11.Kâbus💫

3.2K 339 105
                                    

Lindsey Stirling - Shatter Me

Multimedia'da Uhud var.

Multimedia'da Uhud var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Asel Esrin;

''Eren onları yakalamamız gerek!'' dediğimde Eren kolumdan tutarak beni durdurdu.

''Bu çok tehlikeli!'' dediğinde kafamı şiddetle iki yana salladım.

''Ya bir daha onları bulamazsak? Bunu yapmak zorundayım.''

"Tamam." dediğinde anlayamayarak ona baktım. Neye tamam diyordu?

Eren bir anda ''Şimdi!'' diye bağırdığında ben daha ne olduğunu anlamadan elimden tuttu. Beni çekerek koşmaya başladığında bende onu takip etmek zorunda kaldım. Arabaların korna sesleri kulaklarımı doldurduğunda Eren benden hızlı koştuğu için ben arkada kalmıştım.

Bir anda hızla bize doğru gelen araç son anda frene bastığında arkadaki araç ona çarpmamak için durduğu zaman az kalsın bizim yüzümüzden kaza olacaktı.

Yolu geçmeyi başardığımızda kalbim boğazımda atıyordu. Etrafımızdaki insanlar şaşkınlıkla bize bakarlarken onların bakışlarını umursadığım pek söylenemezdi.

Hazan ve Çınar koşarak insanların arasından geçerlerken bizde Eren'le onları takip ediyorduk ama onlar bizden daha öndeydiler ve cadde kalabalık olduğu için onları kaybetmemiz an meselesiydi.

Yaşadığım adrenalinle kalbim göğüs kafesimi parçalamak istermişçesine hızlı atarken koştuğumuz için ciğerlerimdeki hava bana yetmiyordu.

''Asel onları kaybettik!'' dedi Eren öfkeyle ve karşıma baktığımda gerçekten de onları kaybetmiştik. Sonunda koşmaya son verip durduğumuzda sırtımı yandaki duvara yaslayıp ellerimi dizlerimin üzerine koymuş ve derin derin nefesler almaya başlamıştım.

''Onları kaybettiğimize inanamıyorum.'' dedim hayal kırıklığına uğramış bir ses tonuyla.

''Onları bulacağız.'' dedi Eren kararlılıkla ''Şimdi kaçmayı başarmış olabilirler ama gelecek sefer kesinlikle onları yakalayacağız.''

***

Eren beni eve bıraktığında ona minnettardım. Saat baya geç olmuştu. Eve girdiğim zaman ışıkların kapalı olduğunu gördüğümde herkesin uyuduğunu anlamıştım. Yavaş adımlarla içeri girdiğimde su içmek için mutfağa geçmiştim.

Buzdolabından suyu alıp bardağa boşalttığımda küçük yudumlarla suyumu içtikten sonra bardağı yıkayıp yerine koymuştum. Arkamı döndüğümde bir anda karşımda Uhud'u görmemle korkuyla çığlık atacakken Uhud eliyle ağzımı kapatmıştı.

''Korkma benim...'' dedi kısık bir ses tonuyla ve elini ağzımdan çektiğinde şaşkınlıkla ona baktım.

''Sen uyumadın mı?'' diye sordum geriye doğru bir adım atıp aramızdaki mesafeyi açarak zira birbirimize oldukça yakındık.

Kağıttan HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin