1| Unut Onu

20.6K 1.7K 2.2K
                                    

Hatalarım varsa affola. İyi okumalar!

Güneş ufuktan ağır ağır doğup, evimin pencerelerinden süzülerek yatağımda uyuyan Jeongguk'un masum yüzüne düştüğünde ilk o zaman anlamıştım ona olan sevgimin bir sınırının olmadığını. Sarı, turuncu karışımı ışıklar tüm güzelliğiyle onun kirpiklerini okşuyor, dudaklarına dokunuyor, beyaz tenine renk katıyordu. Haksızlık, diye düşünürdüm, Jeongguk'un bu kadar güzel olması haksızlıktı.

Küçüktük, birlikte büyüdüğümüz zamanlar içinde arkadaşlığımız kuvvetlenmiş, asla ayrılmayan bir ikili olmamıza neden olmuştu. Her şeyini bilirdim, o da benim her şeyimi bilirdi lakin asla dikkat etmezdi; moralimin bozulduğunu anlar fakat ne için bozulduğunu bilmezdi, oysa ben onun tek bir kirpiğinin oynamasından anlardım kalbinden geçen duyguları.

Bir de Jeongguk çok düşkündü bana, belki biraz umursamaz gözükürdü lakin tek bir gözyaşımı görse dünyayı benim için yakabilirdi. Üzüldüğümü anladığında nedenini öğrenmekten çok beni mutlu edecek hareketler yapardı. Beni güldürür, kanadım kırıldığında kanadım olur, beni benden bile daha iyi tanırdı.

Böyle aşık olmuştum ona, bana karşı beslediği saf arkadaşlığımızı kendi duygularımla harmanlayıp adına aşk demiştim. Bazı geceler birlikte uyurken gizlice onu izler, yüzüne kaçamak öpücükler kondurur içimdeki açlığı bastırırdım. İlk başlarda güzeldi, Jeongguk benimle ilgileniyor, ona olan duygularımı bilmiyor ve beni sevdiğini hissettiriyordu; na yaşamayı hissettiriyordu.

Fakat sonra büyümüş, çocukluktan çıkıp ergenliğe girdiğimizde Jeongguk boy atmış, yüzünün eski yumuşak hatları keskinleşmiş ve çok sevdiğim tavşan dişlerinden nefret eder olmuştu. Büyümüştük, lakin tek büyüyen bedenlerimiz değildi, benimle birlikte Jeongguk'a olan duygularımda büyümüş artık önünü alamadığım raddeye gelmişti.

Jeongguk güzelliğini gizlemekten geri kalmadığı gibi herkesle flört eder, yakınlık kurardı. İşte o an anlamıştım aşkın aslında ne kadar acı verici bir duygu olduğunu. Seviyordum sevmesine ama yanında öylesine acı çekiyordum ki, bazı geceler kendimi kaybediyordum. Jeongguk biseksüel olduğunu söylediğinde ne kadar istemesemde içimde oluşan umut kırıntıları bir kez daha bana kim olduğumu hatırlatmıştı. Ben, Kim Taehyung, Jeongguk'un gölgesi altında kalmış, herkesin ona ulaşmak için bir basamak olarak gördüğü kişiydim. Kimse gerçek beni görmez, umursamazdı, onlar için sadece Jeongguk'un yanında gezen asalak biriydim.

Yaralarım kabuk bağlar, sonra tekrar kanardı. Bu bitmeyen kısır döngü ruhumda geçmeyen onlarca iz bırakıyordu, lakin buna dur demeye ne gücüm yetiyordu, ne de duygularım.

Sonra bir gün fakülteye gelen güzeller güzeli bir kız hayatımın acı içinde geçen günlerinin başlangıcı oldu. Minsoo sarı saçları beline kadar uzanan, düzgün fizikli, dolgun dudaklı, herkesi kendine hayran bırakan bir kızdı. Sevmemiştim, onu ilk gördüğümde gerçekten sevmemiştim lakin Jeongguk'un ona deli olan kalbi yüzünden her gün o kızı arıyordu gözlerim. Hesap sormak istiyordum fakat kelimeler bir türlü çıkmıyordu dudaklarımdan, ne derdim yüzüne, sevdiğim adam senin için kalbimi kırıyor diyemezdim ki, bunu yapamazdım. İçimi parçalar, kanatır, lakin yine de Jeongguk seviyor diye o kıza dokunmazdım.

İki yıl olmuştu Jeongguk Minsoo'yu seveli ve sevgili olalı, yirmi bir yaşında genç bir erkektim lakin kalbim hâlâ aptalca onu bekliyordu. O hayatına devam ederken ben kendi aşkımın içinde boğuluyor, bir çıkar yol arıyordum. Ölüyordum, beş yıldır kendi kendime eziyet çektiriyor ve ne kadar denesemde Jeongguk'un beni kendine bağladığı iplerden kurtulamıyordum.

"Sevgilim," dedi en naif tonda, Minsoo giydiği mini eteğe aldırmadan Jeongguk'un kolları arasına hızla girdiğinde gözlerimi usulca başka bir tarafa çevirdim. Alışmıştım, Jeongguk'la olan derin sohbetimizi sürekli Minsoo'nun kesmesine ne yazık ki alışmıştım. "Jeongguk! Ne kadar mutluyum bilemezsin!" Minsoo'nun sevinçli sesi kulaklarıma dolduğunda tekrar görünmezliğe bürünür halde kafamı yaslandığım ağaca dayadım.

The Friends |Taekook|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin