thirteen

611 83 86
                                    

bir duyurum var...15. Ya da 17. Bölümde final ya da sezon finali yapacağım fakat büyük ihtimalle final olacak...

Kız nefes nefese her günkü rüyasından uyandı. Bu sefer ilk durağı sulu ruh değildi... Bu sefer ilk tonny e gidecekti... Çünkü eğer ne oluyorsa burada en çok bilgi sahibi olan oydu...

***************

Kız hemen yatağından kalktı ve üstünü değiştirdi. Aynasına baktı.
Saçlarını üstün körü düzeltti. Aşağı indi. Arkadaşı uyanmıştı. Kız arkadaşına ben çıkıyorum dedi.
- nereye?
- tonny ile birşey konuşmalıyım...
- annabeth... Cidden son günlerde okula hiç gelmiyorsun... Endişeleniyorum... Tabi tonny ile ilerleme kaydetmen güzel...
- ay birde okul vardı dimi! Of ben son günlerde cidden okul denen şeyin varolduğundan pek emin değildim. Ama bu konu ciddi... İşleri falan ilerletmedim... Dedi kız ve kapıyı çarpıp dışarı çıktı. Tonny yi aradı.
- alo? Tonny?
- buyrun benim...
- ben annabeth...
- ahh... Pardon.. Nasılsın? Dün yaptığım aptalca şeyden dolayı cidden üzgünüm...
- sorun değil... Tek bir şartla...
- neymiş şartın?
- bana soracağım sorulara cevap ver.
- peki sor...
- yüz yüze olmalıyız... Saat 1 gibi olympus cafe de olur mu?
- tabi uygun fakat saat bire kadar ne yapacaksın? Saat daha 10...
- ufak bir ruh görüşmem var görüşürüz dedi ve telefonu kapattı. Eski eve gitti.

**************

Her gün baktığı aynanın önünde durdu ve bağırdı.
- sulu ruh buradasın biliyorum!
Cevap gelmedi.
- biliyorum! Çık ortaya! Aptal yerine koymaktan vazgeç beni! Ben senden daha akıllıyım...
Sulu ruh gelmedi. Kız yine garip sesler duymaya başladı. Yine o kız ve erkek... Sesler boğuk geliyordu. Kızda seslerin kaynağını bulmak için kulağını duvara dayaya dayaya gitti. Sonra aşağıdaki havalandırmadan geldiğini farketti. Kulağını havandırmaya dayadı. Bu sefer kavga ediyorlardı. Kız olan bağırdı:
- sen zaten hep böylesin! Beni aptal yerine koymaktan vazgeç! Ben senden daha akıllıyım!
- lütfen! Yeter annabeth! Ben seni aptal yerine falan koymuyorum!
- öyle mi!? Peki niye benimle oynuyorsun! Gerçekleri yüzüme söylesene! Söyleyemezsin çünkü sen bir yosun kafasın! Umarım öldüğünde bile hiç bir zaman kimseye birşey söyleyemezsin! Dedi ve kapı çarpma sesi geldi. Kız yavaşça kulağını uzaklaştırdı. Gözünden bir damla yaş geldi. O erkek sulu ruhtu... Ve şu an konuşamamasının tek nedeni kendisiydi. Onu lanetlemişti... Hemde bu evde... Kız tekrar aynaya döndü. Baktı. Bağırdı.
- sulu ruh! Neredesin! Lütfen çık ortaya! Özür dilerim...
Sonra aynanın kadrajına bir çocuk girdi. Bu sulu ruhtu. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Kız gülümsedi.
- bu sesleri tek ben duymuyorum değil mi? Sende duyuyorsun...
Percy başını salladı. Onayladı.
- ruhlarda ağlayabiliyor muydu ya?
- ruhum diye insanlığım yok mu sanıyorsun?? Ya da duygularım??
- konuştun... Ama nasıl?
- özür diledin... Laneti geri aldın...
- o çocuk tonny değil sensin dimi?
- evet... O kızda sen...
- ben neden seni hatırlamıyorum ama neden!?.
Kız ağlamaya başlamıştı. Ne zaman hatırlamaya çalışsa beynine ağrı giriyordu ve engelleniyordu. Percy kıza yaklaştı ve ıslak ve buz gibi olan elleriyle kızın yüzünden düşen bir damla yaşı sildi.
- üzülme bilmiş kızım.. Ama bende sana anlatamıyorum...
- neden?!
- piper veya tonny ye sor... Onlar anlatmalı...
- peki ya anlatmazlarsa...
- buraya gel... Hatırlayacaksın... Yavaş yavaş.. Belki de beynine fazla gelecek kaldıramayacaksın... Tek isteğim: eğer zarar göreceksen hatırlama... Beni hatırlamasanda olur.. Sadece mutlu ol...
Sonra çocuk buhar gibi kayboldu. Kız son bir kez aynaya baktı. Sonra da saatine... Saat bire yaklaşıyordu. Tam kapıdan çıkacaktı ki sesin geldiği yeri merak etti. Aşağı indi ve odaya girdi. Burası diğer odalara kıyasla daha fazla eşyaya sahipti. Kavgadan kalan belirtiler vardı. Yerde kırılmış bir vazo, odanın ortasında üstünde kan lekeleri olan cam sehpanın kırıkları.... Kız görüntüleri görebiliyordu. Sanırsa seviye atlamıştı. Kız gitmeden önce sinirlenip vazoya vurmuştu daha sonra odadan çıkınca da percy sinirlenip cam masaya vurmuştu... Daha sonra tekrar kavga anı gözünün önünden geçti. Kız odaya girince kulağına şarkı sözleri akın etmeye başlamıştı. Kavganın nedeni neydi acaba? Bu işi bir şekilde halledecekti. Ya sulu ruhu hatırlayacaktı ve onu bir şekilde canlandıracaktı... Ya da hiçbirşey öğrenemeyecek ve sır perdesi dolu bir hayatla yaşamaya devam edecekti.

"I loved, than I loved, than I lost you...
And it hurts like hell..."

                                 HURTS LİKE HELL


NOT: yukarıdaki söz annabethin aklına gelen şarkı sözleridir.. Şarkının ismi de altında yazıyor... İsterseniz çeviri ile dinleyebilirsiniz...

İkinci not: oylar çok azaldı. Eğer biraz artarsa 20-25 arası final yapabilirim...

PERFECT | Dark Percy! |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin