ki başka zaten.Ben pavyonda çalışıyorum mu diyecekti.
Yekta hemen banyoyu hazırladı.Berrin eve bakıyordu.Sade, düzenli ve şık bir evdi.Sıcak bir banyo iyi gelir.O sırada ben size giyecek bir şeyler ayarlayım.sonra bir çorba ve çayla bir şeyin kalmaz.
Berrin öylesine iyi hissediyordu ki kendini burada . Tıpkı seneler öncesinde annesinin yanında iyi hissettiği gibiydi.Berrin banyoya girdi.Sımsıcak suyla buluştuğunda bedeni içi ısınmıştı adeta.Ama hafif üşümesi ve hapşırması devam etmiyor değildi.Yekta o sırada mutfakta sıcacık bir tarhana çorbası pişiriyordu.Evet onun annesinin en güzel yaptığı ve öğrendiği çorba.Küçükken hastalanınca içip hemen şifa bulduğu çorba.Berrin duştan çıkmış Yekta'nın kıyafetleri biraz bol olsa da Berrin yine harika görünüyordu.O sırada Yekta çorbayı tepsiyle beraber getiriyordu.Keşke bu kadar zahmet etmeseydiniz.Zaten size karşı mahcubum.Öncelikle bana siz diye hitap etmezseniz sevinirim Berrin.İkincisi çorba annemin şifalı çorbasıdır.İçip güzelce dinlenirsen yarına hiç bir şeyin kalmaz.
Gerek yok.Ben birazdan kalkarım.Zaten gitmem gereken bir yer var.Eğer ölmeyi becerebilseydim,gitmek zorunda kalmayacaktım.
Bak Berrin.O gece seni hastaneye getirdikleei gece.Ben vardım nöbetçi doktor .Seni ilk orada gördüm.Bugün de sudan seni çıkarınca anladım ki sen o kadınsın.
Berrin çorbasınj içmeyi yavaşlatıp,şaşkın bir yüz ifadesiyle Yekta'ya bakıyordu.
Beni tanıyorsun.Kim olduğumu,nereden geldiğimi biliyorsun.Ama bana yine de yardım ediyorsun.
Ben bir doktorum Berrin.Hastakarımın kim olduğu değil neyi olduğu önemlidir benim için.Ve eminim ki en azından hislerimin söylediğine göre sen bunu yapmak isteyecek birisi değilsin.
Berrin utanmış bir yüz ifadesiyle Yekta'yı dinliyordu.
Bak Berrin.Şimdi çorbanı iç ve uyu.Bir yere de gitmek yok.Yarın sabah kalktığımda konuşacağız.Senin için sağdaki odayı ayarladım.Orada yatabilirsin.Bir şeye ihtiyacın olursa çekinmeden söyleyebilirsin.Şimdi dinlen ve iyileşmeye bak.İyileşince gidersin.İyi geceler.
Berrin hiçbir şey söylemedi.Selami'nin iğrençliklerini tahmin etse de bu gece huzurla sevgiyle uyumak istiyordu sadece.O yüzden sadece başını sallamakla yetindi sadece.İyi geceler dedi.
Yarınını neler beklediğini bilmeden yumuşacık yastığa koydu kafasını.Ve baş ucunda duran Yekta'nın fotoğrafına ilişti gözü.Ne kadar iyi kalpli ve yakışıklı bir adamdı Yekta.Kalbi o kadar samimi sıcak gelmişti.İlk defa böylesine r erkeğin yanında utanmıştı.Ama hikayenin sadece bu geceden ibaret olduğunu bilen Berrin yavaşça gözlerini kapattı.Yarın ki pisliğe tekrar bulaşacağını bile bile..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZIN SİYAHINDA
Novela JuvenilGrilerde kaybolmuş bir hayatın içinden.. Beyoğlu sokaklarında beyazlığı arayan siyahın hikayesi.. Bir o kadar masum bir o kadar kirli..?